ŞÜRÜNBÜLÂLÎ

(الشرنبلالي)

Ebü’l-İhlâs Hasen b. Ammâr b. Alî eş-Şürünbülâlî el-Vefâî el-Mısrî (ö. 1069/1659)

Hanefî fakihi.

994 (1586) yılında Mısır’ın Menûfiye bölgesinde Menûfülulyâ’nın (bugünkü Menûf) karşısında bulunan Şübrâbilûle beldesinde doğdu. Bu yer halk arasında Şürünbilâle/Şürünbülâle şeklinde telaffuz edildiğinden nisbesi Şürünbülâlî diye okunagelmiştir (Muhibbî, II, 39; Tahtâvî, s. 8; Muhammed Remzî, III, 100, 219). Şürünbülâlî, henüz küçük yaşta iken babası tarafından götürüldüğü Kahire’de ilk eğitimini aldı. Muhammed b. Hüseyin el-Hamevî, Abdullah en-Nahrîrî, Muhammed b. Mansûr el-Muhibbî, Ahmed b. Muhammed b. Ahmed eş-Şelebî,


Nûreddin İbn Gānim el-Makdisî ve Abdurrahman el-Mesîrî gibi âlimlerden ders aldı. Şâzeliyye tarikatının Vefâiyye kolunun şeyhi Ebü’l-İs‘âd Yûsuf b. Ebü’l-Atâ b. Vefâ’ya intisap etti. Tahsil hayatından sonra Ezher’e müderris tayin edildi. Gerek verdiği dersler ve eserleriyle gerekse örnek şahsiyetiyle devrinin en gözde âlimlerinden biri oldu; devlet adamları ve halk nezdinde büyük itibar kazandı. Müteahhirîn Hanefî fakihleri içinde seçkin bir yere sahip olan Şürünbülâlî’nin yetiştirdiği öğrenciler arasında kendi adını taşıyan oğlu Hasan eş-Şürünbülâlî, Ahmed b. Muhammed el-Acemî, Ahmed b. Muhammed el-Hamevî, İsmâil b. Abdülganî en-Nablusî, Şâhîn b. Mansûr el-Ermenâvî, Muhammed b. Sâlih et-Timurtâşî, Hasan b. Ali el-Cebertî, Abdülhay b. Abdülhak eş-Şürünbülâlî, Sâlih b. Ali es-Safedî, Ali b. Ali es-Sivâsî ed-Darîr ve Abdürrahîm b. Ebü’l-Lutf el-Hüseynî el-Makdisî gibi âlimler bulunmaktadır. Şürünbülâlî 21 Ramazan 1069 (12 Haziran 1659) tarihinde Kahire’de vefat etti. Kabri Karâfetülkübrâ’da Türbetü’l-Mücâvirîn’dedir. Düzgün konuşması, güzel ahlâkı, mütevazi ve sûfî-meşrep kişiliğiyle tanınan Şürünbülâlî mezhep taassubundan uzak ve diğer mezheplerin görüşlerine saygılı bir âlimdi. Gerektiğinde Hanefî mezhebine ait görüşleri eleştirir, çelişkili veya yanlış nakillere dikkat çeker, kendi görüş ve değerlendirmesini ortaya koyardı (örnek için bk. Keleş, s. 26-34, 41, 43-44). Son dönem ulemâsından İbn Âbidîn Reddü’l-muĥtâr’da, Ali Haydar Efendi Dürerü’l-ĥükkâm’da Şürünbülâlî’den çokça nakilde bulunmuşlardır. Çeşitli kütüphanelerde mevcut eserlerine ait yazma nüshaların binleri bulması eserlerine olan rağbeti göstermektedir.

