TÂCÜ’l-LUGA

(تاج اللغة)

İsmâil b. Hammâd el-Cevherî’nin (ö. 400/1009’dan önce) Arapça sözlüğü.

Tam adı Tâcü’l-luġa ve śıĥâĥu’l-ǾArabiyye olmakla beraber daha çok Śıĥâĥu’l-luġa ve kısaca eś-Śıĥâĥ diye anılır. Eserin adını “sıhâh”ın (“sahîh”in çoğulu) yanı sıra müfred olarak “sahâh” şeklinde tesbit edenler de vardır. Cevherî eś-Śıĥâĥ’ı ile, özgün tertibi ve Buhârî’nin hadis ilminde yaptığı gibi yalnız sahih, fasih ve meşhur kelimelere yer vermesi bakımından Arap sözlük bilimi tarihinde yeni bir çığır açmış, aranan kelimeye ulaşmada daha kolay bir yöntem geliştirmiştir. Cevherî’den önce Halîl b. Ahmed’in Kitâbü’l-ǾAyn’ında uyguladığı, köklerin ilk harfleri dikkate alınıp mahreçlerine göre tertibi ve iştikak ilgisini göz önünde bulundurarak aynı harflerin farklı sıralanmasından doğan köklerin aynı yerde toplanması (taklîb sistemi), İbn Düreyd’in el-Cemhere’sinde görülen kökün ilk harfini esas alan tertibi ve taklîb sistemi, Ebû Amr eş-Şeybânî’nin Kitâbü’l-Cîm’inde uyguladığı kökün ilk harfini esas alan tertibi, Ebû Ubeyd Kāsım b. Sellâm’ın el-Ġarîbü’l-muśannef’inde kelimelerin konularına göre sıralanması, Cevherî’nin dayısı İshak b. İbrâhim el-Fârâbî’nin Dîvânü’l-edeb’inde uyguladığı kelimelerin sarf kalıplarına göre tertibi aranan kelimeyi bulmada büyük zorluklar çıkarıyordu. Çünkü bükünlü dillerden olan Arapça’da kelimelerin başına ve ortasına eklenen harflerle değişim ve dönüşüme (ibdâl, idgam, kalb) uğrayan asıl harfler köklerin tesbitinde ve aranan kelimeye ulaşmada güçlük arzediyordu. Bundan dolayı Cevherî, köklerin son harfleri ekleme harfler


grubunda yer almadığından daha istikrarlı olduğunu ve daha az değişime mâruz kaldığını göz önünde bulundurup son harfi aynı olan köklerle türevlerini bir bölümde toplamış, böylece hem daha pratik bir yöntem ortaya koymuş, hem de şair ve yazarlara aynı yerde toplanan kafiyedeş ve secideş kelimeleri bulma kolaylığı sağlamıştır. Bu sebeple onun tertibine “kafiye sistemi” denilmiştir. Kökün son harfi “bab”, ilk harfi “fasıl” başlığını taşıyan sözlükte alfabe harfleri sayısınca yirmi sekiz bab ve her babda on altıdan yirmi sekize kadar değişen fasıl bulunmaktadır. Köklerin bütün harfleri bu tertip içinde alfabetik sıralanmıştır. Cevherî’nin Arap sözlükçülüğünde yaptığı bir yenilik de kelimelerin istinsah, tashîf ve tahrîf hatalarına sebep teşkil eden hareke ile değil daha güvenli bir yol olan yazı ile tesbit edilmesidir. Bu yöntemde isimlerden sonra gelen “bi’l-fethi, bi’l-kesri, bi’z-zammi” kayıtları ilk harfin, fiillerden sonra gelen aynı ifadeler muzârinin orta harfinin harekesini gösterir. Cevherî de ilk dilci ve sözlükçüler gibi hadisçilerden esinlenerek kelimelerin sıhhat derecelerini sahih, zayıf, metrûk, mühmel, mezmûm, redî şeklinde belirttiği gibi muhdes/müvelled, muarreb, dahîl, müşterek, müterâdif ve ezdâd gibi kelime kategorilerine de işaret etmiştir. Ayrıca sözlükçüler arasında grameri en iyi bilen kişi olarak birçok sarf ve nahiv meselesine değinmiştir.

