SEVÂHİLÎ

(السواحلي)

Afrika’da coğrafî bir bölge ve bu bölge ile komşu olan topraklarda yaşayan halk, dil ve kültür.

Sevâhilî bölgesi, Bâbülmendep Boğazı’nın güneyinden başlayıp Afrika Boynuzu’n-dan Güney Afrika Cumhuriyeti’ne kadar devam eder ve Cibuti, Somali, Kenya, Tanzanya, Mozambik, Malavi, Komor Cumhuriyeti (Komor adaları) ülkeleriyle irili ufaklı Lamu, Mombasa, Pemba, Zengibar, Kilve, Pate ve Mafia gibi kıyı adalarını içine alır. Bölgede, çoğu Tanzanya’da ve özellikle Zengibar adasında yaşayan 3 milyon Sevâhilî (Waswahili) halkının ana dili olan Sevâhilî (Kiswahili), 50 milyondan fazla Doğu Afrikalı’nın iletişim dili (lingua franca) ve Kenya ile Tanzanya’nın resmî dilidir; Afrika’da konuşulan diller arasında Arapça’dan sonra ikinci sırayı alır. Arapça “kıyı” anlamındaki sâhilin çoğulu olan sevâhil kelimesinden türetilen sevâhilî “kıyılara mensup, kıyılara ait” demektir ve başlangıçta Doğu Afrika kıyılarının kuzey kesimlerinde, muhtemelen milât yıllarında başlayıp özellikle VIII. yüzyıldan itibaren yoğunlaşan Zenci-Arap-İranlı-Hintli melezi halka verilen isimdir; Batı literatüründe Swahili şeklinde kullanılır.

İlk Sevâhilîler’in ne zaman ortaya çıktığı hakkında kesin bilgi yoktur. Ancak Roma coğrafyacıları Arap tâcirlerinin Afrika kıyılarına yerleşerek yerli kadınlarla evlendiklerinden bahseder. Bu melez halk kesin olmamakla birlikte, I. (VII.) yüzyılın sonlarında Arap yarımadasından Kuzeydoğu Afrika sahillerine gelmeye başlayarak güneye doğru Mogadişu, Süfâle, Melinde,


Mombasa, Brava ve Zengibar şehir devletlerini kuran Araplar’la 975 yılında İran’dan gelip Kilve Sultanlığı’nı kuran Şîrazlılar’ın daha önceki melezlerle, çoğunluğu Bantu olan yerlilerle ve Araplar’la karışması sonucu ortaya çıkmıştır. Bunlara Hindistan’dan gelen ve muson rüzgârlarının dönüş yolculuğuna elvermesine kadar altı ay beklemek zorunda kaldıkları için yerli kadınlarla evlenen tâcir, denizci ve davetçilerle sömürgecilik döneminde İngilizler’in getirdiği işçiler de katılmıştır.

Pate adasında yapılan arkeolojik kazılarda II. (VIII.) yüzyıla, Pemba adasında IV. (X.) yüzyıla ve daha öncesine ait cami kalıntılarına rastlanmıştır. Coğrafyacı Ali b. Hüseyin el-Mes‘ûdî (ö. 345/956), Bahrüzzenc sahilleri dediği bölgedeki halkın müslümanlarla Zenci putperestlerden oluştuğunu söylemektedir. Çağdaşı İranlı denizci Büzürg b. Şehriyâr da müslümanlara esir düşen Afrikalı bir hükümdarın köle pazarında satıldığını ve efendisinin yanında İslâm’a girip Arapça ve Kur’an öğrendiğini, daha sonra kaçarak hacca gittiğini, ardından ülkesine ulaşmayı başardığını anlatır ve dönüşünde kayıp hükümdarlarına kavuşan tebaasının ona uyarak müslüman olduğunu söyler (bölgede İslâmiyet’in yayılışı için bk. DİA, I, 435-436).

Çok geniş bir alanda yaşadıkları için aralarında bazı farklılıklar bulunmakla birlikte Sevâhilîler’in fizyonomileri genelde Afrika yerlisi tipindedir. Yoğun misyonerlik faaliyetlerine rağmen çok azı Hıristiyanlığı benimsemiş olup hemen tamamı müslüman ve Sünnî-Şâfiî’dir; sayıları gittikçe azalan bazıları İbâzıyye mezhebine, Kādiriyye, Ticâniyye ve Şâzeliyye gibi tarikatlara mensuptur. Sevâhilî yaşantı ve kültüründe İslâm tarzının yanında özellikle törensel inançlar bakımından Bantu ağırlıklı Afrika örf ve âdetleri canlılığını sürdürmektedir.

