TEVFİK PAŞA, Hidiv

(1852-1892)

Mısır hidivi (1879-1892).

10 Receb 1268’de (30 Nisan 1852) Kahire’de doğdu. Adı Mehmed Tevfik olup Mısır valisi ve ilk hidivi İsmâil Paşa’nın en büyük oğludur. Öğrenim hayatlarının bir kısmını yurt dışında geçiren kardeşlerinin aksine tahsilini önce Menyel, ardından Techîziyye medreselerinde tamamladı. Veliaht olarak yetiştirilmeye çalışıldığından Arapça’nın yanı sıra Türkçe, Farsça, Fransızca ve İngilizce öğrendi. Babasının Mısır dışına


yaptığı seyahatleri sırasında ona nâiblik yaptı. On dokuz yaşında iken Meclis-i Husûsî reisliğine getirildi ve 1879’da kısa bir süre Meclis-i Vüzerâ’da başkanlıkta bulundu. Mısır’ın giderek artan dış borçlarını ödeyememesi alacaklı devletlerin Mısır maliyesini kontrol altına alma çabalarıyla sonuçlandı. Avrupalılar’a karşı yabancı düşmanlığı şekline dönüşen tepkilerin artması yüzünden özellikle İngiltere ve Fransa’nın baskıları sonucu II. Abdülhamid 26 Haziran 1879’da Hidiv İsmâil Paşa’yı azledip yerine oğlu Tevfik’i tayin etti. Hidivlik fermanının hangi yetkileri içereceği meselesi Bâbıâli ile Fransa ve İngiltere arasında uzun tartışmalara yol açtı. Bâbıâli, hidiv değişikliği vesilesiyle İsmâil Paşa zamanında Sultan Abdülaziz’in verdiği yetkileri geçersiz kılmak ve 1841’de Mehmed Ali Paşa’ya verilen ferman hükümlerine dönmek istedi. Ancak adı geçen devletlerin itirazı yüzünden sadece ordu sayısının 18.000 ile sınırlandırılması konusunda anlaşmaya varıldı; veraset hususunda 1866, diğer hususlarda 1873 fermanının hükümleri üzerinde uzlaşma sağlandı. Böylece hidivlik fermanı 7 Ağustos 1879’da verilebildi (Râgıb Râif-Rauf Ahmed, s. 56-60).

Tevfik Paşa’nın hidivliği sırasında karşılaştığı ilk önemli mesele, artmakta olan yabancı düşmanlığının yönetimin ve toplumun çeşitli kesimlerini harekete geçirmiş olmasıydı. O bir taraftan kendisinin göreve gelmesini sağlayan Avrupalı güçlerin taleplerini karşılamak, diğer taraftan Avrupalılar’ın Mısır maliyesini kontrol çabalarına karşı gelişip güçlenen yerli muhalefeti kontrol etmek zorunda kalmıştı. Bu çerçevede gelişen milliyet bilinci orduya da sirayet etti. Mısır yönetiminde etkin olan Türk ve Çerkez unsurların Avrupalılar’a karşı Mısır’ın haklarını yeterince koruyamadığını düşünen subayların muhalefeti giderek güçlendi. İngiltere ve Fransa temsilcilerinin Mısır maliyesinin harcamalarını kısıtlamak amacıyla sivil ve askerî personeli azaltmak istemeleri muhaliflerin gücünü arttırdı. Ocak 1881’de Ahmed Urâbî’nin de aralarında yer aldığı üç albayın Çerkez kökenli harbiye nâzırı Osman Rıfkı aleyhine girişimlerde bulundukları sırada tutuklanmaları üzerine kendi alayları tarafından Harbiye Nezâreti sarılarak kurtarılmaları bir dönüm noktası oldu. Urâbî Paşa, alayların başına geçip Âbidîn Sarayı’na gitti ve harbiye nâzırının görevden alınmasını istedi. Tevfik Paşa’nın bu isteği kabul ederek muhalefete yakın isimlerden Mahmud Sâmî el-Bârûdî’yi harbiye nâzırı tayin etmesi muhalefeti daha da cesaretlendirdi. 8 Ocak 1882’de İngiltere ve Fransa’nın Tevfik Paşa’yı desteklediklerini açıklamalarıyla muhalefet hidiv üzerinde baskısını arttırdı. Muhammed Şerîf Paşa kabinesi istifa etti ve Mahmud Sâmi’nin kurduğu yeni hükümette Urâbî Paşa harbiye nâzırı oldu. Bu tarihten itibaren Tevfik Paşa, İngiltere ve Fransa temsilcileriyle Urâbî Paşa’nın liderliğindeki muhalefet arasında sıkışıp kaldı. Muhalefetin giderek güçlendiğini gören İngiltere ve Fransa, Mayıs 1882’de ikinci bir nota ile Mahmud Sâmi Paşa hükümetinin görevden ayrılmasını sağladı, fakat Urâbî Paşa harbiye nâzırlığı görevini sürdürdü.

