ŞEHİRKÖY

Sırbistan’da Pirot kasabasının Osmanlı dönemindeki adı.

Osmanlı kaynaklarında Şarköy olarak da geçer. Belgrad-Sofya-İstanbul kara ve demiryolu üzerinde önemli bir bağlantı noktasıdır. Bugün küçük bir sanayi şehri durumunda olup Ortaçağ’dan kalma ufak bir kalenin çevresinde gelişmiş ve Osmanlı devrinde paşa livâsında uzun süre kadılık merkezi olmuştur. Şehirköy’ün Roma dönemindeki ilk izlerine III. yüzyılda Tabula Peutingeriana’da rastlanır. Burada Niş-Sofya yolunda Turres diye işaretlenen bir gözetleme kulesi görülür. Bu kule 600’lü yıllarda Slav istilâsı sırasında yok edilmiştir. Bulgaristan, Sırbistan ve Bizans sınırında hassas bir bölgede yer alan şehir tarihte birçok defa el değiştirmiştir. Kalenin kimin tarafından ve ne zaman yapıldığı bilinmemekle beraber X. yüzyılın ikinci yarısında Bizanslılar’ca inşa edilmiş olması muhtemeldir. Kale üç tarafı Nišava nehri ve bu nehre karışan Rasnička Reka ırmağı tarafından çevrelenmiş kayalık bir zeminde kurulmuştur. Bu iki nehrin kıyısında bulunan geniş çayırlık alanlar sürekli biçimde sular altında kaldığından bataklık haline gelmekteydi. Roma kalesinin temellerinin de bu bataklık alandaki sağlam bir noktaya atıldığı sanılmaktadır. Kale ilk defa 1163’te Şerîf el-İdrîsî tarafından Aturuni (kule) diye zikredilmiş ve bu adlandırma söz konusu yere şimdiki isminin verildiği XV. yüzyıla kadar kullanılmıştır.

Osmanlılar’ın I. Murad devrinde Balkanlar’da ilerledikleri, Sofya ve Niş’e (1386) hâkim oldukları sırada ana yol üzerinde ve nehrin kıyısında olan kaleyi de ele geçirdikleri tahmin edilmektedir. Niş’in kuşatılma ve fethinin 777’de (1375) gerçekleştirildiğini yazan eski Osmanlı tarihçileri Şehirköy’ün fethinden bahsetmez. Müslümanların 1386’dan sonra Şehirköy’e yerleştikleri ve burada bir cami inşa ettikleri bilinmemektedir. Kosova savaşından (1389) hemen önce Sırp kumandanı Dimitri Vojinovic, Kral Lazar’ın emriyle kaleyi geri aldı. Tarihçi Neşrî’nin naklettiğine göre I. Murad bunu öğrenince Yahşi Bey, subaşı Eyne Bey ve Sarıca Paşa önderliğinde 10.000 kişilik bir kuvveti buraya sevketti ve etrafını yağmalatıp yaktırdı. Sırp Kralı Lazar haberi aldığında yeğenini büyük bir kuvvetle Şehirköy’e yolladı. I. Murad buna karşılık Yahşi Bey’i gönderdi. Sırp kuvvetleri onun yaklaşması üzerine kaleyi boşalttı ve yaktı, halkını da buradan çıkarttı (Neşrî, I, 263). Kale kısa süre sonra yeniden inşa ettirildi. 1412’de Sırp Despotu Stefan Lazareviç tarafından alındı ve Mûsâ Çelebi’nin saldırısına karşı savunuldu. Ertesi yıl Mûsâ Çelebi’nin ölümüyle Çelebi Sultan Mehmed kaleyi resmen vasalı Stefan Lazareviç’e iade etti. 1428’de Lazareviç’in ölümünden sonra Osmanlılar kaleyi geri aldı. 1433’te Bertrandon de la Broquière burayı Pirotte adıyla anar ve Nissave nehri yakınlarında kayalık bir arazi üstünde inşa edilmiş bir kalesi olan, çevresi geniş bataklıklarla kaplı açık bir yerleşim yeri diye niteler. Ayrıca az sayıda Türk’ün yaşadığı, nisbeten küçük yer olduğunu ekler. 1443’te Kral Vladislav ve Sırp Despot Djurdje Brankovič liderliğindeki Haçlı ordusu Şehirköy’ü zaptetti. Segedin Antlaşması’nın (1444) ardından II. Murad tarafından tekrar Sırplar’a verildi, fakat 1456’da Djurdje Brankovič’in ölümünden sonra Osmanlılar’a geçti.

