SÜMÂME b. ÜSÂL

(ثمامة بن أثال)

Ebû Ümâme Sümâme b. Üsâl b. en-Nu‘mân el-Hanefî (ö. 12/633)

Sahâbî.

Yemâme’deki Benî Hanîfe kabilesinin iki emîrinden biri olup Hacr (Riyad) şehrinde yaşıyordu. Diğer emîr Hevze el-Hanefî ise Hıdrime’de oturuyordu. Hz. Peygamber, bu iki emîre 7. yılın Muharreminde (Mayıs 628) Selît b. Amr’ı göndererek kendilerini İslâmiyet’e davet etti. Hevze, Resûl-i Ekrem’in vefatından sonra nübüvvet ve iktidarın kendisine geçmesi şartıyla bu daveti kabul edeceğini bildirdi ve teklifi reddedildi. Düşmanca bir tavır içinde bulunduğu anlaşılan Sümâme’nin ne cevap verdiği bilinmemekteyse de kabilesinin Mekke’ye yaptığı ticarî seyahatler veya hac ziyaretleri vesilesiyle Resûlullah’la görüşmüş olabileceği belirtilmektedir. Sümâme, umre için Yemâme’den Mekke’ye giderken Necid civarında muhtemelen Muhammed b. Mesleme kumandasında Kuratâ Seriyyesi’ne çıkan askerî birlik tarafından yakalanarak Hz. Peygamber’in huzuruna getirildi. Hz. Peygamber onu üç gün süreyle mescidin direklerinden birine bağlatarak hapsetti ve kendisine iyi davranılmasını emretti. Evinden ona yiyecekler gönderdi ve üç gün boyunca onu İslâmiyet’e davet etti. Fakat Sümâme buna yanaşmadı ve serbest bırakıldığı takdirde istenen fidyeyi vereceğini söyledi. Üç gün sonra fidyesiz salıverilince gördüğü iyi muameleden dolayı mescidin yakınındaki bir suda yıkanarak müslüman oldu ve Resûlullah’a biat etti; eskiden kendisine çok düşman olduğunu, fakat o andan itibaren onu çok sevdiğini söyledi. Daha sonra umre yapmak için izin istedi, Resûl-i Ekrem’den İslâmî usule göre umre yapmayı öğrendi ve Mekke’ye telbiye getirerek giren ilk müslüman oldu. Onun bu davranışına öfkelenen bazı Kureyşliler kendisini öldürmek istedilerse de diğerleri, ticarî münasebetleri için Kureyş’in Yemâme’ye ihtiyacı bulunduğunu belirterek onun serbest bırakılmasını sağladı. Sümâme ise, “Ben dinlerin en hayırlısına, Muhammed’in dinine uydum. Bundan sonra o izin verinceye kadar size Yemâme’den bir erzak tanesi bile gelmeyecek” diyerek Kureyşliler’i tehdit etti ve memleketine döndü (Buhârî, “Cihâd”, 70; Müslim, “Cihâd”, 59). Sümâme, Mekke’ye hububat ve yiyecek sevkine engel olunca Mekkeliler, Hz. Peygamber’e mektup yazarak Mekke’de açlık ve sefaletin hüküm sürdüğünü, Sümâme’yi bundan vazgeçirmesini istediler. Resûl-i Ekrem de Sümâme’ye haber gönderip Mekke’ye erzak ve diğer ihtiyaçların sevkini yeniden başlattı.

Hacr valiliğine tayin edilen Sümâme, Hevze el-Hanefî’nin ölümünden sonra (8/ 629-30) Yemâme hâkimi oldu. Müseylimetülkezzâb nübüvvette Hz. Muhammed ile ortak olduğunu, İslâm peygamberinin de bunu kabul ettiğini ilân edince Sümâme onun bu iddiasını, ayrıca Hacr’i işgal ettiğini, kendisinin yanındaki müslümanlarla orayı terkettiğini Hz. Peygamber’e bildirdi. Hz. Peygamber, Furât b. Hayyân’ı Müseylime’nin üzerine gönderdikten bir süre sonra vefat etti. Müseylime müslümanlara karşı baskıyı arttırınca Sümâme bu defa durumu Hz. Ebû Bekir’e haber verdi ve halifeden yardım gelinceye kadar kabilesindeki müslümanlarla ve Benî Temîm’in yardımlarıyla Müseylime’ye karşı koydu. Hz. Ebû Bekir’in İkrime b. Ebû Cehil ve Şürahbîl b. Hasene kumandasında Yemâme’ye gönderdiği iki ordu, Sümâme’nin acele edilmemesi yönündeki uyarılarını dikkate almayınca başarı sağlayamadı. O günlerde peygamberlik iddiasıyla ortaya çıkan Secâh tek peygamberin kendisi olduğunu söyleyerek Müseylime’nin üzerine yürüyünce Sümâme’nin Hacr’e hâkim olacağından korkan Müseylime, Secâh ile anlaştı. Sümâme, Hâlid b. Velîd’in Yemâme’ye doğru yola çıktığını duyduğunda Benî Hanîfe mensuplarını toplayarak bir konuşma yaptı


ve Resûl-i Ekrem’in hak peygamber, Müseylime’nin bir yalancı olduğunu söyledi; kabilesi halkından yaklaşık 3000 kişiyle hilâfet ordusuna katıldı. Sümâme kendi kuvvetleriyle, Müseylime’nin öldürülmesinden sonra (12/633) Bahreyn’de irtidad edenlerle savaşmaya giden Alâ el-Hadramî kumandasındaki İslâm ordusunda yer aldı ve onun bu desteği Hutam b. Dübey‘a kumandasındaki mürtedlerin yenilgiye uğratılmasında etkili oldu. Ancak Sümâme zaferin ardından Yemâme’ye dönerken mürtedler tarafından şehid edildi. Hz. Ebû Bekir, onun dine ve devlete yaptığı hizmetleri dolayısıyla yeğeni Mutarrif b. Nu‘mân b. Seleme’yi Yemâme’ye vali tayin etti.

BİBLİYOGRAFYA:

İbn Sa‘d, eŧ-Ŧabaķāt, V, 550-551; İbn Abdülber, el-İstîǾâb, I, 203-208; İbnü’l-Esîr, Üsdü’l-ġābe, I, 294-295; a.mlf., el-Kâmil, II, 354-355, 369-370; IV, 204; İbn Kesîr, el-Bidâye, IV, 149; V, 29-32, 48-49; İbn Hacer, el-İśâbe, I, 203; Tecrid Tercemesi, X, 372-375; L. Caetani, İslâm Târihi (trc. Hüseyin Cahid), İstanbul 1925, IV, 422-423, 444-445; Köksal, İslâm Tarihi (Medine), VI, 7-14; Wensinck, el-MuǾcem, VIII, 39; Abdullah b. Muhammed b. Nâsır, “Şümâme b. Üşâl el-Ĥanefî”, Mecelletü CâmiǾati’l-İmâm Muĥammed b. SuǾûd el-İslâmiyye, sy. 16, Riyad 1417/1996, s. 353-370.

Asri Çubukcu