SÜLEYMAN PAŞA CAMİİ ve MEKTEBİ

Kahire’de Osmanlı üslûbunu yansıtan XVI. yüzyıla ait cami ve mektep.

Kahire Kalesi’nde yer alan cami, Fâtımî döneminde Emîr Ebû Mansûr Kusta tarafından 535 (1141) yılında inşa ettirilip yanındaki türbe dolayısıyla Sîdî Sâriyetü’l-Cebel Camii veya burada ders veren Ebü’l-Hasan er-Rudeynî’den dolayı Rudeynî Camii diye anılan yapının yerine yaptırılmıştır. Kuzeybatıdaki taçkapısı üzerinde bulunan Arapça kitâbesine göre iki defa Mısır valiliği yapan Hadım Süleyman Paşa tarafından 935 (1528-29) yılında inşa ettirilmiştir. Doğu yönündeki sıbyan mektebiyle birlikte bir bahçe içinde düzenlenmiş olan camiyi Evliya Çelebi, “... Kâgir binadır ve camisi yekpâre müdevver bir kubbe-i nilgûndur. İçinde asla amûd sütun yoktur ... Ve mihrap gayet musanna hurde taşlar ile inşa olunmuştur ... Ve minberi mermerden musanna şirin kârlı minberdir” şeklinde tasvir etmektedir.

Cami kuzeybatı yönündeki revaklı avlu ile harem kısmından oluşmaktadır. Kuzey köşesindeki Sîdî Sâriye Türbesi’nden dolayı simetrik bir düzenleme göstermeyen avlusu kare planlıdır. Aynı zamanda son cemaat yerini de meydana getiren güneydoğu revakı üç taş ayağa oturan sivri kemerlerin taşıdığı -giriş üzerindeki daha büyük- dört kubbeyle örtülmüştür. Diğer üç yönde altı ayağın desteklediği sekiz sivri kemerle taşınan dokuz kubbeli revak dolanmaktadır. Avlu zemini geometrik motifli renkli mermer döşemeye sahiptir. Her revak gözünde sivri kemer alınlıklı, dikdörtgen şekilli ve alçı şebekeli birer pencereye yer verilmiştir. Bunlar iki kanatlı ahşap kepenklidir.

Güneybatı ve kuzeydoğu yönlerinde birer giriş kapısı olan avludan son cemaat yerindeki cümle kapısı ile harime geçilmektedir. Çevresi bitkisel motifli kalem işiyle süslü, renkli mermer bordürlerle üç taraftan kuşatılmış basık kemerli bir form gösteren ve üzerinde lâcivert zemin üzerine sarı harflerle iki satırlık Arapça kitâbeyi barındıran kapının iki tarafında duvarlar pencerelerin üst seviyesine kadar renkli mermerle kaplanmıştır. Girişin üstündeki kubbenin içi de yeşil, sarı, kırmızı, kahverengi ve mavi renkli bitkisel motifli kalem işleriyle bezenmiştir. Kubbe eteğinde Kur’ân-ı Kerîm’den âyetler vardır. Diğer taraflardaki revak duvarlarıyla kubbe içleri süslemesizdir. Avluda biri türbe cephesinde, diğeri kuzeydoğudaki revakın kemer köşeliklerinden birinde olmak üzere iki adet güneş saati mevcuttur. Caminin düzgün kesme taştan örülmüş duvarlarında üç kat halinde pencereler açılmıştır. Bunlardan alttakiler sivri kemer alınlıklı ve dikdörtgen, ortadakiler yuvarlak, üsttekiler ise sivri kemerlidir. Duvarların köşeleri pahlanarak kubbelere geçiş sağlanmıştır.

İç mekân genel düzenleme itibariyle ters “T” şeklinde bir plan göstermektedir. Ortadaki kare mekânın üzerini, dört geniş kemerle taşınan büyük bir kubbe örtmektedir. Kubbeyi kuzeybatı yönü hariç üç taraftan üç yarım kubbe kuşatmaktadır. Kubbelere geçişler pandantiflerle sağlanmıştır. Böylece dört yarım kubbeli merkezî planlı camilere giden yolda çok önemli bir merhale sayılan üç yarım kubbeli merkezî planlı şema Osmanlı mimarisinde Kahire’de ilk defa uygulama alanı bulmuştur. Süleyman Paşa Camii köşe kubbelerine yer verilmemesi ve mihrap önü ile yan bölümlerin orta mekâna birer eyvan biçiminde açılması sebebiyle plan açısından erken dönem eyvanlı tabhâneli (zâviyeli) camilere benzer bir düzenleme de göstermektedir. Beden duvarlarındaki pencerelere ilâveten kubbe eteklerinde açılan pencereler sayesinde ferah bir iç mekân elde edilmiştir. Zemini mermer kaplamalı caminin kubbeleri içten Kur’ân-ı Kerîm’den âyetler, Allah, Muhammed, Ebû Bekir, Ömer, Osman ve Ali isimleriyle çok renkli bitkisel motifli kalem işleriyle süslenmişken dıştan tek renkli çinilerle kaplanmıştır.