Osmanlılar’ın hâkimiyetinde bulunduğu devirde şehirle ilgili en eski bilgi 932 (1525-26) yılına ait Tahrir Defteri’ne dayanmaktadır (BA, TD, nr. 130, s. 112-114). Şehir o dönemde çok küçüktü ve bu durum muhtemelen Türkçe adını da (şehir-köy) belirlemişti. 937 (1530) yılına ait muhasebe defterinde de (BA, TD, nr. 370, s. 221, 233-234) aynı bilgiler yer almaktadır. O sırada Şehirköy beş mahalleden oluşmaktaydı: Sultan Mehmed Han Camii,


Halil Bey Mescidi, Öte Yaka ve Asıl Bey mahalleleriyle sakinlerinin yarısı müslüman, yarısı hıristiyanlardan ibaret Şehirli mahallesi. Kasabada toplam 162 müslüman ve yirmi üç hıristiyan hânesi mevcuttu. Bu bilgilerden Şehirköy’ün % 87’si müslüman yaklaşık 1000 nüfuslu bir yerleşim yeri olduğu anlaşılmaktadır. Müslüman nüfusun dörtte birini yerli mühtediler teşkil etmekteydi. 1525’te Şehirköy’de bir cami, dört mescid, bir hamam ve birkaç okul vardı. 1544 tarihli kayıtlara bakıldığında (BA, TD, nr. 236, s. 237-240) yirmi yılda şehrin pek fazla gelişmediği, ancak Şeyh Bâlî Halife Mescidi ve Zâviyesi çevresinde aynı adla anılan yeni bir mahallenin kurulduğu, şehrin nüfusuna otuz beş akıncıdan oluşan bir askerî grubun eklendiği görülür. 1570 tarihli kayıtlarda ise (BA, TD, nr. 492, s. 228-231), şehirdeki hâne sayısının 180’i müslüman toplam 215’e ulaştığı dikkati çeker. Ayrıca İskender Bey b. İbrâhim Camii adıyla yeni bir mahallenin oluştuğu da anlaşılır. Buna paralel şekilde kasabadaki pazar da önemli ölçüde gelişti.

Alman din adamı ve seyyah Stephan Gerlach 1573 yılı Temmuz ayında Şehirköy’e (Zscharakyn) uğramış ve burası hakkında, “Kalesi olan büyük ve hoş bir yerleşim yeridir” demiştir. 1576’da Salomon Schweigger, “Scherdiu” diye adlandırdığı kasabayı “sağlam beş kulesi olan, eski ve güzel bir kalenin olduğu köy” diye tarif etmiştir. 993 (1585) yılına ait Tahrir Defteri’nden (TK, TD, nr. 61, vr. 112b-114b) kasabanın az da olsa büyüdüğü ve nüfusunun 254 hâneye (tah. 1500 kişi) ulaştığı anlaşılır. Bu arada müslüman nüfus giderek azalırken (1525’te % 87’den 1570’te ve 1580’de % 70’e) hıristiyanların sayısı nisbeten artış gösterdi. Yerli hıristiyanların zamanla artan oranda İslâmlaşma süreci de başladı. 1585’te müslüman nüfusun % 24’ünü ihtidâ eden yerli hıristiyanlar oluşturuyordu. Aynı yıla ait vakıflarla ilgili belgeler Şehirköy’deki İslâmî yapılar ve kurucuları hakkında bilgi içermektedir. Bir mescid, bir hamam ve bir hanın bânisi olan Halil Bey (1525 tarihli Tahrir Defteri’nde zikredilir) kilercibaşı idi. Fâtih Sultan Mehmed Camii bir yangında yok olmuş ve II. Bayezid tarafından yeniden inşa edilmişti. 1585’e ait belgelerden edinilen bilgiler şehrin ekonomisinin daha da geliştiğini gösterir. Bu belgelerde yılda bir kurulan büyük pazardan (panayır) bahsedilir.

