ŞEVKUTARAB

(شوق وطرب)

Türk mûsikisinde bir birleşik makam.

Nazarî-Amelî Türk Musikisi adlı eserinde Mehmet Suphi Ezgi, Abdülbâki Nâsır Dede’nin Edvâr’ında (Tedkīk u Tahkīk) şevkutarab makamının III. Selim tarafından terkip edildiği ifadesinin bulunduğunu söylemesine rağmen Tedkīk u Tahkīk’te böyle bir kayda rastlanmamaktadır. Şevkutarab makamı, acem-aşiran perdesinde karar eden makamlar sınıfına dahil olup inici-çıkıcı seyir özelliğine sahiptir. Makam, yerindeki sabâ makamı dizisine yine yerindeki acem-aşiran makamı dizisinin eklenmesiyle meydana gelmiştir. Fakat özellikle küçük formdaki eserlerin, acem-aşiran dizisinin tamamıyla değil acem-aşiran perdesindeki çârgâh beşlisiyle karar ettiği görülür.

Şevkutarab makamının giriş seyrinde sabâ makamı çok önemli bir yer tutar. Bu sebeple makamın birinci mertebe güçlüsü sabâ makamının da güçlüsü olan do (çârgâh) perdesidir ve bu perdede zirgüleli hicaz çeşnisiyle makamın yarım kararı yapılır. İkinci mertebe güçlü ise sabâ makamının durak perdesi olan la (dügâh) perdesidir ki bu perdede sabâ dörtlüsü ile asma karar yapılır. Burada Arel-Ezgi nazarî sisteminde bulunmayan bir özellikten söz etmek gerekir. Şevkutarab makamında da sabâ makamında olduğu gibi zaman zaman hicaz ve şehnaz perdeleri 1-2 koma kadar dik basılır. Özellikle şehnaz perdesi bazan, çârgâhtaki zirgüleli hicaz dizisinin uzzâl makamının bir kısmı ile yer değiştirmesiyle veya dik-hisar perdesinde bir segâh beşlisinin seyre katılmasıyla bu özellik kendini belli eder.

Bu makamın giriş seyrinde çok önemli bir yer tutan hâkim makam sabâ makamıdır. Bu sebeple sabâ makamının bütün özellikleri şevkutarab makamında da geçerlidir. Sabâ makamında olduğu gibi gerdâniye, acem ve dik-hisar perdelerinde asma karar imkânı varsa da bu perdelerde fazla ısrar etmek doğru değildir, zira makam şevkefzâya benzeyebilir. Bu makamdaki bazı eserlerde çârgâhtaki zirgüleli hicaz dizisinin uzzâlle dönmesi sonucu tiz taraftaki yani gerdâniyedeki uşşak dörtlüsü sebebiyle dik-şehnaz sünbüle perdeleri kullanılır.

Şevkutarab makamında sabâ makamının önemli yeri olduğundan bazı şevkutarab eserlerde sabâdan sonra acem-aşiran dizisinin tamamı kullanılmayıp acem-aşiran perdesindeki çârgâh beşlisiyle karar edilmiştir. Acem-aşiran dizisinin tamamının seyre katılması halinde asma karar imkânı fazlalaşır ve bu makamın asma kararları da kullanılabilir. Bunlar çârgâhta çârgâhlı, dügâhta kürdîli, rastta bûselikli asma kararlardır. Fakat çok defa bu dizinin tamamı kullanılmamıştır.

Başlangıç seyrinde hâkim olan sabâ makamı dizisinin üçüncü perdesi olan çârgâh perdesi üzerinde bir hicaz beşlisi yer alır. Bundan faydalanarak kürdî perdesine nikriz çeşnisiyle düşülmesi şevkutarab makamında pek uygulanmaz. Bu daha çok şevkefzânın bir özelliğidir. Yerindeki sabâ makamı tamamlandıktan sonra acem-aşiran dizisine geçilir. Bununla beraber kürdî perdesi bazan çârgâhtaki hicazın yedeni olarak kullanılabilir. Zira bazan çârgâhtaki zirgüleli hicaz çeşnili asma karar veya yarım karar hicaz çeşnisiyle yer değiştirmiştir. Hicaz, uzzâl ve hümâyun makamlarının yedenleri tam sesli yani “T” aralıklıdır. Çârgâh perdesindeki çeşni hicazlı olursa onun bir tanini altında bulunan kürdî perdesi de yedeni olur. Şevkutarab makamı hâkim makam olan sabâ makamının donanımı ile donanır. Bunlar si için koma bemol ve re için bakiye bemoldür. Gerekli değişiklikler ve acem-aşirana geçildiğinde icap eden işaretler eser içinde gösterilir.

