ÜCHÛRÎ

(الأجهوري)

Ebü’l-İrşâd Nûrüddîn Alî b. Muhammed b. Abdirrahmân el-Üchûrî el-Mısrî (ö. 1066/1656)

Mâlikî fakihi, muhaddis ve mutasavvıf.

967 (1560) veya 975 (1567-68) yılında Mısır’ın Kalyûbiye vilâyetine bağlı Üchûrülverd köyünde doğdu. Dedesi Abdurrahman dönemin önde gelen âlimlerindendi, özellikle Muħtaśaru Ħalîl dersleriyle tanınırdı. Osmanlı döneminde Kahire’de yetişen Üchûrî, aralarında Şemseddin er-Remlî, İbn Kāsım el-Abbâdî, Nûreddin Ali b. Ebû Bekir el-Karâfî, Bedreddin el-Karâfî, Sâlih b. Ahmed el-Bulkīnî, Osman b. Ali b. Muhammed el-Gazzî, Sâlim b. Abdullah es-Senhûrî ve Muhammed Abdürraûf el-Münâvî’nin de bulunduğu, birçoğu Câmiu’l-Ezher’de ders veren otuza yakın hocadan Arap dili, fıkıh, usûl-i fıkıh, hadis, tefsir, belâgat, mantık ve tasavvuf dersleri aldı. Bu ilimlerde kendini yetiştirdi ve devrin sayılı âlimleri arasına girdi. Mısırlılar’ın yanı sıra Kahire’ye ilim öğrenmeye gelen talebeler özellikle onun fıkıh, hadis ve tasavvuf derslerine büyük ilgi gösterdiler. Yaklaşık 100 yıl yaşadığı için çağdaşlarının yetişemediği hocalardan ders alıp âlî isnad sahibi olması bu ilgiyi daha da arttırdı. Tanınmış öğrencileri arasında ilk Ezher şeyhi Haraşî, Abdülbâkī b. Yûsuf ez-Zürkānî, Muhammed b. Abdülbâkī ez-Zürkānî, İbrâhim b. Mer‘î eş-Şübrâhîtî, Ebû İmrân Mûsâ el-Kalyûbî, Nûreddin eş-Şebrâmellisî, Şehâbeddin Ahmed el-Acemî, Ebû Sâlim el-Ayyâşî, Ahmed b. Muhammed el-Hamevî, Abdülâl b. Abdülmelik b. Ömer el-Ca‘ferî el-Bûtîcî, Ahmed b. Muhammed el-Bennâ ve Rûdânî sayılabilir. Kaynaklarda açıkça belirtilmese de Üchûrî’nin muhtemelen Câmiu’l-Ezher’de bir ders halkası vardı ve ömrünün son yıllarına kadar burada ders verdi. Şahsıyla ilgili fetvasını beğenmeyen bir öğrencisinin saldırısına uğrayıp yaralandıktan sonra evine çekildiği ve ölümüne kadar derslerini evinde sürdürdüğü anlaşılmaktadır. Nitekim Ayyâşî, kendisiyle Özbekiye semtindeki evinde iki defa görüşüp 13 Şevval 1065’te (16 Ağustos 1655) icâzet aldığını nakleder (İķtifâǿü’l-eŝer, s. 119-120, 149). Hiç evlenmemiş olan Üchûrî 2 Cemâziyelevvel 1066’da (27 Şubat 1656) Kahire’de vefat etti ve İhvetü seyyidinâ Yûsuf adıyla bilinen meşhed civarındaki aile kabristanına defnedildi.

