TEVKĪ‘

(التوقيع)

Altı çeşit yazıdan biri.

Sözlükte “alâmet, nişan, tuğra, padişah tuğrasını taşıyan ferman” anlamına gelen tevkī‘ hat sanatında sultanlara ait belgelerde kullanılan yazı çeşidinin adıdır. Aklâm-ı sittenin ana üslûplarından sayılan tevkī‘ kalemi kâtip ve şair Yûsuf Lakve tarafından sülüs yazıdan geliştirilmiştir. Abbâsî Halifesi Me’mûn’un vezirlerinden Fazl b. Sehl (ö. 202/818) çok beğendiği bu yazıya “er-riyâsî” adını vermiş, divandan çıkan ferman ve mektupların bu yazıyla yazılmasını emretmiştir. Daha sonra “kalemü’t-tevkīât” denilen bu yazının kalem ağzı eni sülüs kalemi kadardır. Harflerinin yarısı düz, yarısı yuvarlak hatlardan oluşur. Sülüs yazıya göre boyları, çanakları ve küpleri daha küçüktür. Sülüs elifinin boyu kaleminin noktasıyla yedi noktaya yaklaşırken tevkīin elifi beş noktadır. Bitişmeyen harfleri de birbirine yaklaşarak, ilişerek bitişir. Tevkī‘ yazıda harflerin kaide ve biçimleri sülüs kalemine uymakla beraber aralarında bazı farklar vardır. Sülüse nisbetle tevkī‘de harfler daha yuvarlaktır. Yazı satır çizgisinde yazı bitimine doğru yükselir. Ortada yazılan ayın, fâ, kāf ve mîm harflerinin düğümü genelde açık olup bazan silinir. Tevkī‘de kullanılan râ-yı mukavvara (bitiminde yukarıya doğru yükselen râ harfi), er-râü’l-betra (bitişi çok kısa), vâvü’l-mukavvara (kāf gibi yukarıya doğru kavisli vâv) el-vâvü’l-betra ve aynü’l-betra (küpü kısa) sülüs yazıda pek kullanılmaz (Kalkaşendî, III, 100).

IV. (X.) yüzyılın başlarına kadar devam eden, “el-hattu’l-mevzûn” diye adlandırılan dönemde tevkī‘ yazı Dîvân-ı İnşâ’da çok kullanılması sebebiyle işlenip geliştirilmiştir. Ayrıca tevkī‘den onun kurallarına uyan rikā‘ yazı (hatt-ı icâze) çıkarılmıştır. Hat sanatında “el-hattu’l-mensûb” adı verilen dönemi başlatan İbn Mukle ve kardeşi Ebû Abdullah Hasan yazı çeşitlerinde bir ayıklama ve sınıflandırma yaparak ana üslûpları belli ölçülere ve kurallara bağlamışlardır. İbn Mukle özellikle tevkī‘ yazının estetik değer kazanmasında büyük çaba harcamıştır. İbnü’l-Bevvâb aklâm-ı sittenin belirlenmesinde yeni bir çığır açmış, İbnü’l-Hâzin diye bilinen Ebül-Fazl Ahmed b. Muhammed ed-Dîneverî tevkī‘ yazının klasik ölçülerini ortaya koymuştur. Selçuklu divanlarında ve Osmanlılar’da Fâtih Sultan Mehmed devrinde divanî yazının belirip gelişmesine kadar tevkī‘ yazı kullanılmıştır. Osmanlı hat ekolünde mushafın sûre başları, âyet sayısı ve nâzil olduğu yeri belirten kısımlarda ve hat albümlerinde tevkī‘ yazı sınırlı olarak yer almıştır.

BİBLİYOGRAFYA:

Kalkaşendî, Śubĥu’l-aǾşâ, III, 100; Abdurrahman b. Yûsuf İbnü’s-Sâyiğ, Tuĥfetü üli’l-elbâb fî śınâǾati’l-ħaŧ ve’l-kitâb (nşr. Hilâl Nâcî), Tunus 1967, s. 42; Müstakimzâde, Tuhfe, s. 611-612; Mahmud Bedreddin Yazır, Medeniyet Âleminde


Yazı ve İslâm Medeniyetinde Kalem Güzeli (haz. Uğur Derman), Ankara 1972, I, 95; Nihad M. Çetin, “İslâm Hat Sanatının Doğuşu ve Gelişmesi (Yâkut Devrinin Sonuna Kadar)”, İslâm Kültür Mirâsında Hat San‘atı (haz. M. Uğur Derman), İstanbul 1992, s. 22; Mübahat S. Kütükoğlu, Osmanlı Belgelerinin Dili (Diplomatik), İstanbul 1994, s. 58-59.

Muhittin Serin