XVI ve XVII. yüzyıllarda Şehirköy’ün varoşu Nišava’nın sol (güney) kıyısına kadar uzanmaktaydı. 1616 yılı Temmuz ayında Adam Wenner “Scharckoi” diye andığı kasabaya uğradı ve burada sağlam bir şekilde inşa edilmiş, iyi durumda olan, içinde ikamet edilen bir kale gördüğünü yazdı. 1659’da Evliya Çelebi kalenin boş olduğunu ve kullanılmadığını, fakat iyi durumda bulunduğunu belirtir. Varoşta ise 1000 ev, birkaç cami, yedi mektep, bir han, iki hamam ve 200 dükkândan meydana gelen bir çarşı bulunmaktadır. XVII. yüzyılın son çeyreğindeki geniş cepheli savaşlar sırasında 1689’da şehir müttefik hıristiyan kuvvetlerince zaptedildi. Varoş kısmı yakılarak tahribata uğradı. Ertesi yılın eylülünde Köprülüzâde Fâzıl Mustafa Paşa kasabayı üç gün süren mücadelenin ardından geri aldı. 1103 (1692) yılına ait bir cizye defterinde kasabadaki hıristiyan nüfusun 136 nefer olduğu ve bunun altmışının civardan gelen yeni göçmenlerden oluştuğu belirtilir. 1737’de Osmanlı-Avusturya savaşı sırasında yine kısa bir süre için Avusturya ordusu tarafından işgal edildi. Avusturyalılar o tarihte kalenin çok eski ve harap durumda bulunduğunu yazar.

XVIII. yüzyıl boyunca kasabaya Yunan ve Ermeni tüccarları da yerleşti. XVIII ve XIX. yüzyıllarda hıristiyan nüfus ağırlık kazandı. Şehirköy giderek önemli bir ticaret ve zanaat merkezi haline geldi. Sırbistan’ın en zengin bölgelerinden biri olan Şehirköy koyun yetiştiriciliği, peyniri ve özellikle Şarköy kilimleriyle meşhurdu. Kilimlerde Batı Anadolu (Uşak) motifleri göze çarpar. Bu motifler şehrin ilk yerleşenlerinin kökenleri hakkında bir ipucu verir. Kilim dokumacılığında kullanılan terimlerin Türkçe olduğunu da belirtmek gerekir. XIX. yüzyılda Nišava nehrinin sağ yakasında Sırplar’ın yaşadığı Tiya Bara adında yeni bir varoş oluştu. Müslümanların önemli bir kısmı kalenin karşısında yer alan Galata mahallesinde yaşıyordu.

XVIII. yüzyılın ikinci yarısında ve özellikle XIX. yüzyılda Şehirköy hızlı bir gelişmeye sahne oldu. 1291 (1874) tarihli Prizren Vilâyeti Salnâmesi’ne göre (s. 104-105) şehirde 1853 ev, dokuz cami, üç tekke, üç okul, iki hamam ve yirmi iki han bulunuyordu. Ayrıca iki kilise ve bir sinagogun yanı sıra hıristiyanlar ve yahudilere ait üç okul vardı. 1873 tarihli Mostras’ın coğrafî sözlüğü Niş eyaleti ve livâsına bağlı Schehrkieuï’ün nüfusunun 7000 olduğunu kaydeder. Aubaret ise 1876’da şehrin nüfusunu 8000 diye hesaplar. Geniş Şehirköy kazası 219 köy ve % 16’sı müslüman toplam 35.513 erkek nüfusa sahipti. 1878’de Doksanüç Harbi esnasında şehir Sırp ordusu tarafından zaptedildi. Evleri imha edilen müslümanlar bir daha geri dönmemek üzere şehri terketti ve bunların yerini dağ köylerinden gelen Sırplar aldı.

1878’den sonra Şehirköy (Pirot) derin bir çöküş yaşadı. Bunun bir sebebi nüfusunun önemli bir kısmını kaybetmesi, diğer sebebi de civarındaki birçok köyün yeni kurulan Bulgar Devleti sınırları içinde kalmasıdır. 1885’te kısa süren Sırp-Bulgar savaşı sırasında kalede mevcut mühimmat infilâk etti ve daha sonra onarılmayan büyük bir hasara sebep oldu. 1895’te 9896 nüfuslu şehirde 1988 ev yer almaktaydı. Bu rakamlar nüfusun 11.896’ya, hâne sayısının 3182’ye ulaştığı 1948’e kadar fazla bir değişiklik göstermedi. 1950’ler ve 1960’larda başlayan endüstri faaliyetleri (tekstil, doğramacılık, şarap üretimi) neticesinde şehir gelişmesini sürdürdü, böylece Doğulu kimliğinin son izlerini de yitirdi. Hiçbir Osmanlı yapısı korunmadı. Bugün sadece Ortaçağ’dan kalan ve 1737’de Avusturyalılar tarafından zaptedildikten sonra Osmanlılar’ın genişletip güçlendirdiği kale ayaktadır. Günümüzde yeniden restore