Eserleri. Fıkıh yanında usûl-i fıkıh, tefsir, hadis, kelâm, akaid, tasavvuf, Arap dili ve edebiyatı alanlarında da yetkin bir âlim olduğu anlaşılan Şürünbülâlî’nin dilinin sadeliği, verdiği bilgilerin güvenilirliği ve mantıkî örgüsünün sağlamlığı bakımından dikkat çeken çok sayıda kitap ve risâlesi ilim çevrelerinde yaygın kabul görmüştür. 1. Nûrü’l-îżâĥ ve necâtü’l-ervâĥ. Tahâretle namaz ve oruç ibadetlerine dair olup müellifin önsözde kaydettiği üzere eserde mezhepte ehl-i tercih sayılan âlimlerin sahihliğini kesin bir şekilde belirttiği görüşler esas alınmıştır. Fıkha yeni başlayanların kolayca anlayabilecekleri bir üslûpla kaleme alınan bu özlü eserde hükümlerin dayandığı delillere ve diğer mezheplerin görüşlerine yer verilmemiştir (Halep 1293; Kahire 1325, 1330, 1348, 1948; İstanbul 1329; Dımaşk 1963, 1985; nşr. Muhammed Ali Edlebî, Beyrut 1405/1985). Müellifin belirttiğine göre Nûrü’l-îżâĥ 14 Cemâziyelevvel 1032 (16 Mart 1623), İmdâdü’l-fettâĥ 1045 Receb sonunda (Ocak 1636, temize çekilmesi 12 Rebîülevvel 1046/14 Ağustos 1636) ve Merâķı’l-felâĥ 1054 Receb ayı başlarında (Eylül 1644) tamamlanmıştır (İmdâdü’l-fettâĥ, s. 680; Merâķı’l-felâĥ, s. 388). Eserde zekât ve hac yer almadığından Şürünbülâlî bu konulara dair muhtasar bilgileri Merâķı’l-felâĥ’ın sonuna eklemiş, bazı çağdaş müellifler de Nûrü’l-îżâĥ’a yazdıkları şerhlere bu kısımları kapsayan ilâveler (tekmile) yapmışlardır (meselâ bk. Ebû Zeyd Şelebî, el-Miftâĥ şerĥu Nûri’l-îżâĥ ile birlikte Minĥatü’l-fettâĥ tekmiletü Nûri’l-îżâĥ, Kahire 1376/1956, 1378/1958; Muhammed Muhyiddin Abdülhamîd, Sebîlü’l-felâĥ fî şerĥi Nûri’l-îżâĥ ile birlikte Hibetü’l-fettâĥ bi-tekmileti Nûri’l-îżâĥ, Dımaşk, ts.; Beyrut 1990). Ayrıca Ebü’s-Suûd Muhammed b. Ali el-Hüseynî Đavǿü’l-miśbâĥ fî şerĥi Nûri’l-îżâĥ (Süleymaniye Ktp., Hasan Hüsnü Paşa, nr. 499; Kütahya Vahîd Paşa İl Halk Ktp., nr. 124), Osman b. Ya‘kūb el-Kemâhî Süllemü’l-felâĥ şerĥu Nûri’l-îżâĥ (Süleymaniye Ktp., Kılıç Ali Paşa, nr. 423 [müellif hattı]; Tavşanlı Zeytinoğlu İlçe Halk Ktp., nr. 759), Hâmid el-İmâdî Miśbâĥu’l-felâĥ şerĥu Nûri’l-îżâĥ (Dârü’l-kütübi’z-Zâhiriyye, Fıkh-ı Hanefî, nr. 6160) ve İbn Âbidînzâde MiǾrâcü’l-felâĥ şerĥu Nûri’l-îżâĥ (Dârü’l-kütübi’z-Zâhiriyye, Fıkh-ı Hanefî, nr. 6667 [müellif hattı]) adıyla birer şerh yazmış, Muhammed Adnân Dervîş Hidâyetü’l-fettâĥ fî źikri edilleti Nûri’l-îżâĥ ismiyle bir çalışma yapmıştır (Dımaşk 1994; Nûrü’l-îżâĥ ve Merâķıl-felâĥ üzerine yapılan nazım çalışmaları için bk. Abdullah Muhammed el-Habeşî, III, 2055-2057). 2. İmdâdü’l-fettâĥ şerĥu Nûri’l-îżâĥ. Nûrü’l-îżâĥ’taki kapalı ifadelerin açıklandığı, görüşlerin delilleri ve hükümlerin illetleri üzerinde durulduğu bir şerh olup Beşşâr Bekrî Arâbî tarafından neşredilmiştir (bk. bibl.). Burada da genellikle diğer mezheplerin görüşlerine yer verilmemiştir. 3. Merâķı’l-felâĥ bi-İmdâdi’l-fettâĥ. İmdâdü’l-fettâĥ’ın kısaltılmış şeklidir. Eser ayrı olarak (Kahire 1276, 1301, 1303, 1305, 1315, 1320, 1329, 1348, 1370; İstanbul 1330, 1331; nşr. Mahmûd Abdülvehhâb Fâyid, Halep 1973; nşr. Abdülcelîl Atâ, Dımaşk 1411/1990; nşr. Salâh Muhammed Uveyza, Beyrut 1995) ve Ahmed b. Muhammed et-Tahtâvî’nin hâşiyesiyle birlikte (Bulak 1269, 1279, 1290, 1303, 1318; İstanbul 1327; Kahire 1320, 1356, 1372, 1389) basılmıştır. Süleyman Fâhir, Tahtâvî hâşiyesinden faydalanarak Merâķı’l-felâĥ’ı Türkçe’ye tercüme etmiştir (Nurul İzah Şerhi Merak-il Felâh, İstanbul 1968). 4. Ġunyetü źevi’l-aĥkâm fî buġyeti Düreri’l-ĥükkâm. Molla Hüsrev’in Osmanlı medreselerinde uzun yıllar okutulan