Makam iki ayrı diziden oluşmuştur. Dolayısıyla makamı meydana getiren sesler de bu dizilerin sesleridir. Bunlar 1. Sabâ dizisi (pestten tize): Dügâh, segâh, çârgâh, hicaz, dik-hisar, acem, gerdâniye, şehnaz veya dik-şehnaz, tiz segâh, tiz çârgâh; 2. Acem-aşiran dizisi (pestten tize): Acem-aşiran, rast, dügâh, kürdî, çârgâh, nevâ, hüseynî ve acem perdeleridir. Makamın yedeni ise portenin birinci çizgisindeki mi (hüseynî-aşiran) perdesidir. Şevkutarab makamı yapısı gereği tiz taraftan zaten geniş bir yapıya sahiptir. Ancak pest taraftan yegâh perdesine bûselik beşlisiyle düşmek hemen hemen âdettir.

Şevkutarab makamının seyrine girişte hâkim olan sabâ ile başlanır. Bu makamı meydana getiren çeşnilerde bütün özellikler belirtilip gezinilir ve birinci mertebe güçlü olan çârgâh perdesinde aynen sabâda olduğu gibi zirgüleli hicaz çeşnili yarım karar yapılır. Yine karışık gezinilerek dügâh perdesine kadar inilir ve bu perdede ikinci mertebe güçlü olarak sabâ çeşnili asma karar yapılarak sabâ makamı bitirilir. Bundan sonra acem-aşiran dizisine geçilir. Bu


makamın da özellikleri belirtilip gezinildikten sonra acem-aşiran perdesinde çârgâh çeşnili tam karar yapılır. Bazan acem-aşiran dizisinin tamamı ile değil sadece acem-aşirandaki çârgâh beşlisi ile de tam karar yapılabilir.

III. Selim’in hafif usulündeki peşrevi ve saz semâisiyle hafif usulünde, “Der sipihr-i sînem dâğ-ı mahabbet kevkebet” mısraıyla başlayan kârı; zencir usulünde, “Perçem-i gül-pûşunun yâdıyla feryâd eyledim” mısraıyla başlayan bestesi; “La‘l-i can-bahşını sun bezmde ey şûh emelim” mısraıyla başlayan ağır semâisi ve, “Gönlüm yine bir gonca-i nâzik-tene düştü” mısraıyla başlayan yürük semâisi; Şâkir Ağâ’nın ağır aksak usulünde, “Sünbüller içinde göricek verd-i izârın” mısraıyla başlayan şarkısı; Ali Nutkî Dede’nin (Hamâmîzâde İsmâil Dede) Mevlevî âyini; Zekâi Dede’nin evsat usulünde, “Bir muazzam pâdişahsın ki kulundur cümle şâh” ve III. Selim’in aynı usulde, “Cenâbındır şeh-i pâkîze-meşreb yâ Resûlallah” mısralarıyla başlayan tevşîhleri; Abdülkadir Töre’nin düyek usulünde, “Doğdu ol sadr-ı risâlet bastı arş üzre kadem” mısraıyla başlayan ilâhisi bu makamın örneklerindendir.

BİBLİYOGRAFYA:

Hâşim Bey, Mûsikî Mecmuası, İstanbul 1280, s. 41; Suphi Ezgi, Nazarî-Amelî Türk Musikisi, İstanbul 1933-40, I, 199-201; IV, 254; Hüseyin Sâdeddin Arel, Türk Mûsikîsi Nazariyatı Dersleri (haz. Onur Akdoğu), Ankara 1991, s. 163-165; İsmail Hakkı Özkan, Türk Mûsikîsi Nazariyatı ve Usûlleri Kudüm Velveleleri, İstanbul 2006, s. 517-519.

İsmail hakkı Özkan