Şöhretinden dolayı hemen her kütüphanede nüshaları bulunan Tâcü’l-luġa (Sezgin, VIII, 215-217) ilk defa Tebriz’de (1270), ardından Bulak’ta (1282, 1292) ve Kahire’de (1301) basılmıştır. Sözlüğün ilmî neşrini Ahmed Abdülgafûr Attâr (I-VI, Kahire 1376/1956, 1399/1979, 1404/1984, 1990) ve Şehâbeddin Ebû Amr (I-II, Beyrut 1418/1998) gerçekleştirmiştir. Nedîm ve Üsâme Mar‘aşlî kitabı, asıl köklerin ilk harflerini dikkate alarak yeniden düzenlemek ve bazı teknik terimleri Fransızca, İngilizce ve Latince karşılıklarıyla birlikte eklemek suretiyle eś-Śıĥâĥ fi’l-luġa ve’l-Ǿulûm adıyla iki cilt halinde yayımlamıştır (Beyrut 1974). Eser ayrıca İbn Berrî’nin eś-Śıĥâĥ hâşiyeleri, Abdurrahman b. Abdülazîz et-Tâdilî’nin Fîrûzâbâdî’nin el-Ķāmûsü’l-muĥîŧ’inde es-Śıĥâĥ’a yönelttiği eleştirilere cevap olarak yazdığı el-Vişâĥ ve teŝķīfü’r-rimâĥ fî reddi tevhîmi’l-Mecd eś-Śıĥâĥ’ı ile birlikte beş cilt halinde basılmıştır (Beyrut 1419/1999).

Tâcü’lluġa yazıldığı dönemden itibaren ihtisar, tekmile, hâşiye, tenkit, savunma, nazma çekme, şâhidlerin izahı, hadislerinin tahrîci gibi birçok çalışmaya konu olmuş (Ahmed Abdülgafûr Attâr, s. 189-248) ve başka dillere tercüme edilmiştir. Eserin on sekiz muhtasarı içinde (Ahmed Abdülgafûr Attâr, s. 233-242) Şehâbeddin ez-Zencânî’nin Tehźîbü’ś-Śıĥâĥ’ı ile (nşr. Abdüsselâm Muhammed Hârûn - Ahmed Abdülgafûr Attâr, I-III, Kahire 1372/1952) Muhammed b. Ebû Bekir er-Râzî’nin Muħtârü’ś-Śıĥâĥ’ı en meşhur olanlarıdır. İlk defa Bulak’ta basılan Muħtârü’ś-Śıĥâĥ (1282) daha sonra değişik biçimlerde defalarca yayımlanmıştır ve halen çeşitli yayınevlerince basımı yapılmaktadır. Ayrıca buna da muhtasarlar yazılmıştır (diğer muhtasarlar için bk. Hüseyin Nassâr, II, 503-511; Ahmed Abdülgafûr Attâr, s. 233-242; Ahmed eş-Şerkāvî İkbâl, s. 229-232). Radıyyüddin es-Sâgānî tarafından eś-Śıĥâĥ için değişik isimlerle üç tekmile kaleme alınmış olup (Ahmed Abdülgafûr Attâr, s. 203-205) et-Tekmile ve’ź-źeyl ve’ś-śıla li-kitâbi Tâci’l-luġa ve Śıĥâĥi’l-ǾArabiyye en meşhurudur. Başarılı bir ikmal kabul edilen eser Kahire Arap Dil Kurumu tarafından neşredilmiştir (I-VI, Kahire 1970-1979). eś-Śıĥâĥ’a yazılan en önemli tekmilelerden biri Fîrûzâbâdî’nin el-Ķāmûsü’l-muĥîŧ’idir. Fîrûzâbâdî eserinin mukaddimesinde Cevherî’yi ve eserini övgüyle andıktan sonra onun, izlediği yöntem gereği dilde kullanılan kelimelerin en az yarısını sözlüğüne almadığını ifade eder (Hüseyin Nassâr, II, 511-520; Ahmed Abdülgafûr Attâr, s. 202-208; Ahmed eş-Şerkāvî İkbâl, s. 228-229). eś-Śıĥâĥ üzerine kaleme alınan birçok hâşiye arasında en mükemmeli İbn Berrî’nin et-Tenbîh ve’l-îżâĥ Ǿammâ vaķaǾa fi’ś-Śıĥâĥ’ı (Ĥavâşî İbn Berrî Ǿale’ś-Śıĥâĥ) olup eserin “و ق ص” maddesine kadar olan kısmı iki cilt halinde yayımlanmıştır (I, nşr. Mustafa Hicâzî, Kahire 1980; II, nşr. Abdülhalîm et-Tahâvî, Kahire 1981). İbn Berrî’nin hâşiyesi ayrıca, Lisânü’l-ǾArab’daki iktibaslardan da yararlanılarak Tâdilî’nin el-Vişâĥ’ı ile birlikte basılmıştır (I-V, Beyrut 1419/1999). Tâcü’l-luġa Türkçe’ye ve Farsça’ya da çevrilmiştir. Cemâl-i Karşî’nin 681 (1282) yılında kaleme aldığı eś-Śurâĥ mine’ś-Śıĥâĥ adlı Farsça çevirisi basılmıştır (I-II, Kalküta 1812-1815, 1245/1829; Tahran 1286; Hint 1328/1910). eś-Śıĥâĥ’ın Mehmed b. Mustafa Vânî tarafından yapılan Türkçe tercümesi Lugat-ı Vankulı adıyla tanınmıştır. Eser İbrâhim Müteferrika’nın kurduğu matbaada ilk basılan kitaplardandır (1728-1729); daha sonra da çeşitli baskıları yapılmıştır.

