ŞÜHDE el-KÂTİBE

(شهدة الكاتبة)

Fahrü’n-nisâ Şühde bint Ahmed b. Ferec ed-Dîneveriyye el-İberiyye (ö. 574/1178)

Bağdatlı kadın muhaddis.

482’de (1089) Bağdat’ta doğdu. Hatîb el-Bağdâdî’nin öğrencisi olan babası Dînever asıllı muhaddis Ebû Nasr Ahmed b. Ferec b. Ömer, Bağdat’ın önde gelen şahsiyetlerindendi.


İberî nisbesi dedesi Ömer’in iğne ticareti yapmasıyla ilgilidir. Yazısı güzel olup birçok kitap istinsah ettiği için “Kâtibe”, çok uzun yaşaması sebebiyle “Muammere”, kadınlar arasında ilmiyle şöhret bulduğundan “Fahrü’n-nisâ” gibi lakaplarla anıldı. Erken yaştan itibaren Bağdat’ta meşhur hocaların derslerine katıldı ve birçok kitabın rivayet hakkını aldı. Hocaları arasında Tırâd ez-Zeynebî, Şeyzele, Ebû Abdullah Hüseyin b. Ahmed b. Talha en-Niâlî, Hâkim en-Nîsâbûrî’nin son talebesi olan Ebü’l-Hattâb b. Batır, Ca‘fer b. Ahmed es-Serrâc, Ahmed b. Abdülkādir el-Yûsufî, Sâbit b. Bündâr ve Şâfiî fakihi Muhammed b. Ahmed eş-Şâşî gibi şahsiyetler vardır. Kendisi de binlerce talebeye hadis rivayet etti. Meşhur öğrencileri arasında Hâzimî, Ebû Muhammed İbn Asâkir, Abdülkerîm es-Sem‘ânî, Ebü’l-Ferec İbnü’l-Cevzî, İbnü’l-Mâristâniyye, İbnü’l-Ahdar, Abdülkādir er-Ruhâvî, Tâceddin İbn Hameveyh, İbnü’l-Cümmeyzî diye anılan Bahâeddin Ali b. Hibetullah b. Selâme, Bahâeddin İbn Şeddâd ve kıraat âlimi İbrâhim b. Hayyir gibi âlimler bulunmaktadır. En son talebesi 650’de (1252) vefat eden Ebü’l-Kāsım b. Kumeyra’dır.

Sekiz yaşında hadis öğrenmeye başlayan Şühde (el-ǾUmde, s. 152-153, 155), çok uzun yaşaması sebebiyle ömrünün sonlarında Bağdat’taki en âlî isnadın sahibi oldu. Talebesi İbnü’l-Ahdar tarafından sağlığında derlenen, hocalarının rivayetlerinden bazı örneklerin kaydedildiği, diğer talebeleri tarafından da kendisine defalarca okunan ve rivayet edilen meşyehasında (bk. bibl.) yer alan bir hadisteki isnadı, o hadisi Müslim b. Haccâc’dan doğrudan alan aynı sayıda râviyle Hz. Peygamber’e ulaşmaktadır (a.g.e., s. 86-87). Meşyehasında yirmi yedi hocasından nakledilen 114 rivayet yer almaktadır. Şühde, vaktiyle babasına da hizmet eden ve sonradan Sikatüddevle lakabını alacak olan Ebü’l-Hasan Ali b. Muhammed İbnü’l-Enbârî ed-Düreynî ile evlendi. Onun devlet kademelerinde yükselmesi üzerine Şühde de saray çevresinde itibar kazanarak Halife Muktefî-Liemrillâh’ın çok değer verdiği bir âlim oldu. Sikatüddevle aynı zamanda edip ve şair idi. Şühde’ye de bazı şiirler nisbet edilmiş, ancak bunların ona aidiyeti şüphe ile karşılanmıştır (Süyûtî, s. 49). Kocası tarafından Dicle kenarına bir Şâfiî medresesi ve bir sûfî ribâtı yaptırıldığı, Şühde’nin de Bağdat’ın doğusunda bir ribâtının bulunduğu kaydedilmektedir. Şühde el-Kâtibe 13 Muharrem 574’te (1 Temmuz 1178) doksan yaşını geçmiş olarak vefat etti. Bazı kaynaklarda 100 yaşını geçtiği belirtilmektedir (Kehhâle, II, 312).

Kitaplarını güzel yazısıyla dikkatli bir şekilde yazarak çoğalttığından istinsah ettiği eserler hadisçiler nezdinde muteber sayılırdı. Süyûtî onun hatt-ı mensûb ile ve meşhur kâtibe Bintü’l-Akra‘ tarzında yazdığını söylemektedir. Esasen Şühde, aklâm-ı sittenin teşekkülünde en büyük rolü oynayan hattatlardan İbnü’l-Bevvâb’ın mektebini temsil eden büyük sanatkârlar arasında zikredilmektedir (bk. İBNÜ’l-BEVVÂB). İbnü’l-Cevzî bazı kitapları kıraat yoluyla Şühde’den aldığını, onun yazısının çok güzel olduğunu ifade etmiştir. Şühde el-Kâtibe, Bağdat’taki en muteber isnad silsilelerine sahip olduğu için “Müsnidetü’l-Irâk” diye ün kazanmıştı. Onun rivayetlerine sahip olmak isteyen talebeler uzak yerlerden gelip kendisinden icâzet alır ve hadis yazardı. Bu sebeple hadisçiler arasında “Cihet” (kendisine gidilen) lakabıyla da anılmıştır.

BİBLİYOGRAFYA:

Şühde el-Kâtibe, el-ǾUmde mine’l-fevâǿid ve’l-âŝâri’ś-śıĥâĥ ve’l-ġarâǿib fî Meşyeħati Şühde (nşr. Rif‘at Fevzî Abdülmuttalib), Kahire 1415/1994, s. 86-87, 152-153, 155, ayrıca bk. neşredenin girişi, s. 5-16; Sem‘ânî, el-Ensâb, I, 117-118; İbnü’l-Cevzî, el-Muntažam (Atâ), XVIII, 254; İbnü’l-Esîr, el-Kâmil, XI, 454; İbnü’s-Sâbûnî, Tekmiletü İkmâli’l-İkmâl (nşr. Mustafa Cevâd), Bağdad 1377/1957, s. 84; İbn Hallikân, Vefeyât, II, 477; Zehebî, AǾlâmü’n-nübelâǿ, XX, 542-543; Süyûtî, Nüzhetü’l-cülesâǿ fî eşǾâri’n-nisâǿ (nşr. Abdüllatîf Âşûr), Kahire, ts. (Mektebetü’l-Kur’ân), s. 49-51; Kehhâle, AǾlâmü’n-nisâǿ, II, 309-312; Abdülhay el-Kettânî, Fihrisü’l-fehâris, II, 655.

Ayhan Tekineş