TEVFİK PAŞA, Mehmed

(1855-1915)

Osmanlı subay ve diplomatı.

İstanbul’da doğdu. Daha çok Fâtihli Mehmed Tevfik diye tanınır. İlk eğitimini İstanbul’da tamamladı, yirmili yaşlara geldiğinde çok sevdiği askerlik mesleğine girdi. 1877’de kaydolduğu Harbiye Mektebi’nden 1881’de topçu kurmay yüzbaşı rütbesiyle mezun oldu. Bu tarihten sonra çeşitli görevlerde bulundu. Mayıs 1882’de Anadolu istihkâmlarının keşfine ve İran (Kotur) sınırına memur edildi. 4 Aralık 1882’de de Erkân-ı Harbiyye-i Umûmiyye Dairesi İkinci Şubesi’ne tayin edildi. Rütbesi 13 Temmuz 1883’te kolağalığına yükseltildi. 20 Temmuz 1885 tarihinde Fransa Cumhuriyeti birinci ve ikinci orduları büyük askerî manevralarına katılmak için yurt dışına gönderildi. Ardından II. Abdülhamid’in maiyetindeki erkânıharp görevine getirildi. 31 Temmuz 1885’te dördüncü rütbeden Mecîdî nişanıyla taltif edildi ve 31 Ağustos 1886’da binbaşılığa yükseltildi. 8 Nisan 1888’de üçüncü rütbeden Mecîdî nişanı verildi; Eylül 1888’de Yunan sınırı keşif memurluğuna tayin edildi. 25 Ocak 1890’da kaymakamlığa terfi etti. Bu tarihten sonra Paris Sefâreti ataşemiliterliğiyle görevlendirildi ve Eylül 1890’da yaklaşık beş yıl görev yapacağı Paris’e gitti. 21 Ağustos 1891’de kendisine ikinci rütbeden Osmanlı nişanı verildi. Paris’teki görevi devam ederken Nisan 1892’de Londra deniz ataşeliğiyle birlikte Fransa’da icra edilecek yeni geliştirilen seri ateşli topların tecrübesine memur edildi. 5 Eylül 1894’te miralaylığa yükseldi.

Yurt dışında uzun süreli çeşitli görevlerde istihdam edilen Tevfik Paşa bir asker-diplomat olarak öne çıktı. Nitekim mevcut görevlerinin yanı sıra, Osmanlı Devleti’nin kadastro haritalarının çiziminde kullanılmak üzere Paris’te yaptırılan alet ve edevatın imalâtına nezaret etme görevi de kendisine verilmişti (Eylül 1895). Bu görevinin ardından 11 Aralık 1895’te mirlivâlığa terfi ederek Harbiye Mektebi ders nâzırlığına tayini üzerine Paris’ten İstanbul’a döndü. İstanbul’da yaklaşık bir yıl süren bu görevinden sonra 8 Şubat 1897’de Brüksel ataşemiliterliğine tayin edildi ve Mart 1897’de Belçika’ya gitti. 8 Ağustos 1903’te İran Devleti tarafından kendisine ikinci rütbeden Şîr-i Hurşîd nişanı verildi, 8 Şubat 1906’da birinci rütbeden Mecîdî nişanıyla ödüllendirildi.

Tevfik Paşa dönemin birçok genç subayı gibi II. Abdülhamid muhalifi bir Harbiyeli idi. Bu yüzden olsa gerek II. Abdülhamid döneminde genelde yurt dışındaki görevlere yollandı. İttihat ve Terakkî Cemiyeti’nin yönetimde söz sahibi olmaya başladığı devirde İstanbul ve çevresinde önemli görevlerde bulundu. II. Meşrutiyet’in ilânıyla birlikte Belçika’dan İstanbul’a döndü ve kısa bir süre sonra 26 Ağustos 1908’de Erkân-ı Harbiyye-i Umûmiyye Dairesi’ne tayin edildi. 12 Ekim 1908’de ferikliğe terfi ettirilerek eski İkinci Ordu’ya mensup Edirne’deki Nizamiye Yirmi Birinci Fırka kumandanlığına ve 23 Kasım 1908’de aynı ordunun Nizamiye Üçüncü Fırka kumandanlığına getirildi. 26 Mart 1909’da Mekâtib-i Harbiyye nâzırlığına, Ocak 1910’da Terbiye ve Tedrîsât-ı Askeriyye müfettişliğine tayin edildi; bu görevi esnasında altın ve gümüş imtiyaz madalyasıyla ödüllendirildi (Temmuz 1910). İttihatçılar’ın güvendiği isimlerden biri olan Tevfik Paşa 6 Ocak 1914’te emekliye ayrıldı. Hayatının son zamanlarında sarılık hastalığına yakalandı ve 17 Aralık 1915 tarihinde vefat etti. Tevfik Paşa edebiyat ve sanata olan ilgisi, zarafet ve kibarlığıyla dikkat çekmiştir. Harbiye Mektebi’nden çıktığı zaman Fransızca’ya vâkıf, edebiyata ve özellikle Nâmık Kemal’e tutkun vatanperver bir kimseydi. Bu özellikleriyle Paris’in en seçkin cemiyetlerinde yer almıştı. Aynı zamanda tarihçi ve yazardı. Târîh-i Osmânî Encümeni’nin yardımcı üyelerinden olup ilim, fikir ve zekâsıyla temayüz etmiştir.

Eserleri. 1. Telhîs-i Târîh-i Osmânî (İstanbul 1302). Ebüzziya ve Mavyan matbaalarında iki defa daha basılan eser (1304) ders kitabı olarak okutulmuştur. 2. Osmanlı Târihi (İstanbul 1328, 1330). İdâdî mekteplerinde ders kitabı olarak okutulmuştur. 3. Esâtîr-i Yûnâniyyân (İstanbul 1332). 4. Şehzade Cem (İstanbul 1327). Cem Sultan’ın siyasî hayatından bahseden küçük bir risâledir. 5. Ânibâl (İstanbul 1303). Kartacalı Hannibal hakkında bir inceleme olup biyografi şeklindedir. Bunlardan başka çeşitli gazetelerde tarihe dair makaleleri, II. Viyana Kuşatması’na ve İstanbul’un fethine dair incelemeleri bulunmaktadır.

BİBLİYOGRAFYA:

BA, İrade-Askeri, nr. 1327 Z-53; Osmanlı Müellifleri, III, 35; Gövsa, Türk Meşhurları, s. 381; Babinger (Üçok), s. 433-434; Ahmed Refik, “Tevfik Paşa”, TOEM, V/33 (1331), s. 564-569.

Davut Hut