BİBLİYOGRAFYA:

Cevherî, eś-Śıĥâĥ: Tâcü’l-luġa ve śıĥâĥu’l-ǾArabiyye (nşr. Şehâbeddin Ebû Amr), Beyrut 1418/1998, neşredenin girişi, I, 39-46; İbn Ebü’l-Yemân el-Bendenîcî, et-Taķfiye fi’l-luġa (nşr. Halîl İbrâhim el-Atıyye), Bağdad 1976, neşredenin girişi, s. 5-6, 22-27; Sıddîk Hasan Han, el-Bülġa fî uśûli’l-luġa (nşr. Nezîr M. Mektebî), Beyrut 1408/1988, s. 396-414; Serkîs, MuǾcem, II, 1384-1385; John A. Haywood, Arabic Lexicography, Leiden 1960, s. 68-76; Hüseyin Nassâr, el-MuǾcemü’l-ǾArabî: Neşǿetühû ve teŧavvürüh, Kahire 1968, II, 484-529; Sezgin, GAS (Ar.), VIII, 215-224, 391-416; Ahmet Subhi Furat, al-Fīrūzābādī’nin aś-Śıĥāĥ’ı Tenkidi (profesörlük takdim tezi, 1978), DİA Ktp., nr. 586, s. 23-38; İbrâhim es-Sâmerrâî, MaǾa’l-Meśâdir fi’l-luġa ve’l-edeb, Amman 1402/1982, II, 35-45, 261-296; Emîl Bedî‘ Ya‘kūb, el-MeǾâcimü’l-luġaviyyetü’l-ǾArabiyye, Beyrut 1985, s. 105-112; Emced et-Trablusî, Nažra târîħiyye fî ĥareketi’t-teǿlîf Ǿinde’l-ǾArab fi’l-luġa ve’l-edeb, Tunus 1406/1986, s. 37-40; Ahmed Muhtâr Ömer, el-Baĥŝü’l-luġavî Ǿinde’l-ǾArab, Kahire 1988, s. 221-269; Ahmed Abdülgafûr Attâr, eś-Śıĥâĥ ve medârisü’l-muǾcemâti’l-ǾArabiyye, Mekke 1410/1990, s. 137-248, 285-309; Ali Hilmî Mûsâ, “Dirâse tiķniyye muķārene li-meǾâcimi’ś-Śıĥâĥ ve Lisâni’l-ǾArab ve Tâci’l-Ǿarûs”, el-MuǾcemü’l-ǾArabiyyü’t-târîħî, Tunus 1991, s. 147-158; Yüsrî Abdülganî Abdullah, MuǾcemü’l-meǾâcimi’l-ǾArabiyye, Beyrut 1411/1991, s. 169-185; Sâlihiyye, el-MuǾcemü’ş-şâmil, II, 106-107; III, 439-440; Vecdî Rızk Gālî, MuǾcemü’l-muǾcemâti’l-ǾArabiyye, Beyrut 1993, s. 9-20; Ahmed eş-Şerkāvî İkbâl, MuǾcemü’l-meǾâcim, Beyrut 1993, s. 216-232; Ahmed Muhammed el-Ma‘tûk, el-MeǾâcimü’l-luġaviyyetü’l-ǾArabiyye, Ebûzabî 1420/1999, s. 38-41; İzzeddin İsmâil, el-Meśâdirü’l-edebiyye ve’l-luġaviyye fi’t-türâŝi’l-ǾArabî, Amman 1424/2003, s. 283-290; Abdullah Muhammed el-Habeşî, CâmiǾu’ş-şürûĥ ve’l-ĥavâşî, Ebûzabî 1425/2004, II, 1133-1138.

Hulûsi Kılıç