Hidiv Tevfik Paşa’nın yönetime tam hâkim olamaması kendisine ümit bağlayan İngiltere ve Fransa’nın güç kaybına yol açıyordu. Böylece Urâbî Paşa liderliğindeki kesimle İngiltere ve Fransa arasında gerginlik sürekli tırmandı. Gelişmelerin endişe verici boyutlara ulaşması üzerine iki ülke Mayıs 1882’de İskenderiye’ye savaş gemileri gönderdi. Mısır hükümeti de aynı şehre yığınak yapmaya başladı; haziranda meydana gelen ayaklanmalar yüzünden yabancıların büyük bir kısmı şehri terketti veya limanda demirleyen İngiliz ve Fransız gemilerine sığındı. Ardından İngiltere Tevfik Paşa’yı desteklediğini, ancak Mısır ordusunun İskenderiye’ye yaptığı yığınağı kaldırmaması halinde askerî harekât başlatacağını duyurdu. Urâbî Paşa bunu reddedince İngiltere düzeni sağlama bahanesiyle temmuzda İskenderiye’yi bombaladı. 13 Temmuz’da Mısır hükümeti İngiltere’ye savaş açtı. İki gün sonra Tevfik Paşa, İngiltere’ye sığınarak Urâbî Paşa’yı âsi ilân etti. Paris’teki hükümet krizinden dolayı Fransa askerî harekâtta yer almak istemeyince İngiltere tek başına işgal sürecini başlattı. 14 Eylül 1882’de Urâbî Paşa’nın teslim olmasıyla çatışmalar sona erdi ve Tevfik Paşa İngiltere’nin himayesinde makamına döndü. İşgalin hemen ardından milliyetçilerin önde gelen isimleri sürgüne gönderildi, orduda büyük bir operasyon gerçekleştirildi ve Urâbî Paşa liderliğindeki hareketi destekleyenler çeşitli cezalara çarptırıldı. Hidiv ise makamını borçlu olduğu İngiltere ile iyi geçinmeye çalıştı. Özellikle Ekim 1883’te Edward Malet’ten görevi devralan ve 1907’ye kadar Mısır’ın gerçek yöneticisi gibi davranan Sir Evelyn Baring (1891’de aldığı Lord Cromer unvanıyla bilinir) zamanında otoritesi sembolik kaldı.

İngiltere hidivin otoritesini tesis ettikten sonra çekileceğini ilân etmekle birlikte Sudan’da başlayan Muhammed Ahmed el-Mehdî isyanı ve isyana müdahale eden Mısır ordusunun Kasım 1883’te yenilmesinin ardından Mısır’dan çekilişini erteledi. Haziran 1885’te muhafazakârların İngiltere’de iktidara gelmesiyle birlikte Mısır işgalini sona erdirme müzakereleri yeni bir ivme kazandı. Osmanlı Devleti ile İngiltere arasında Ekim 1885’te imzalanan antlaşma gereğince İngiliz kuvvetlerinin Mısır’dan çekilmesi için gerekli hazırlıkları yapmak üzere birer fevkalâde komiserin tayin edilmesi kararlaştırıldı. Osmanlı Devleti, Kasım 1885’te Gazi Ahmed Muhtar Paşa’yı Mısır fevkalâde komiserliğiyle görevlendirdi. Fakat Osmanlı ve İngiltere komiserleriyle hidiv uyumlu çalışamadı ve aralarında sık sık gerginlikler yaşandı. Her iki taraf kendi ülkesinin çıkarlarını koruma gayretiyle hareket edince Tevfik Paşa’nın son yılları çok sıkıntılı geçti. Hidivin güçlü gördüğü tarafın iradesini gerçekleştirme eğilimini iyi değerlendiren Lord Cromer yönetimin bütün alanlarında istediği reformları uygulatmaya çalıştı. Tevfik Paşa’nın bu zaafı, İngiltere’nin teknisyen veya danışman adı altında her yere kendi adamlarını getirerek kontrolünü arttırması ve Mısır’a yerleşmesiyle sonuçlandı. Tevfik Paşa 7 Ocak 1892’de vefat ettiğinde hidivlik makamı çok zayıflamış, Osmanlı otoritesi resmiyette kalmış, İngiltere’nin fiilî hâkimiyeti güçlenmişti. Osmanlı Devleti tarafından yerine oğlu II. Abbas Hilmi tayin edildi.

BİBLİYOGRAFYA:

BA, İrade-Eyalet-i Mümtaze Mısır (İ.MTZ.) (05), 22/962; BA, Y.A.Hus., nr. 161/69; BA, YEE, nr. 82/9, 84/4, 84/16, 116/5, 116/13, 116/78; Râgıb Râif-Rauf Ahmed, Mısır Meselesi, İstanbul 1334, tür.yer.; İbnülemin, Son Sadrıazamlar, s. 956-960, 1010-1014; A. Schölch, Egypt for the Egyptians, London 1981, tür.yer.; Abdurrahman er-Râfiî, eŝ-Ŝevretü’l-ǾUrâbiyye ve’l-iĥtilâlü’l-İngilîzî, Kahire 1404/1983, tür.yer.; P. J. Vatikiotis, The History of Egypt, London 1985, s. 134-201; Rifat Uçarol, Gazi Ahmet Muhtar Paşa, İstanbul 1989, s. 157-205; F. A. K. Yasamee, Ottoman Diplomacy: Abdülhamid II and the Great Powers, 1878-1888, İstanbul 1996, tür.yer.; D. M. Raid, “The ǾUrabî Revolution and the British Conquest, 1879-1882”, The Cambridge History of Egypt (ed. M. W. Daly), Cambridge 1998, II, 217-238; M. W. Daly, “The British Occupation, 1882-1922”, a.e., II, 239-251; Selim Deringil, “The Residual Imperial Mentality and the Urabi Paşa Uprising in Egypt: Ottoman Reactions to Arab Nationalism”, Studies in Turkish-Arab Relations, İstanbul 1986, s. 31-38; a.mlf., “The Ottoman Response to the Egyptian Crisis of 1881-1882”, MES, XXIV/1 (1988), s. 3-24; D. Hopwood, “Tawfiķ Paѕћa, Muĥammad”, EI² (İng.), X, 388-389; Yûsuf Emîr Ali, “Tevfîķ, Ħidîvî”, el-MevsûǾatü’l-ǾArabiyye, Dımaşk 2003, VII, 164-165.

Şit Tufan Buzpınar