Yaşadığı dönemde Kahire ve dışında Mâlikîler’in şeyhi (fetva reisi) diye tanınan Üchûrî’nin Mâlikî fıkhına dair çalışmaları, özellikle de Muħtaśaru Ħalîl şerhi mezhebin daha sonraki gelişiminde etkili olmuştur. IX. (XV.) yüzyıldan itibaren Muħtaśaru Ħalîl merkezli bir gelişme kaydeden Mâlikî fıkıh literatürü içerisinde Üchûrî’nin şerhiyle başlayıp öğrencileri Abdülbâkī ez-Zürkānî, Haraşî ve Şübrâhîtî’nin şerhleriyle devam eden bir şerh geleneği ortaya çıkmıştır. Bu şerhler muhteva ve üslûp açısından el-Muħtaśar şerhleri içinde ayrı bir grup teşkil etmekte, bu geleneğe bağlı çoğu Mısırlı Mâlikî fakihlerine de Ecâhire adı verilmektedir. XII. (XVIII.) yüzyıldan itibaren Mısır Mâlikîliği için şerhler mezhebin kaynak metinleri, Ecâhire’nin şerhlerde ortaya koyduğu tahrîc ve tercihler de mezhebin râcih görüşleri haline gelmiştir. Mezhebin yaşayan diğer ekolü durumundaki Mağribliler ise hem Üchûrî ve takipçilerinin şerhlerine hem mezhep içi rivayet ve tercihlerine daha eleştirel yaklaşırlar. Onlara göre çok yararlı katkılar (fevâid) içermekle birlikte özellikle mezhebin erken dönem kaynaklarındaki görüşlerin nakil ve değerlendirilmesi bakımından ciddi hatalar ihtiva eden söz konusu şerhler dikkatle okunmalı ve ileri sürdükleri şâz tercihlere itibar edilmemelidir. Bu sebeple geç dönem Mağrib Mâlikîleri’nin çalışmalarını yoğunlaştırdığı başlıca sahalardan biri Ecâhire’nin eserlerinde gördükleri hatalar ve eksikler olmuştur. Bu çalışmalar arasında İbn Sûde et-Tâvüdî, Bennânî, Muhammed b. Ahmed er-Ruhûnî ve Muhammed b. Medenî Cennûn’un (Kennûn) Zürkānî şerhi üzerine yazdıkları hâşiyeler önemlidir. Mâlikî fıkhına dair silsilesini verirken Mağribli hocalarını esas alan Ayyâşî, hocası Üchûrî’nin kesintisiz bir silsile oluşturma çabasına rağmen Mısırlılar’ın mezhep içi rivayet silsilesinin zayıf kaldığını belirtir (a.g.e., s. 213).

Tütün kullanımının İslâm dünyasında yaygınlaşmaya başladığı bir dönemde yaşayan Üchûrî, Mısırlı çağdaşı İbrâhim b. İbrâhim el-Lekānî’nin tütünün haramlığını savunan Naśîĥatü’l-iħvân fî şürbi’d-duħân adlı risâlesine reddiye mahiyetinde Ġāyetü’l-beyân adıyla bir risâle yazmış ve insan sağlığına zarar vermediği sürece tütünün helâl olduğunu ileri sürmüştür (iki ayrı risâle yazdığı da söylenir, bk. Mahlûf, I, 291). Tütünün mubahlığı konusunda ilk müelliflerden sayılan Üchûrî’nin bu risâlesi çok tanınmış ve daha sonraki tütün savunucularının temel başvuru kaynakları arasında yer almıştır. Mubahlığını savunanların çoğunun aksine kendisinin de tütün içtiği kaydedilen Üchûrî’nin (Yûsî, I, 181-182) bu görüşünden vazgeçerek tütünün haramlığına fetva verdiğine dair öğrencisi Ahmed et-Türkî’den nakledilen bir rivayet bulunmakla birlikte (Kādirî, Neşrü’l-meŝânî, II, 81) onun tütünü mubah gören âlimler arasında anılmaya devam etmesi, bu yeni görüşünün yayılmadığını ya da bu rivayete kuşkuyla yaklaşılması gerektiğini göstermektedir. Aynı zamanda bir tasavvuf şeyhi olan Üchûrî, Sühreverdiyye tarikatının Büzgaşiyye (Necîbiyye) koluna mensuptur. Şeyhi Ebü’l-Hasan Ali b. Ahmed el-Mutavviî el-Hımmisânî’dir (silsilesi için bk. Ayyâşî, s. 151-152; Abdülhay el-Kettânî, I, 452). Ebû Sâlim el-Ayyâşî kendisinden Sühreverdî zikri alan öğrencilerindendir (Ayyâşî, s. 120, 149).