Dürerü’l-ĥükkâm fî şerĥi Ġureri’l-aĥkâm adlı eserine yazılmış bir hâşiyedir (Kahire 1294, 1304; İstanbul 1297, 1299, 1300, 1301, 1308, 1310, 1317, 1318, 1319, 1329). 5. Teysîrü’l-maķāśıd bi-şerĥi Nažmi’l-ferâǿid. İbn Vehbân’ın fıkha dair Ķaydü’ş-şerâǿid ve nažmü’l-ferâǿid adlı eserinin şerhidir (Süleymaniye Ktp., Esad Efendi, nr. 570, 575; Lâleli, nr. 1035; Yenicami, nr. 476, 477). Müellif bu kitabı Seriyyüddin İbnü’ş-Şihne’nin aynı esere yazdığı şerhi ihtisar etmek, yeniden düzenlemek ve ilâvelerde bulunmak suretiyle kaleme almıştır. 6. İsǾâdü Âli ǾOŝmâni’l-mükerrem bi-binâǿi Beytillâhi’l-muĥarrem (nşr. Süleyman b. Sâlih Âlü Kemâl, Mekke 1424/2003). 7. Müfîdetü’l-ĥüsnâ li-defǾi žanni’l-ħuluvvi bi’s-süknâ (nşr. Meşhûr Hasan Selmân, Risâletân fi’l-ħuluvvât içinde, Küveyt 1409/1989, s. 57-93). 8. Eĥâdîŝü erbaǾîn. Devlet yönetimi ve adaletli devlet başkanlarıyla alâkalı kırk hadis içermektedir (İÜ Ktp., nr. 2139). 9. Merâķı’s-saǾâdât fî Ǿilmeyi’t-tevĥîd ve’l-Ǿibâdât (nşr. Muhammed Riyâz el-Mâlih, Beyrut 1973). 10. el-İstifâde min aĥkâmi’ş-şehâde (Muhammed b. Merzûk el-Muaytık tarafından İmam Muhammed b. Suûd Üniversitesi’nde yüksek lisans tezi olarak neşre hazırlanmıştır; 1391). 11. el-Ǿİķdü’l-ferîd li-beyâni’r-râciĥ min cevâzi’t-taķlîd (nşr. Ahmed Muhammed Ferrûh Senevber, Beyrut 2007). 12. et-Taĥķīķātü’l-ķudsiyye ve’n-nefeĥâtü’r-raĥmâniyye fî meźhebi’s-sâdeti’l-Ĥanefiyye (MecmûǾatü’r-resâǿil, Resâǿilü’ş-Şürünbülâlî). Çeşitli fıkhî konulara dair altmış risâleden oluşan mecmuadaki eserlerin muhtevası akademik bir çalışma çerçevesinde tanıtılmıştır (Keleş, s. 64-96). Çeşitli yazmaları günümüze ulaşan (TSMK, Medine, nr. 375 [müellif hattı]; İÜ Ktp., nr. 1529; Süleymaniye Ktp., Süleymaniye, nr. 1044, Beşir Ağa, nr. 214; Beyazıt Devlet Ktp., Veliyyüddin Efendi, nr. 1550; Râgıb Paşa Ktp., nr. 60.503; Kayseri Râşid Efendi Ktp., nr. 1344) bu mecmuadaki risâlelerin bir kısmı şunlardır: en-Nefeĥâtü’l-ķudsiyye fî ķırâǿati’l-Ķurǿân ve kitâbetihî bi’l-Fârisiyye, İkrâmü üli’l-elbâb bi-şerîfi’l-ħiŧâb, el-Mesâǿilü’l-behiyyetü’z-zekiyye Ǿale’l-İŝnâ Ǿaşeriyye, Tuĥfetü aǾyâni’l-ġınâǿ bi-śıĥĥati’l-cümǾati ve’l-Ǿiydeyni fi’l-finâǿ, Teceddüdü’l-meserrât bi’l-ķasmi beyne’z-zevcât, İnfâźü’l-evâmiri’l-ilâhiyye bi-nuśreti’l-Ǿasâkiri’l-ǾOŝmâniyye ve inķāźü sükkâni’l-Cezîreti’l-ǾArabiyye, Ķahrü’l-milleti’l-küfriyye bi’l-edilleti’l-Muĥammediyye, SaǾâdetü’l-mâcid bi-Ǿimâreti’l-mesâcid, Ĥisâmü’l-ĥükkâm el-muĥiķķīn li-seddi buġāti’l-muǾtedîn min evķāfi’l-müslimîn, Teźkiretü’l-bulaġāǿi’n-nüžžâr bi-vücûhi reddi ĥücceti’l-vülât ve’n-nüžžâr, Dürretü’ŝ-ŝemîne fî ĥamli’s-sefîne, SaǾâdetü ehli’l-İslâm bi’l-müśâfaĥâti Ǿaķıbe’ś-śalâti ve’s-selâm. Bunların ve diğer bazı risâlelerin kütüphanelerde müstakil nüshaları da mevcuttur (eserleri için ayrıca bk. İsǾâdü Âli ǾOŝmâni’l-mükerrem, neşredenin girişi, s. 18-27; yazma nüshaları için bk. MuǾcemü’l-maħŧûŧâti’l-mevcûde, I, 404-411).

