SİNCÎ

(السنجي)

Ebû Alî el-Hüseyn b. Şuayb es-Sincî el-Mervezî (ö. 430/1039 [?])

Şâfiî fakihi.

Merv’in büyük köylerinden Sinc’de doğdu. Nîşâbur’da Ebü’l-Hasan Muhammed b. el-Hüseyin el-Alevî, Ebû Abdullah Muhammed b. Abdullah el-Hâfız’dan, Dînever’de Ebü’l-Kāsım İbnü’l-Kec’den, Bağdat’ta Şâfiî mezhebinin Irak tarikinin pîri Ebû Hâmid el-İsferâyînî’den ve Mehâmilî’nin talebelerinden, Merv’de Horasan tarikinin pîri olan Ebû Bekir Abdullah b. Ahmed el-Kaffâl’den hadis ve fıkıh tahsil etti. Sincî ile birlikte Kaffâl’e talebelik edenler arasında Ebû Ali el-Merverrûzî (Kādî Hüseyin) ve Ebû Muhammed Rüknülislâm el-Cüveynî de vardır. Sincî, Ebû Bekir el-Hîrî’den Şâfiî’nin el-Müsned’ini sema yoluyla almıştır.

Şâfiî müctehidleriyle ilgili tasnifte mezhep imamının usul ve kaidelerine bağlı kalarak ictihadda bulunan âlimleri niteleyen “ashâbü’l-vücûh” kategorisinde sayılan Ebû Ali es-Sincî’ye Ebû İshak eş-Şîrâzî’nin el-Müheźźeb’inde hiç temas edilmezken İmâmü’l-Haremeyn el-Cüveynî’nin Nihâyetü’l-maŧlab fî dirâyeti’l-meźheb’i ve Gazzâlî’nin el-Vasîŧ’i ile müteahhirîn Horasan Şâfiî fakihlerinin eserlerinde, özellikle Nevevî’nin el-MecmûǾunda ve daha çok Şerĥu’t-Telħîś adlı eserine pek çok atıf yapılmıştır. Dönemin Nîşâbur Şâfiî fakihleri, kendi bölgelerindeki âlimler arasında imam düzeyine çıkmış üç kişiyi Ebû Ali es-Sincî “hem çok eser vermiş hem muhakkık”, Ebû Muhammed el-Cüveynî “az eser vermiş fakat muhakkık”, Nâsır el-Ömerî el-Mervezî “çok eser vermiş fakat muhakkık değil” şeklinde değerlendirmişlerdir. Şâfiî muhitlerinde kullanılan, “Horasan’ın ziyneti şeyh ve kādîdir; Irak’ın ziyneti şeyh ve kādîdir” tekerlemesinin ilk kısmında geçen şeyh Ebû Ali es-Sincî, kādî Ebû Ali el-Merverrûzî, ikinci kısımdaki şeyh Ebû Hâmid el-İsferâyînî, kādî ise Ebü’t-Tayyib et-Taberî’dir. Nevevî’nin eserlerinde Şeyh Ebû Ali denildiğinde Sincî kastedilir. Sincî’den fıkıh tahsil edenler arasında Ebü’l-Feth Sehl b. Ahmed el-Ergıyânî, Ebû Hâmid Ahmed b. Muhammed eş-Şücâî es-Serahsî, hadis rivayet edenler arasında Muhammed b. Abdürrezzâk el-Mâhuvânî anılır.

Sincî’nin vefatıyla ilgili olarak İbn Hallikân onun 430 (1039) yılını biraz geçtiğini belirtirken Abdülkerîm b. Muhammed er-Râfiî ve Takıyyüddin İbn Kādî Şühbe 427 (1036) yılını verirler. Târîħu’l-İslâm adlı eserinde hemen hemen aynı bilgileri iki farklı isim altında tekrarlayan Zehebî, “Hüseyin b. Şuayb” başlığı altında (s. 285-286) Sincî’nin ölüm tarihini 430 olarak kaydederken “Hasan b. Muhammed b. Şuayb” başlığı altında (a.g.e., s. 365-366) 432 yılı Rebîülevvel ayını (Kasım 1040) vermekte, Siyeru aǾlâmi’n-nübelâǿda ise (XVII, 526-527) 432’de vefat ettiğini belirtmektedir. Sincî, Merv Kabristanı’na hocası Kaffâl’in yanına defnedildi.