edilen bu kale iyi durumdadır. Şehirde 1960’larda kilim dokumacılığı ile uğraşan 1800 kişi bulunmaktaydı. Yeni açılan kilim müzesi bu zanaatın önemini göstermektedir. Kasabanın tarihî müzesi Sırbistan’ın en güzel geç Osmanlı konaklarından birindedir. Bu konak 1848’de zengin bir Sırp tâciri olan Hrista Jovanović tarafından yaptırılmış olup müzede küçük bir Osmanlı mezar taşı ve kitâbe koleksiyonu da vardır. Şehirköy, Osmanlı idaresi altında bir kaza merkezi iken XIX. yüzyılın ikinci yarısında Prizren vilâyetine bağlandı. Osmanlılar’ın son dönemlerinde ise İznebol (Snepolye) ve Priznik’i (Breznik) bünyesinde barındıran vilâyetin sancak merkezi oldu. Günümüzde Pirot şehrinin nüfusu 44.000’dir. Pirot civarında, XV-XVII. yüzyıllardan kalan, bazılarının duvarlarında iyi korunmuş zengin fresklerin bulunduğu (Poganova, Temska, Planinitsa vb.) çok sayıda köy kilisesi ve manastır mevcuttur. Bu eserlerin bugüne kadar ulaşması Osmanlı Devleti’nin söz konusu yıllarda nasıl bir kültür siyaseti takip ettiğinin göstergesidir.

BİBLİYOGRAFYA:

Bertrandon de la Broquière, Le voyage d’outremer (ed. Ch. Schefer), Paris 1892, s. 203; Neşrî, Cihannümâ (Unat), I, 260-263; Gazavât-ı Sultân Murâd b. Mehemmed Hân (nşr. Halil İnalcık - Mevlûd Oğuz), Ankara 1978, s. 8, 9, 15, 16, 25; Defterdar Sarı Mehmed Paşa, Zübde-i Vekayiât (nşr. Abdülkadir Özcan), Ankara 1995, s. 366-367; A. Wenner, Tagebuch der kaiserlichen Gesandtschaft nach Konstantinopel 1616-1618 (ed. K. Nehring), München 1984, s. 30; C. Mostras, Dictionnaire géographique de l’empire ottoman, St-Pétersbourg 1873 → İstanbul 1995, s. 110-111; Prizren Vilâyeti Salnâmesi (1291/1874), s. 104-105; Klaus Böhnlein, “The Mystery of Şarköy-Background to a Kilim Attribution”, Oriental Carpet and Textile Studies (ed. R. Pinner - W. B. Denny), London 1985, s. 211-221; M. Petković - R. Vlatković, Pirotski ćilim, Beograd 1996; M. Vitković-έikić, “Applied Art in the Balkans and Ottoman Influence-The Decoration of Pirot Kilims”, Mélanges Prof. Machiel Kiel (ed. Abdeljelil Temimi), Zaghouan 1999, s. 579-588; a.mlf., Pirotski ćilimi / Les Kilims de Pirot, Beograd 2001; K. N. Kostić, “Pirot”, Glasnik Srpskog geografskog društva, sy. 1, Beograd 1912, s. 82-91; B. Hrabak, “Pirot i Dubočica u Dubrovačkim dokumentima od kraja XV do početka XVIII veka”, Istoriski Glasnik, sy. 1-2, Beograd 1951, s. 114 -118; N. Petrović, “Pirotski Grad (The Castle of Pirot)”, Starinar, V-VI, Beograd 1956, s. 294-304; O. Zirojević, “Carigradski Drum od Beograda do Sofije, (1459-1683)”, Zbornik Istorijskog Muzeja Srbije, sy. 7, Beograd 1970, s. 185-188; Radmila Tričković, “Manastiri u okolini Pirota krajem XVI veke”, Zograf, XII, Beograd 1981, s. 80-87.

Machıel Kıel