Eserleri. Fıkıh. 1. Şerĥu Muħtaśarı Ħalîl. Üchûrî el-Muħtaśar üzerine üç ayrı şerh yazmıştır (on iki ciltlik eş-Şerĥu’l-kebîr, beş ciltlik eş-Şerĥu’l-vasîŧ, iki ciltlik eş-Şerĥu’ś-śaġīr). Tamamlanmadığı söylenen Mevâhibü’l-celîl fî taĥrîri mâ havâhü Muħtaśarü’ş-Şeyħ Ħalîl adlı büyük


şerh (yazmaları için bk. Fihrisü’l-kütübi’l-mevcûde, II, 417; Fihrisü maħŧûŧâti’l-Mektebeti’l-Ķāsımiyye, s. 430-431; Abdullah Muhammed el-Habeşî, III, 1605) Mısırlılar’ca çok tutulmuş ve Ecâhire geleneğini başlatmış, öğrencisi Abdülbâkī ez-Zürkānî’nin Üchûrî’nin eserini telhis ederek kaleme aldığı Şerĥ Ǿalâ Muħtaśarı Ħalîl bu geleneği temsil eden en yaygın şerh durumuna gelmiştir. Hizânetü’l-Karaviyyîn’deki nüsha (nr. 444) manzum bir eser olduğu anlaşılan eş-Şerĥu’ś-śaġīr’e ait olmalıdır (M. Âbid el-Fâsî, I, 421). 2. Ĥâşiye (Şerĥ) Ǿalâ Şerĥi Nâśıriddîn el-Leķānî Ǿalâ (Ħuŧbeti) Muħtaśarı Ħalîl (yazmaları için bk. Abdullah Muhammed el-Habeşî, III, 1601; Fihrisü’l-kütübi’l-mevcûde, II, 319, 349-350). 3. Şerĥu Risâleti İbn Ebî Zeyd el-Ķayrevânî. Kayrevânî’nin Mâlikî fıkhının ilk muhtasarlarından ve temel metinlerinden sayılan eserinin şerhidir (yazmaları için bk. a.g.e., II, 349). 4. Ĥâşiye Ǿalâ Tenvîri’l-maķāle fî/bi-ĥalli elfâži’r-Risâle. Kayrevânî’nin aynı eseri üzerine Tetâî’nin yazdığı şerhin en tanınmış hâşiyelerindendir (yazmaları için bk. Sezgin, I, 480; Abdullah Muhammed el-Habeşî, II, 956). 5. Ġāyetü’l-beyân li-ĥılli şürbi mâ lâ yüġayyibü’l-Ǿaķle mine’d-duħân. Üchûrî’nin tütüne dair meşhur risâlesidir (Millet Ktp., Feyzullah Efendi, nr. 2154; Beyazıt Devlet Ktp., Bayezid, nr. 1974). 14 Ramazan 1025’te (25 Eylül 1616) kaleme alınan risâle, öğrencisi Abdülâl b. Abdülmelik el-Bûtîcî’nin ez-Zehrâtü’l-verdiyye adlı fetva derlemesi içerisinde nakledilmektedir (vr. 6b-15a). 6. Menâsikü’l-ĥac ve’l-Ǿumre (Risâle fî aĥkâmi’l-ĥac ve’l-Ǿumre) (yazması için bk. Fihrisü’l-kütübi’l-mevcûde, II, 408; VII, 65). 7. Şerĥu Urcûzeti’l-Muġārese. Üchûrî’nin tarla ortaklığı (mugārese) konusundaki manzum risâlesinin (Brockelmann, II, 437) kendisi tarafından yapılan şerhidir (yazması için bk. Fihrisü’l-kütübi’l-mevcûde, VII, 66). 8. Fetâva’l-Üchûrî. Üchûrî’nin fetvaları öğrencisi Abdülâl b. Abdülmelik el-Bûtîcî tarafından ez-Zehrâtü’l-verdiyye fi’l-fetâva’l-Üchûriyye adıyla derlenmiştir. Bûtîcî, fıkıh bablarına göre tasnif ettiği ve sık sık ilgili mesele hakkında başka âlimlerin fetvalarını da aktardığı bu eserinde Üchûrî’nin bazı risâlelerini de nakleder (yazmaları için bk. a.g.e., II, 347-348; Brockelmann, II, 437).