Eserleri. 1. TaǾliķa. Bu eserinde mezhebin Irak ve Horasan kollarını (tarika) birleştirme girişiminde bulunan Sincî mezhep içerisinde bu yönde ilk teşebbüste bulunan kişi olarak tanınmıştır. 2. Şerĥu’l-Muħtaśar. Müzenî’nin eseri üzerine yapılmış bir şerhtir. Abdülkerîm b. Muhammed er-Râfiî, et-Teźnîb’inde İmâmü’l-Haremeyn el-Cüveynî’nin Sincî’ye ait “el-Mezhebü’l-kebîr” lakabını verdiği bir kitabı bulunduğunu, Tâceddin es-Sübkî ise bu eserin Şerĥu’l-Muħtaśar olduğunu belirtir. 3. Şerĥu’l-FürûǾ. İbnü’l-Haddâd el-Kinânî’nin Kitâbü’l-FürûǾ fi’l-meźheb adlı eserinin şerhi olup Ebû İshak eş-Şîrâzî’nin Müheźźeb’inden daha küçük hacimli olduğu belirtilir. İbn Kādî Şühbe, gördüğünü söylediği bu eserle et-Telħîś şerhinin son derece güzel birer çalışma olduğunu ifade eder. 4. Şerĥu’t-Telħîś. Müellifin İbnü’l-Kās’ın eserine yazdığı bu şerh Ebû İshak eş-Şîrâzî’nin el-Müheźźeb’inden daha hacimlidir. 5. el-MecmûǾ. Gazzâlî el-Vasîŧ adlı eserinde, Ebû Hafs Zeynüddin İbnü’l-Verdî Behcetü’l-verdiyye’de Sincî’nin bu eserinden söz etmektedir. Kitaba el-İstiķśâ adıyla bir şerh yazılmıştır.

BİBLİYOGRAFYA:

Nevevî, Tehźîbü’l-esmâǿ ve’l-luġāt (nşr. M. Ali Muavvaz - Âdil Ahmed Abdülmevcûd), Beyrut 1426/2005, I, 763; a.mlf., el-MecmûǾ (nşr. M. Necîb el-Mutîî), Riyad 1423/2003, I, 97; İbn Hallikân, Vefeyât, II, 135-136, 433; III, 46; IV, 197; Zehebî, AǾlâmü’n-nübelâǿ, XVII, 526-527; a.mlf., Târîħu’l-İslâm: sene 421-430, 431-440, s. 285-286, 365-366; Sübkî, Ŧabaķāt (Tanâhî), IV, 344-348; İbn Kādî Şühbe, Ŧabaķātü’l-fuķahâǿi’ş-ŞâfiǾiyye (nşr. Ali M. Ömer), Kahire, ts. (Mektebetü’s-sekāfeti’d-dîniyye), I, 184-185; Keşfü’ž-žunûn, I, 479; II, 1257, 1606, 1635; M. Nûreddin Merbû Bencer el-Mekkî, Esmâǿü’l-kütübi’l-fıķhiyye li-sâdetine’l-eǿimmeti’ş-ŞâfiǾiyye, Kahire 1415/1994, s. 18, 33, 48; Abdülkādir b. Abdülmuttalib el-Mendîlî el-Endûnesî, el-Ħazâǿinü’s-seniyye min meşâhiri’l-kütübi’l-fıķhiyye li-eǿimmetine’l-fuķahâǿi’ş-ŞâfiǾiyye, Beyrut 1425/2004, s. 36, 56, 65, 66, 148.

Bilal Aybakan