BİBLİYOGRAFYA:

Şürünbülâlî, İmdâdü’l-fettâĥ şerĥu Nûri’l-îżâĥ ve necâti’l-ervâĥ (nşr. Beşşâr Bekrî Arâbî), Dımaşk 1423/2002, s. 680, ayrıca bk. neşredenin girişi, s. 7-14; a.mlf., Merâķı’l-felâĥ (Tahtâvî, Ĥâşiye Ǿalâ Merâķı’l-felâĥ içinde), Kahire 1356, s. 8, 388; a.mlf., İsǾâdü Âli ǾOŝmâni’l-mükerrem bi-binâǿi Beytillâhi’l-muĥarrem (nşr. Süleyman b. Sâlih Âlü Kemâl), Mekke 1424/2003, neşredenin girişi, s. 12-27; Muhibbî, Ħulâśatü’l-eŝer, I, 283, 408; II, 38-39, 221, 238; Tahtâvî, Ĥâşiye Ǿalâ Merâķı’l-felâĥ, Kahire 1356, s. 8; Cebertî, ǾAcâǿibü’l-âŝâr, I, 116, 118, 120, 121, 135-136, 234, 446-448, 477; Leknevî, el-Fevâǿidü’l-behiyye, s. 58; Ser-kîs, MuǾcem, I, 1117-1118; Ziriklî, el-AǾlâm, II, 225; Brockelmann, GAL, II, 406-407; Suppl., II, 430; Hediyyetü’l-Ǿârifîn, I, 126; Muhammed Remzî, el-Ķāmûsü’l-coġrâfî li’l-bilâdi’l-Mıśriyye, Kahire 1953, III, 100, 219; Kehhâle, MuǾcemü’l-müǿellifîn, III, 265-266; Yunus Keleş, Bir Hukuk Âlimi Olarak Şürünbülâlî ve Eserlerinin Fıkhî Değeri (yüksek lisans tezi, 1995), MÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü; Abdullah Muhammed el-Habeşî, CâmiǾu’ş-şürûĥ ve’l-ĥavâşî, Ebûzabî 1425/2004, II, 1279, 1405; III, 2055-2057; Ahmet Özel, Hanefi Fıkıh Âlimleri, Ankara 2006, s. 109, 141-142, 155, 158; MuǾcemü’l-maħŧûŧâti’l-mevcûde fî mektebâti İstânbûl ve Ânâŧûlî (haz. Ali Rıza Karabulut), [baskı yeri ve tarihi yok], I, 404-411.

Şevket Topal