SİVÂSÎ, Abdülmecid

(ö. 1049/1639)

Halvetiyye tarikatının Şemsiyye kolu şeyhlerinden.

971’de (1563) Zile’de doğdu. Babası Muharrem Efendi, Horasan’dan gelip Zile’ye yerleşen Muhammed b. Hacı İlyas Halvetî’nin dört oğlunun en büyüğüdür. Abdülmecid ilk tahsilini Halvetî meşâyihinden Abdülmecid Şirvânî’nin halifesi olan babasından aldı. Dinî ilimleri Halvetiyye’nin Şemsiyye kolunun pîri amcası Şemseddin Sivâsî’den öğrendi. Otuz yaşına kadar dinî ilimlerle meşgul olduktan sonra tasavvufa yönelip Şemseddin Sivâsî’ye intisap etti. Kısa zamanda seyrü sülûkünü tamamlayan Abdülmecid Sivâsî’yi amcası halkı irşad için Merzifon’a gönderdi. Ardından Pîrzâde Şeyh Veliyyüddin’in yerine Zile’deki Halvetî-Şemsî Dergâhı’nda halife olarak görevlendirdi (1005/1596). Şemseddin Sivâsî ertesi yıl ölünce oğlu Pîr Mehmed Efendi postnişin oldu. Onun iki yıl sonra vefatı üzerine posta oturan Şemseddin Sivâsî’nin damadı Receb Sivâsî de vefat edince Abdülmecid Sivâsî diğer halifelerin daveti üzerine Zile’den Sivas’a gelip meşihat makamına oturdu. Şemsîliğin Sivas ve çevresinde yayılmasında etkili olan Abdülmecid Sivâsî, III. Mehmed tarafından İstanbul’a davet edildi. Kocası vefat ettikten sonra himayesine aldığı kız kardeşi Safâ Hatun, yeğenleri Abdülahad Nûri, Abdüssamed Efendi ve Kâmil Ağa ile birlikte İstanbul’a gitmesiyle (1008/1599) Halvetiyye’nin Şemsiyye kolu taşradan merkeze taşınmış oldu. Sivas’taki Şemsiyye Dergâhı faaliyetlerini sürdürmekle birlikte etkinliği ikinci planda kaldı.

Ayasofya yakınında bir evde oturan Abdülmecid Sivâsî padişahın isteği üzerine Ayasofya Camii’nde vaaz vermeye, hadis ve tefsir okutmaya başladı. Bu arada müridlerinden Reîsülküttâb La‘lî Efendi’nin kendisine hediye ettiği Eyüp Nişanca’daki eve yerleşti. 1010 (1601) yılında Fatih Çarşamba’daki Mehmed Ağa Tekkesi meşihatına, üç yıl kadar burada görev yaptıktan sonra Sultan Selim Camii yanındaki Şeyh Yavsî Tekkesi’ne (Sivâsî Tekkesi) tayin edildi. İki yıl Şehzade Camii’nde, ardından Sultan Selim Camii’nde vâizlik yaptı. Sultan Ahmed Camii’nin açılışında ilk cuma vaazını verdi. Tekkedeki görevinin yanı sıra bu caminin cuma vâizliği görevini ölünceye kadar sürdüren Abdülmecid Sivâsî, 1049 Cemâziyelâhirinde (Ekim 1639) vefat etti ve Eyüp Nişanca’sında evinin bahçesine defnedildi. İki yıl sonra IV. Murad ve Sultan İbrâhim’in annesi Kösem Mahpeyker Vâlide Sultan tarafından kabrinin üzerine bir türbe yaptırıldı (bk. SİVÂSÎ TEKKESİ). Abdülmecid Sivâsî’nin biri erkek dört çocuğu olmuş, soyu oğlu Abdülbâki Efendi


ve kızları Râziye, Safiyye, Âlime Hatun’la devam etmiştir. Kendisinden sonra oğlu Abdülbâki Efendi şeyh olmuştur.