Halen beşi daha yaygın on beş farklı lehçesi konuşulan Sevâhilî, Afrika dillerinin (a.g.e., I, 415-416) Bantu da denilen Nijer-Kongo grubuna dahildir ve XIX. yüzyılın sonlarından beri Latin alfabesiyle yazılmaktadır. Sevâhilî’nin Afrika’nın en yaygın ikinci dili haline gelmesinin başlıca sebepleri tarihî gelişimine göre; 1. Ticaret alanında özellikle gezgin tâcirler tarafından kullanılması; 2. Sömürgecilik döneminde misyonerlerin, faaliyetlerine kolaylık sağladığı için bu dili öğrenmeleri ve bilmeyen yerli halkı da öğrenmeye teşvik etmeleri; 3. Sömürge silâhlı kuvvetlerine alınan her yerlinin öğrenmesinin zorunlu kılınması; 4. Arap alfabesinden Latin alfabesine geçilerek yerli okullarında derslerin Sevâhilî dilinde verilmesi, bu dile çevrilen İncil’in okutulması; 5. Bağımsızlık hareketleri sırasında Doğu Afrika’da millî dil sayılarak mânevî bir değer kazanması ve bağımsızlıklarını kazanmalarından sonra Kenya ile Tanzanya tarafından resmî dil kabul edilmesidir. Yapı itibariyle diğer Bantu dilleri gibi bitişken olan ve melezliği daha çok kelime hazinesindeki birkaç yabancı dile ait kelimelerin çokluğundan anlaşılan Sevâhilî Arapça, Farsça ve Hintçe’nin yanı sıra sömürgecilik döneminde Portekizce ve İngilizce’den de birçok kelime almıştır ve İngilizce’den alınanlar günümüzün şartları gereği hızla artmaktadır.

Alfabesinde yirmi beşi sessiz (b, ch, d, dh, f, g, gh, h, j, k, l, m, n, ng’, ny, p, r, s, sh, t, th, v, w, y, z), beşi sesli (a, e, i, o, u) otuz harf bulunan Sevâhilî’de diğer Bantu dillerinde olduğu gibi erkeklik ve dişilik kavramları yoktur; buna karşılık isimler aldıkları ön eklerle gruplara ayrılan sekiz farklı sınıfta toplanmıştır ve bu ön ekler çoğul kullanımlarda değişmektedir. Cümleler birbirine bitiştirilen ek ve kelimelerle kurulduğu için genelde kısa cümleler bir tek kelimeden oluşmaktadır. Meselâ “ninakupenda” (seni seviyorum); ni- “ben”, -na- şimdiki hal eki, -ku- “seni”, penda “sevmek” cümlesi gibi.

Sevâhilî edebiyatına dair en eski örnekler, XIII. yüzyılda yaşadığı sanılan Liongo Fumo’ya atfedilen lirik şiirler olup bunlar C. G. Büttner tarafından derlenerek yayımlanmıştır (Anthologie der Suaheli-Litteratur, Berlin 1894). Bu dile ait en eski yazılı belge, 1062 (1652) yılında Bûsîrî’nin “el-Ķaşîdetü’l-Hemziyye”sinin Idarus Osman (Ayderûs b. Osman) tarafından yapılan ve Arap alfabesiyle yazılan tercümesidir. Daha yakın zamanlarda Arap harfli Sevâhilî ile eser verenlerin başında Kongo yerlilerinin ve Batılılar’ın Tippo Tip dedikleri Hâmid el-Mürcibî gelir. 1872’de Kongo’da küçük bir mahallî devlet kuran ve 1887’de Belçika Kralı II. Leopold tarafından sömürge topraklarının Stanley Falls (bugün Tshungu çağlayanları) kesimine vali tayin edilen Mürcibî valiliği bırakıp doğum yeri olan Zengibar’a çekildikten sonra hâtıralarını yazmış ve eserini V. H. Whiteley 1959’da İngilizce çevirisiyle birlikte yayımlamıştır (Maisha ya Hamed bin Muhammed el Murjebi yaani Tippu Tip: kwa maneno yake mwenyewe). Berzencî’nin meşhur Arapça mevlidi Sevâhilî diline tercüme edildiği gibi bu dilde yazılan birçok mevlid kitabı mevcut olup Şerîf el-Mansabî’ninki Almanca’ya çevrilmiştir (Scharifi Mansabu, Kitabu Mavalid, Berlin 1935). Modern dönemdeki yazarlar ise Latin harfleriyle yazmayı tercih ederek çok sayıda eser kaleme almıştır. Bunlar arasında Kenyalı Şeyh Emîn b. Ali el-Mezrûî, Şeyh Abdullah Sâlih el-Fârisî ve Tanzanyalı öğrencisi Şeyh Saîdî Mûsâ gelmektedir. Şeyh Emîn b. Ali, Mombasa’da 1932 yılında Iślâĥ adıyla bir dergi çıkarmıştır. Her üç âlim de açtıkları medreselerle ve yetiştirdikleri çok sayıdaki öğrencileriyle tanınmıştır. İngiliz sömürgeciliği döneminde bölgeye gelen Ahmediyye mensupları 1953’te Kurani Tukufu adıyla Sevâhilî dilinde ilk Kur’ân-ı Kerîm meâlini yayımlamıştır. Eserdeki bâriz hataları ve yalnız Ahmediyye’nin inançlarına uygun olan kısımları düzeltmek amacıyla Şeyh Abdullah Sâlih el-Fârisî tarafından Qurani Takatifu adıyla yeniden tercüme edilmiştir (Nairobi 1969, 1974, 1980, 1984, 1987). Sevâhilî kültüründe önemli bir yeri olan Tanzanyalı düşünür Shaaban Robert’in eserleri arasında Omar Khayyam Kwa Kiswahili (London 1952), Utubora Mkulima / Diwani Ya Shaaban (London 1968) ve Koja La Lugha (Nairobi 1969) bulunmaktadır. Bölgede çalışan arkeologlar özellikle Kenya’nın Lamu, Pate ve Mombasa; Tanzanya’nın Zengibar, Kilve, Pemba ve Mafia adaları ile Komor adalarında, Mozambik’in Süfâle ve Angoş şehirlerinde yaptıkları kazılarda cami, saray ve diğer yapılara ait önemli kalıntılar elde etmişlerdir.