Hadis ve Siyer. 1. en-Nûrü’l-vehhâc fi’l-kelâm Ǿale’l-isrâǿ ve’l-miǾrâc (nşr. Fethî Abdurrahman Ahmed Hicâzî, Beyrut 1424/2003). Delâilü’n-nübüvve literatürü içinde önemli eserlerden olup Ca‘fer b. İsmâil el-Berzencî tarafından Tâcü’l-ibtihâc Ǿale’n-Nûri’l-vehhâc fi’l-isrâǿ ve’l-miǾrâc adıyla şerhedilmiştir (baskı yeri yok, 1314 [el-Matbaatü’l-Hamîdiyyeti’l-Mısriyye]). 2. Şerĥu’d-Düreri’s-seniyye fî nažmi’s-sîreti’n-nebeviyye. Zeynüddin el-Irâkī’nin Elfiyye fi’s-siyer olarak da bilinen manzum siyer ve şemâil kitabının şerhidir (nşr. İbrâhim b. Rebî‘ - Minâ Şihâta, Kahire 1422/2001). 3. Şerĥu Elfiyyeti’l-ǾIrâķī. Irâkī’nin manzum hadis usulü eserinin tanınmış şerhlerindendir (Süleymaniye Ktp., Hasan Hüsnü Paşa, nr. 267). 4. Şerĥu Muħtaśarı İbn Ebî Cemre. İbn Ebû Cemre’nin Buhârî’nin el-CâmiǾu’ś-śaĥîĥ’inden derlediği, CemǾu’n-nihâye adıyla da bilinen muhtasar hadis kitabının şerhidir. Şerĥu İħtiśâri’l-Buħârî ve TaǾlîķa Ǿalâ Muħtaśari’l-Buħârî adlarıyla da anılır (Süleymaniye Ktp., Reşid Efendi, nr. 127; Millet Ktp., Feyzullah Efendi, nr. 352; yazmaları için ayrıca bk. Fihrisü’l-kütübi’l-mevcûde, I, 503; Abdullah Muhammed el-Habeşî, I, 425). 5. Şerĥu’ş-Şemâǿil li’t-Tirmiźî. Tamamlanmamış bir eserdir (a.g.e., II, 1108). 6. Ĥâşiye (TaǾlîķāt) Ǿalâ (Nüzheti’n-nažar fî tavżîĥi) Nuħbeti’l-fiker. İbn Hacer el-Askalânî’nin hadis usulüne dair Nuħbetü’l-fiker üzerine kendisi tarafından yazılan şerhin hâşiyesidir (el-Mektebetü’l-Ezheriyye, nr. 1365 [13]; Süleymaniye Ktp., Murad Molla, nr. 326; İzmir Millî Ktp., nr. 193/3; ayrıca bk. Sezgin, I, 127; Abdullah Muhammed el-Habeşî, III, 2014).

Kelâm (Akaid). 1. ǾAķīdetü’l-Üchûrî (Manžûmetü’l-Üchûrî). Bûtîcî tarafından ez-Zehrâtü’l-verdiyye içinde nakledilen manzumenin (vr. 23a-25b) çok sayıda müstakil yazması mevcuttur (Süleymaniye Ktp., Esad Efendi, nr. 3693; Beyazıt Devlet Ktp., Bayezid, nr. 6155/10; ayrıca bk. Brockelmann, II, 437; Fihrisü’l-kütübi’l-mevcûde, III, 278). 2. Şerĥu Manžûmeti’l-Ǿaķāǿid. Müellife ait akaid metninin şerhidir (Süleymaniye Ktp., Cârullah Efendi, nr. 1163, Lâleli, nr. 2245; yazmaları için ayrıca bk. a.g.e., III, 231). 3. Şerĥu ǾAķīdeti’r-Risâle (el-Münķıź mine’đ-đalâle Ǿalâ Ǿaķīdeti’r-Risâle). İbn Ebû Zeyd el-Kayrevânî’ye ait eserinin akîde kısmı üzerine yazılmış müstakil şerhlerdendir (yazmaları için bk. a.g.e., III, 231; Abdullah Muhammed el-Habeşî, II, 956).