İstanbul’da Kadızâde Mehmed Efendi’nin başını çektiği, vâizler zümresinin cami kürsülerinde tarikat mensuplarına karşı takındığı olumsuz tavır ve sataşmalar üzerine ciddi tartışmalar meydana gelmiş, Abdülmecid Sivâsî tartışmalara katılarak tasavvuf ve tarikatları savunmuştur. Bu tartışmalarda mutasavvıfların savunduğu fikirler Abdülmecid Sivâsî, karşı görüşler Kadızâde Mehmed Efendi ile özdeşleşmiş ve taraflar arasındaki tartışmalar Kadızâdeliler-Sivâsîler mücadelesi olarak tarihe geçmiştir (bk. KADIZÂDELİLER; MÎZÂNÜ’l-HAK).

Abdülmecid Sivâsî, bir taraftan tarikatlara karşı olan taassupla mücadele ederken diğer taraftan Bayramî Melâmîleri’nin (Hamzavîler) ve özellikle İdrîs-i Muhtefî’nin Ehl-i sünnet anlayışına aykırı gördüğü görüş ve davranışlarına da şiddetle karşı çıkmıştır. La‘lîzâde Abdülbâki, İdrîs-i Muhtefî’nin Sivâsî Efendi’yi bu tavrından dolayı kendisine bağlı olan Vezir Kayserili Halil Paşa’ya şikâyet ettiğini, bunun üzerine Sivâsî Efendi’nin Bursa’ya sürgün edildiğini söyler. Ancak bu bilgi diğer kaynaklarda yer almamaktadır. Abdülmecid, yeğeni Abdülahad Nûri başta olmak üzere yetiştirdiği halifeleri vasıtasıyla Halvetiyye’nin Şemsiyye kolunun İstanbul başta olmak üzere Anadolu ve Rumeli’de geniş kitlelere ulaşmasında etkili olmuş, Şemsiyye ondan sonra Sivâsiyye adıyla anılmaya başlanmıştır.

Eserleri. Abdülmecid Sivâsî’nin yirmi beşten fazla eseri bulunmaktadır. 1. Letâifü’l-ezhâr ve lezâizü’l-esmâr. Eserde rüşvet, cehalet, riya gibi kötü huyların taklidî imanın birer neticesi olduğuna, bunlardan hakkı halka tercih etmekle, bid‘atlardan ve bid‘at ehlinden uzaklaşıp her şeyde orta yolu tutmakla kurtulmanın mümkün olabileceğine dikkat çekilmekte, padişaha bu yolda telkin ve tavsiyelerde bulunmaktadır. Abdülmecid Sivâsî eseri I. Ahmed’in emri üzerine elli yedi kaynaktan faydalanarak hazırladığını söyler (Süleymaniye Ktp., Mihrişah Sultan, nr. 255). 2. Dürer-i Akāid. Akaid, kelâm, tasavvuf ve itikadî mezheplerle ilgili bilgileri ihtiva eder (Süleymaniye Ktp., Mihrişah Sultan, nr. 300/1). 3. Divan. “Şeyhî” mahlasıyla şiirler yazan Abdülmecid Sivâsî başarılı bir şair olarak görünmemektedir. Biri Arapça yetmiş dokuz gazel ve üç na‘ttan oluşan 588 beyitlik divanda Arapça, Farsça beyit ve mısralara da rastlanmaktadır. İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi’nde bulunan nüshası (TY, nr. 510) Recep Toparlı tarafından yayımlanmıştır (Abdülmecid Sivâsî Divanı, Sivas 1984). 4. Bidâatü’l-vâizîn. Tasavvufî ahlâkla ilgili altmış hadisin şerhidir (Süleymaniye Ktp., Kılıç Ali Paşa, nr. 1032/2). 5. Miskâlü’l-kulûb. Tasavvuf ve tarikatların Kitap ve Sünnet kaynaklı olduğunu ortaya koyma amacıyla kaleme alınan eserin bilinen tek nüshası İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi’nde kayıtlıdır (TY, nr. 2311). 6. Mi‘yâr-ı Tarîk (Süleymaniye Ktp., Mihrişah Sultan, nr. 300/3). 7. Şerh-i Mesnevî. Eserde Mevlânâ’nın Meŝnevî’sinin I. cildi 1328. beyte kadar şerhedilmiştir (MEB, Genel Kitaplık, nr. 683, müellif hattı). 8. Şerh-i Cezîre-i Mesnevî. Yûsuf Sîneçâk’in Cezîre-i Mesnevî’sinin şerhidir (Süleymaniye Ktp., Hacı Mahmud Efendi, nr. 2453). 9. Tefsîr-i Sûre-i Fâtiha (Süleymaniye Ktp., Mihrişah Sultan, nr. 300/2). 10. Şerh-i Gazel-i Mîmiyye. Mevlânâ’ya nisbet edilen bir gazelin şerhidir (Süleymaniye Ktp., Mihrişah Sultan, nr. 300/4). 11. Kasîde-i Abdülmecîd Sivâsî (Süleymaniye Ktp., Ayasofya, nr. 2077/ 5). 12. Kasîde fî medhi’n-nebî aleyhisselâm (Süleymaniye Ktp., Şehid Ali Paşa, nr. 2755/4). 13. Şerh-i Hilye-i Resûl. Tirmizî’nin Şemâǿilü’n-nebî’sinde yer alan hilye hadisinin şerhidir (Süleymaniye Ktp., Serez, nr. 3935/1). 14. Risâle-i Kazâ ve Kader (İrâde-i Cüz’iyye Risâlesi). Kaza ve Kader Risalesi adıyla yayımlanmıştır (haz. Zeki Hayran, Sivas, ts.; Abdülmecid Sivâsî’nin diğer eserleri ve nüshaları için bk. Gündoğdu, s. 209-252).