BİBLİYOGRAFYA:

Şerîf el-İdrîsî, Nüzhetü’l-müştâķ, Leiden 1966, s. 210; Yâkūt, MuǾcemü’l-büldân, V, 173; İbn Battûta, Tuĥfetü’n-nüžžâr, Beyrut 1386/1966, s. 253; E. O. Ashton, Swahili Grammar: Including Intonation, London 1944, tür.yer.; J. S. Trimingham, Islam in East Africa, Oxford 1964, tür.yer.; A. H. J. Prins, Sailing from Lamu: A Study of a Maritime Culture in Islamic East Africa, Assen 1965, tür.yer.; C. S. Nicholls, The Swahili Coast: Politics, Diplomacy and Trade on the East African Litoral, 1798-1856, New York 1971, tür.yer.; B. Wald, “Swahili and the Bantu Languages”, The World’s Major Languages (ed. B. Comrie), New York 1987, s. 991-1014; Hâmid Hureyz, el-Müǿeŝŝirâtü’l-ǾArabiyye fi’ŝ-ŝeķāfeti’s-Sevâĥiliyye fî şarķı’l-İfrîķıyye, Beyrut 1988, tür.yer.; I. N. Shariff, “Islam and Secularity in Swahili Literature: An Overview”, Faces of Islam in African Literature (ed. K. W. Harrow), London 1991, s. 37-57; J. L. Balda, “Tendances de la littérature islamique swahili”, Les swahili entre Afrique et Arabie (ed. F. le Guennec-Coppens - P. Caplan), Paris 1991, s. 19-38; J. Kagabo, “Réseaux d’ulama «swahili» et liens de parentéune piste de recherche”, a.e., 59-72; Farouk Topan, “Réseaux religieux chez les swahili”, a.e., s. 39-57; a.mlf., “Swahili”, EI² (İng.), IX, 917-918; J. de V. Allen, Swahili Origins: Swahili Culture and the Shungwaya Phenomenon, London 1993,


tür.yer.; Ali A. Mazrui - Alamin M. Mazrui, Swahili State and Society: The Political Economy of an African Language, Nairobi 1995, tür.yer.; D. J. Mkude, Towards a Semantic Typology of the Swahili Language, Tokyo 1995, s. 65, 70, 74; M. Harton, “The Islamic Conversion of the Swahili Coast, 750-1500: Some Archeological and Historical Evidence”, Islam in East Africa: New Sources (ed. B. S. Amoretti), Rome 1999, s. 449-469; Semîha İbrâhim Muhammed, Devletü Zencibâri’l-ĥadîŝe fî Ǿahdi’s-Sulŧân SaǾîd b. Sulŧân, Bingazi 2000, s. 30-32, 127-130, 139; W. H. Whiteley, “The Changing Position of Swahili in East Africa”, Africa: Journal of the International African Institute, XXVI/4, London 1956, s. 343-353; Alice Werner, “Zengibar II.”, İA, XIII, 533-535; Cevat Rüştü Gürsoy, “Afrika”, DİA, I, 415-416; Ahmet Özel, “Afrika”, a.e., I, 435-436; A. Rouad, “Swahili: Community of Kenya, Mozambique and Tanzania”, Encyclopaedia of the World Muslims (ed. N. Kr. Singh - A. M. Khan), Delhi 2001, IV, 1366-1370.

Hatice Uğur