Diğer Eserleri. 1. Şerĥu Tehźîbi’l-manŧıķ. Teftâzânî’ye ait eserin şerhidir (a.g.e., a.y.). 2. Şerĥu Îsâġūcî (a.g.e., I, 357). 3. Şerĥu Urcûzetihî fi’r-resm (metni için bk. ez-Zehrâtü’l-verdiyye, vr. 28b-33b). 4. Manžûme fî evzâni buĥûri’ş-şiǾr (Süleymaniye Ktp., Serez, nr. 3872; metni için ayrıca bk. a.g.e., vr. 19a-b). 5. Şerĥu Ķaśîdeti Mecnûni Leylâ (yazması için bk. İstidrâkât Ǿalâ Târîħi’t-türâŝi’l-ǾArabî, VII, 103). 6. el-Ferâǿidü’l-ĥisân fî feżâǿili şehri ramażân. Oruç âyetinin tefsiri mahiyetinde yaklaşık 100 varaklık bir eserdir (Fihrisü’l-kütübi’l-mevcûde, VII, 507). Burhâneddin İbrâhim b. Ali es-Sekkā’nın şerhiyle birlikte Feżâǿilü şehri ramażân adıyla yayımlanan eserin (Kahire 1277) aynı adla bir neşri daha yapılmıştır (nşr. Ahmed Abdürrahîm es-Sâyih - Abdullah Ferec Dervîş, Kahire 1996). Üchûrî’nin ayrıca Feżâǿilü ramażân adlı bir manzumesi bulunmaktadır (a.g.e., VII, 507). Muķaddime fî feżâǿili ramażân adıyla yayımlanan eser (Kahire 1277/1860) muhtemelen el-Ferâǿidü’l-ĥisân’ın mukaddimesi mahiyetindeki bu manzumedir. 7. Hidâyetü’l-mennân fî feżâiǿli (Risâle fî) leyleti’n-nıśf min şaǾbân (Süleymaniye Ktp., Lâleli, nr. 1368; yazmaları için ayrıca bk. a.g.e., III, 692). 8. Risâle (Muķaddime) fî feżâǿili yevmi’l-Ǿâşûrâǿ (Süleymaniye Ktp., Yazma Bağışlar, nr. 3981; Beyazıt Devlet Ktp., Bayezid, nr. 1509, 7917; yazmaları için ayrıca bk. a.g.e., III, 691; VII, 507). 9. Risâle fî fażli inşâǿi’l-mesâcid ve Ǿimârâtihâ (nşr. Haseneyn Muhammed Mahlûf, Kahire 1971). Aynı eser Risâle fî tefsîri ķavlihî teǾâlâ “İnnemâ yeǿmüru mesâcidellāh” adıyla da neşredilmiştir (nşr. İyâde b. Eyyûb el-Kübeysî, Mecelletü Külliyyeti’d-dirâsâti’l-İslâmiyye ve’l-ǾArabiyye, XXV [Dübey 1424/2003], s. 275-340). 10. Şerĥu Manžûmetihî fi’ş-şühedâǿ (metni için bk. ez-Zehrâtü’l-verdiyye, vr. 16b-19a). 11. Risâle fî medĥi’l-Ǿadl ve źemmi’l-cevr (metni için bk. a.g.e., vr. 19b-23a). Bunların dışında Ürcûze fî Ǿilmi’l-ĥisâb adlı bir manzum eseri de olan Üchûrî’nin (metni için bk. a.g.e., vr. 25b-28b) kaynaklarda zikredilen diğer eserleri şunlardır: el-İlticâ ile’l-mennân fî esbâbi ĥıfži’l-îmân, Şerĥu Elfiyyeti İbn Mâlik, el-Ecvibetü’l-muĥarrere li-esǿileti’l-berere, Risâle fîmâ yecûzü ŧarĥuhû mine’s-sefîne Ǿinde ħavfi’l-ġarķ, Risâle fî feżâǿili’l-ķahve ve menâfiǾihâ, MiǾrâcü’l-Ǿamel.

