SERRÂC, Yahyâ b. Ahmed

(يحيى بن أحمد السرّاج)

Ebû Zekeriyyâ Yahyâ b. Ahmed b. Muhammed es-Serrâc el-Fâsî (ö. 805/1402)

Hadis âlimi.

Fas’ta doğdu. Himyer kabilesinden olup Endülüs’e yerleşen atalarına nisbetle Himyerî, ailesi Endülüs’ün güneyinde bulunan Runde (Ronda) şehrinden Fas’a göç ettiği için Rundî, Berber asıllı Nefze kabilesi arasında yaşadığı için Nefzî nisbeleriyle de anılmıştır. Kaynaklarda bilgi bulunmamakla birlikte “eyerci” anlamına gelen Serrâc lakabını atalarından birinin veya kendisinin bu işi yapmış olmasından dolayı aldığı düşünülebilir. Serrâc ilk eğitimine Fas’ta babasının yanında başladı. Daha sonra ilmî seyahatlere çıktı. İbnü’l-Kādî’nin kendisini “rahhâle” diye tanıtması (Dürretü’l-ĥicâl, III, 335) Endülüs ve Mağrib’de pek çok yeri dolaştığını göstermektedir. İbnü’l-Hâc el-Billifîkī, Ebû Abdullah Muhammed b. Saîd er-Ruaynî, Ahmed b. Kāsım b. Abdurrahman el-Kabbâb, Ebû Saîd Muhammed b. Abdülmüheymin el-Hadramî, Ebû Saîd Ferec b. Kāsım b. Lüb el-Gırnâtî, Ali b. Muhammed el-Huzâî, İbn Abbâd er-Rundî, Nübâhî, Ebû Abdullah Muhammed b. Abdülmelik el-Mentûrî gibi kişilerle görüştü ve bunlardan hadis ve fıkıh başta olmak üzere çeşitli ilimler tahsil etti. Bu arada hocası İbn Abbâd er-Rundî’nin yanında tasavvuf eğitimi aldı. İbnü’l-Kādî, Mağrib bölgesinde onun el yazısının bulunmadığı kitabın az olduğunu, dolayısıyla Serrâc’ın bu bölgedeki kütüphanelerde mevcut kitapların tamamına yakınını incelediğini söyler (Ceźvetü’l-iķtibâs, II, 539).

İlmî seyahatlerini tamamladıktan sonra Fas şehrine yerleşen Serrâc burada özellikle hadis rivayetiyle meşgul oldu. Senedle hadis rivayetinin azaldığı bu devirde isnada büyük önem verdi; döneminde hadis ilminin zirvesi kabul edildi. Abdülhay el-Kettânî ondan “Fas ve Mağrib’in müsnidi” diye söz eder (Fihrisü’l-fehâris, II, 993). Serrâc 805 (1402) yılında Fas’ta vefat etti ve şehrin Fütûh adıyla bilinen kapısının iç tarafına, kendisine tasavvufî âdâb ve erkân konularına dair pek çok mektup yazmış olan hocası, Şâzelî şeyhi İbn Abbâd er-Rundî’nin yanına defnedildi. Önceleri etrafı duvarla çevrili olan kabri daha sonra türbe haline getirilmiştir. Ölüm tarihi 803 (1400) olarak da zikredilmiştir.

Serrâc’ın Fehrese (Fihrist) dışında bir eseri bilinmemektedir. Hocaları ile onlardan okuduğu kitapları tanıtan ve bir kısmı günümüze ulaşan (Brockelmann, GAL, II, 318) iki ciltlik bu eser hadis ve hadisçilerin fazileti, hadis öğrenmenin ve rivayet etmenin gerekliliği, hadis öğrenme yolları ve icâzetle hadis almanın önemi gibi konularla başlamakta; müellifin istifade ettiği hocaların adları, okuduğu kitaplar ve bunlara dair isnadlarla devam etmektedir. Fehrese’nin müellif hattıyla olan nüshasının bir cildini gördüğünü söyleyen Abdülhay el-Kettânî’ye göre Faslı âlimler tarafından konuya dair kaleme alınan eserlerin en kapsamlısı bu çalışmadır (Fihrisü’l-fehâris, II, 994). İdrîs b. Mâhî el-İdrîsî el-Hasenî eseri iki cüz halinde ihtisar etmiştir (Abdüsselâm b. Abdülkādir İbn Sûde, II, 310).

BİBLİYOGRAFYA:

Süyûtî, Lübbü’l-Lübâb fî taĥrîri’l-ensâb (nşr. M. Ahmed Abdülazîz - Eşref Ahmed Abdülazîz), Beyrut 1411/1991, I, 259, 359; II, 301; İbnü’l-Kādî, Dürretü’l-ĥicâl, III, 335; a.mlf., Ceźvetü’l-iķtibâs, Rabat 1974, II, 539; Ahmed Bâbâ et-Tinbüktî, Neylü’l-ibtihâc (nşr. Abdülhamîd Abdullah el-Herâme), Trablus 1408/1989, II, 634; Brockelmann, GAL, II, 318; Suppl., II, 344; Abdüsselâm b. Abdülkādir İbn Sûde, Delîlü müǿerriħi’l-Maġribi’l-aķśâ, Dârülbeyzâ 1965, II, 310; Abdülhay el-Kettânî,


Fihrisü’l-fehâris, II, 993-994; Kettânî, er-Risâletü’l-müstetrafe (Özbek), s. 313; a.mlf., Selvetü’l-enfâs (nşr. Abdullah Kâmil el-Kettânî v.dğr.), Dârülbeyzâ 1425/2004, II, 159-160; Mustafa Kara, “İbn Abbâd er-Rundî”, DİA, XIX, 267.

Hayati Yılmaz