BİBLİYOGRAFYA:

Abdülmecid Sivâsî, Dürer-i Akāid, Süleymaniye Ktp., Mihrişah Sultan, nr. 300/1, vr. 68b; Receb Sivâsî, Necmü’l-hüdâ fî menâkıbi’ş-Şeyh Şemsiddîn Ebi’s-Senâ, Süleymaniye Ktp., Lala İsmâil, nr. 694/2, vr. 32a-41a; Peçuylu İbrâhim, Târih, II, 357-358; Kâtib Çelebi, Mîzânü’l-hak fî ihtiyâri’l-ehak (nşr. Orhan Şaik Gökyay), İstanbul 1993, s. 107; Evliya Çelebi, Seyahatnâme, III, 186; Mehmed Nazmi Efendi, Osmanlılarda Tasavvufî Hayat -Halvetilik Örneği- Hediyyetü’l-İhvân (haz. Osman Türer), İstanbul 2005, s. 389-496; Şeyhî, Vekāyiu’l-fuzalâ, I, 52; II, 62-64; La‘lîzâde Abdülbâki, Sergüzeşt, İstanbul, ts., s. 47-48; Hüseyin Ayvansarâyî, Vefeyât, Süleymaniye Ktp., Esad Efendi, nr. 1375, vr. 10b; Müstakimzâde, Terâcim-i Ahvâl-i Şüyûh-i Ayasofya, Süleymaniye Ktp., Esad Efendi, nr. 1716/2, vr. 13b; Harîrîzâde, Tibyân, I, vr. 215a-217b; Hocazâde Ahmed Hilmi, Ziyâret-i Evliyâ, İstanbul 1317, s. 84-86; Hüseyin Vassâf, Sefîne-i Evliyâ (haz. Mehmet Akkuş - Ali Yılmaz), İstanbul 2006, III, 479-483; Osmanlı Müellifleri, I, 120; Tomar-Halvetiyye, s. 114-116; Cengiz Gündoğdu, Bir Türk Mutasavvıfı Abdülmecîd Sivâsî: Hayatı, Eserleri ve Tasavvufî Görüşleri, Ankara 2000; Necdet Yılmaz, Osmanlı Toplumunda Tasavvuf (17. Yüzyıl), İstanbul 2001, s. 202 vd.; Ahmet Yaşar Ocak, “XVII. Yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu’nda Dinde Tasfiye (Püritanizm) Teşebbüslerine Bir Bakış: Kadızâdeliler Hareketi”, TKA, XVII-XXI/1-2 (1983), s. 208-225; Hasan Aksoy, “Şemseddin Sivâsî, Hayatı, Şahsiyeti, Tarikatı, Eserleri”, Cumhuriyet Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi Dergisi, sy. 9, Sivas 2005, s. 3-4.

Cengiz Gündoğdu