BİBLİYOGRAFYA:

Keşfü’ž-žunûn, II, 1190-1191, 1628-1629; Abdülâl b. Abdülmelik b. Ömer el-Bûtîcî, ez-Zehrâtü’l-verdiyye fi’l-fetâva’l-Üchûriyye, el-Mektebetü’l-Ezheriyye, nr. 3039 [397], vr. 6b-33b; Ayyâşî, İķtifâǿü’l-eŝer baǾde źehâbi ehli’l-eŝer (nşr. Nüfeyse ez-Zehebî), Rabat 1996, s. 119-123, 149, 151-152, 177, 185, 196, 213; Yûsî, el-Muĥâđarât fi’l-edeb ve’l-luġa (nşr. Muhammed Haccî -


Ahmed Şerkāvî İkbâl), Beyrut 1402/1982, I, 181-182; Muhibbî, Ħulâśatü’l-eŝer, III, 157-160, 176, 241; IV, 40, 152, 205; Ali b. Huleyfe el-Mesâkînî, Fehrese (nşr. Muhammed Mahfûz), Beyrut 1992, s. 43, 45, 47-50, 55; Kādirî, Neşrü’l-meŝânî, II, 80-81; a.mlf., el-İklîl ve’t-tâc fî teźyîli Kifâyeti’l-muĥtâc (nşr. Mâriye Dâdî), Rabat 2009, s. 481-482; a.mlf., İltiķāŧü’d-dürer (nşr. Hâşim el-Alevî el-Kāsımî), Beyrut 1403/1983, s. 138; Ali Paşa Mübârek, el-Ħıŧaŧü’t-tevfîķıyye, Kahire 1422/ 2001, VIII, 104-109, 302, 311; Abdülhay el-Kettânî, Fihrisü’l-fehâris, I, 115, 452; II, 782-784, 888; Mahlûf, Şeceretü’n-nûr, I, 281, 289, 291, 303-304, 305, 317, 334; Brockelmann, GAL Suppl., II, 437; Fihrisü’l-kütübi’l-mevcûde bi’l-Mektebeti’l-Ezheriyye, [baskı yeri ve tarihi yok] (Matbaatü’l-Ezher), I, 311, 503; II, 319, 347-350, 408, 417; III, 231, 278, 680, 691, 692; VII, 65, 66, 507; Îżâĥu’l-meknûn, I, 27, 607; Hediyyetü’l-Ǿârifîn, I, 758; Sezgin, GAS, I, 127, 480; Hacvî, el-Fikrü’s-sâmî, II, 279, 399; M. Âbid el-Fâsî, Fihrisü maħŧûŧâti Ħizâneti’l-Ķaraviyyîn, Dârülbeyzâ 1399/1979, I, 421; M. İbrâhim Ali, Iśŧılâĥu’l-meźheb Ǿinde’l-Mâlikiyye, Dübey 1421/2000, s. 519-520, 526, 530, 532, 542-545, 559-560, 575-581; Hüseyin b. Kāsım b. M. en-Nuaymî - Hamza b. Hüseyin b. Kāsım en-Nuaymî, İstidrâkât Ǿalâ Târîħi’t-türâŝi’l-ǾArabî, Cidde 1422, VII, 103; Abdullah Muhammed el-Habeşî, CâmiǾu’ş-şürûĥ ve’l-ĥavâşî, Ebûzabî 1425/2004, I, 266, 357, 425; II, 956, 1108; III, 1601, 1605, 2014; Fihrisü maħŧûŧâti’l-Mektebeti’l-Ķāsımiyye (el-Cezâǿir), Beyrut 2006, s. 430-431.

Ali Hakan Çavuşoğlu