Kıble duvarının ortasında yer alan mihrap siyah, kırmızı ve beyaz mermerden çok renkli bir görünüşe sahiptir. Nişin alt kısmında üç dilimli kemer dizisi, ortasında on iki kollu yıldız geçme, kavsarasında zikzak motifleri bulunmaktadır. Kemer içinde köşelerinde ve çevresini dolanan bordürde palmet ve üç dilimli yaprak desenlerine yer verilmiştir. Bu formuyla mihrap Memlük geleneğini devam ettirmektedir. Eyvanın sağ köşesine yerleştirilmiş olan ve üzerinde yaldızlı süslemeler bulunan mermer minber Anadolu üslûbundadır. Müezzin mahfili harimin kuzeybatı duvarının içinde girişin üzerindedir. Ahşap konsollara oturan mahfille girişin içinde sağ tarafta yer alan ahşap vaaz kürsüsü çok renkli süslemelere sahiptir. Minare güneybatı cephesinde harimle revaklı avluya geçit veren kapı arasındadır. Kare kaide üzerinde yükselen silindirik gövdede mukarnaslara oturan iki şerefesi silindirik petek kısmı ile Anadolu tarzındadır.

Caminin doğu tarafında yer alan sıbyan mektebi Kahire’deki diğer Osmanlı mekteplerinden farklı bir plana sahiptir. Cepheleri iki katlı pencerelerle hareketli bir görünüm sergileyen mektebin kuzeybatı cephesinde ortadaki diğerlerine göre daha geniş ve yüksek olan üç sivri kemerli bir açıklık mevcuttur. Mektep 13,5 × 5 m. ölçülerinde yazlık ve kışlık olmak üzere iki bölümden oluşan dikdörtgen bir plana sahiptir. Ortadaki bölümler birer tam kubbe, yanlar ise birer yarım kubbe ile örtülmüştür. Kubbelerin üzeri camide olduğu


gibi tek renkli çinilerle kaplanmıştır. Kışlık bölümün güneydoğu duvarının ortasında yer alan mukarnas kavsaralı mihrap oldukça sade bir yapıya sahiptir.

BİBLİYOGRAFYA:

Evliya Çelebi, Seyahatnâme, X, 220-223, 232; Sicill-i Osmânî, III, 78-79; Suut Kemal Yetkin, İslâm Sanatı Tarihi, Ankara 1954, s. 283; G. Goodwin, A History of Ottoman Architecture, London 1971, s. 312; M. Meinecke, “Die Architectur des 16. Jahrhunderts in Kairo, Nach, der Osmanischen Eroberuno von 1517”, IVa congre’s international d’art turc, Aix-en-Provence 1976, s. 145-152; Suâd Mâhir Muhammed, Mesâcidü Mıśr ve evliyâǿühe’ś-śâliĥûn, Kahire 1404/1983, II, 136-139; V, 81-84; P. d’Avennes, Arab Art As Seen Through the Monuments of Cairo, Paris 1983, s. 120; R. B. Parker - R. Sabin, Islamic Monuments in Cairo: A Practical Guide (ed. C. Williams), Cairo 1985, s. 226; D. Behrens-Abouseif, The Minarets of Cairo, Cairo 1985, s. 158; a.mlf., Islamic Architecture in Cairo: An Introduction, Cairo 1996, s. 158; Afîf el-Behnesî, el-Fennü’l-İslâmî, Dımaşk 1986, s. 245; Oktay Aslanapa, Osmanlı Devri Mimarisi, İstanbul 1986, s. 171; Ebü’l-Hamd Mahmûd Fergalî, ed-Delîlü’l-mûcez li-ehemmi’l-âŝâri’l-İslâmiyye ve’l-Ķıbŧiyye fi’l-Ķāhire, Kahire 1411/1991, s. 159; Abdullah Atia Abdülhafız, Osmanlı Döneminde İstanbul ile Kahire Arasında Mimarî Etkileşimler (doktora tezi, 1994), İÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü, s. 31-39; Ahmet Ali Bayhan, Mısır’da Osmanlı Devri Mimarisi (doktora tezi, 1997), Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, s. 25-28.

Ahmet Ali Bayhan