TANIŞIK, İbrahim Hilmi

(1891-1967)

İstanbul Çeşmeleri adlı eseriyle tanınan araştırmacı yazar.

Bursa’da doğdu. Babası Ahmed Hamdi Bey, annesi Ayşe Hanım’dır. 1914’te İstanbul Dârülmuallimîn İbtidâîsi’nden mezun oldu. 1914-1915 yıllarında Balıkesir Dârülmuallimîn Tatbikat Mektebi ve Bursa Müdâfaa-i Milliyye Hoca İlyas Vakıf Mektebi muallimlikleri görevinde bulunduktan sonra 1916’da gönüllü öğretmen olarak Kırım’a gittiyse de 1917 Ekiminde gerçekleşen Bolşevik İhtilâli’nin ardından İstanbul’a döndü ve Fatih’te Hırkaişerif semtine yerleşti. İstanbul ve Bursa’ya dair ilk araştırmalarına 1918 yılından itibaren başladı. Özellikle Bursa ve İstanbul cami ve çeşmeleriyle ilgili bilgi, belge ve görsel malzeme toplamaya çalıştı. Ayrıca yabancı kaynaklardan faydalanabilmek için Fransızca’sını geliştirdi. 1919’da Ayşe İsmet Hanım’la evlendi. Bursa’da mahallî bir gazete çıkardı ve iki yıl boyunca neşriyatını devam ettirdi. Bursa’nın kurtuluş günlerinde Mudanya’da fotoğrafçı olarak görev yaptı. 31 Temmuz 1930’da Devlet Matbaası’nda hesap memurluğuna tayin edildi. İstanbul’un ve Bursa’nın kaybolmaya yüz tutan ecdat yâdigârı eserlerine karşı olan ilgisi gittikçe artıyordu. Hocası Eyüplü Hâfız Kemal Sun’un teklifi, Maarif Vekilliği Neşriyat Müdürü Faik Reşit Unat’ın ve yakın dostu Hasan Basri Çantay’ın teşvikiyle İstanbul çeşmeleri üzerinde çalışmaya başladı. Yaklaşık on beş yıl boyunca İstanbul’un her yanına dağılmış çeşmeleri teker teker araştırıp fotoğraflarını çekti, kitâbelerin tarih beyitlerini kaydetti ve iki ciltlik eserini meydana getirdi. Sur içi ve Eyüp bölgelerini içeren eserin ilk cildi İstanbul Çeşmeleri-I, İstanbul Ciheti ismiyle 1943, Beyoğlu (Galata), Üsküdar-Kadıköy ve Boğaziçi’nin her iki yakasını kapsayan diğer cildi İstanbul Çeşmeleri-II, Beyoğlu ve


Üsküdar Ciheti adıyla 1945 yılında neşredildi.

Tanışık’ın bu çalışmasına paralel olarak yürüttüğü diğer bir araştırması da İstanbul ve Bursa camileriyle mescidlerinin taçkapılarında yer alan kitâbelerde saklı gerçek inşa tarihlerinin hesaplanması üzerine oldu. 1940’ların ve 1950’lerin İstanbul’unda ebced sistemini çözebilen birkaç kişiden biri olan Tanışık’ın tarih sırasına göre gruplandırdığı ve çektiği fotoğraflarla zenginleştirdiği bu eseri yayımlanmamıştır. Türkiye’de mevcut bütün Türk-İslâm devri kitâbelerini tesbit ederek bunları bir kitapta toplama projesine başlayan Türk Tarih Kurumu’nun, İstanbul bölgesindeki her türlü eserin kitâbelerinin okunması ve tasnifi için Ocak 1942’de oluşturduğu heyette Tanışık aktif görev aldı. Türkiye Anıtlar Derneği bünyesinde de zaman zaman görevler üstlendi. 1950 yılından itibaren İstanbul camileriyle ilgili yeni bir araştırmaya başladı. Çeşmelerde olduğu gibi şehirdeki bütün cami ve mescidleri yine iki ana bölüm halinde tasnif edip teker teker fotoğrafladı. 1951’de Askerî Müze Müdürlüğü’nün teklifiyle Osmanlı döneminden intikal eden muhtelif silâh kitâbeleri üzerinde deneme mahiyetinde bir çalışma içinde bulundu. O güne kadar imal yılları bilinmeyen bazı eski silâhların ve araç gereçlerin tarihlendirilmesini sağladı. Bu arada Reşat Ekrem Koçu’nun çıkardığı İstanbul Ansiklopedisi’ne çeşmeler ve camilerle ilgili maddeler yazdı.

Fatih’te Hırkaişerif semtinin imarı hususunda faaliyette bulunan birçok dernekte aktif görev alan İbrahim Hilmi Tanışık, özellikle yangın yeri olarak anılan Fatih Hırkaişerif-Yenibahçe bölgesinin mâmur hale getirilmesi ve bölgede yıkık durumda bulunan tarihî eserlerin tamiratıyla ilgili çeşitli girişimlerde bulundu. Mimar Sinan’ın şahsî parasıyla Yenibahçe’de yaptırdığı, özellikle kendine özgü minare formuyla literatüre geçen, ancak 1918 Cibali yangınında harap olan ve 1960’lara yıkıntı halinde ulaşan Mimar Sinan Mescidi’nin inşası için bir derneğin kurulmasına ön ayak oldu. Bu mescid vefatından dokuz yıl sonra yeniden yaptırılarak ibadete açılmıştır. Tanışık, bunların yanında özellikle Cumhuriyet dönemi İstanbul’unu ve Türkiye’nin altmış üç vilâyetini kapsayan, kendi içinde belli bir standarda göre tasnif edilmiş 1400’den fazla kartpostal ve 700 kadar siyah-beyaz fotoğraf çekiminden meydana gelen bir koleksiyon oluşturdu. Fatih’teki evinde İstanbul ve Bursa ağırlıklı kitaplardan teşekkül eden bir kütüphane kurdu. Yaklaşık on yedi yıldan beri araştırmalarını sürdürdüğü, ibadete açık İstanbul camileriyle ilgili iki ciltlik çalışmasını baskıya hazır hale getirerek Mart 1967’de bir yayınevine teslim etti ve üçüncü defa hac farîzasını yerine getirmek üzere otobüs kafilesiyle yola çıktı. Ancak 11 Mart 1967’de Medine’ye 3 km. uzaklıkta yolda vefat etti ve aynı yerde gömüldü. 1500’den fazla İstanbul cami ve mescidiyle ilgili, görsel malzemeyle desteklenmiş, “İbadete Açık İstanbul Camileri” başlıklı iki ciltlik çalışmasıyla birlikte ibadete kapalı, yıkık veya tamamıyla yok olmuş cami ve mescidlere dair müsvedde halindeki bir diğer denemesi anlaştığı yayınevi tarafından basılamamıştır.

BİBLİYOGRAFYA:

İbrahim Hilmi Tanışık, İstanbul Çeşmeleri, İstanbul 1943-45, I-II, Önsöz; Ekrem Akurgal, “İstanbul Çeşmeleri”, DTCFD, II/4 (1944), s. 642-645; R. Ekrem Koçu, “Çeşme, Çeşmeler, İstanbul Çeşmeleri”, İst.A, VII, 3871-3872; “Tanışık, İbrahim Hilmi”, DBİst.A, VIII, 427.

İbrahim Akın Kurtoğlu