ÜSRÛŞENÎ

(الأسروشني)

Ebü’l-Feth Mecdüddîn Muhammed b. Mahmûd b. el-Hüseyn b. Ahmed el-Üsrûşenî (ö. 637/1240’tan sonra)

Hanefî fakihi.

Mâverâünnehir’de Fergana bölgesinin batısında ve Seyhun (Siriderya) nehrinin doğusunda kalan Üsrûşene bölgesinin aynı adı taşıyan merkezinde doğdu. Hayatına dair yeterli bilgi yoktur. Bugün Tacikistan-Özbekistan sınırında bu şehrin bulunduğu yerde 2000 yılına kadar Ura-Tepe (Ora-Tübe) diye bilinen, yakın zamanlarda Tacikistan hükümetinin antik tarihini anımsatmak amacıyla İsterevşan adını verdiği bir şehir yer almaktadır. İslâm coğrafyacılarına göre bu yer adının doğrusu Üsrûşene ise de Üsrûşenî’ye ait eserlerin günümüze ulaşan en eski nüshalarında nisbesi Üstrûşenî olarak geçmekte ve tabakat kitaplarında bu kullanım yaygınlaşmış görünmektedir. İlim ehli bir aileden gelen Mecdüddin el-Üsrûşenî’nin babası Celâleddin Mahmûd, devrinin tanınmış bir Hanefî fakihi olup Muhammed b. Yûsuf es-Semerkandî’nin el-Mülteķāt adlı eserini 603 (1207) yılında Tertîbü’l-Mülteķāt adıyla konularına göre düzenlemiş ve 616’da (1219) talebelerine imlâ ettirmiş (Tertîbü’l-Mülteķāt, Süleymaniye Ktp., Cârullah Efendi, nr. 596, vr. 1a-b, 98a-b; Hamidiye, nr. 585; Keşfü’ž-žunûn, II, 1813), ayrıca el-Fevâǿid adlı bir kitap yazmıştır (Mahmûd b. Süleyman el-Kefevî, vr. 244b). Üsrûşenî, 25 Şâban 625’te (30 Temmuz 1228) tamamladığı CâmiǾu aĥkâmi’ś-śıġār adlı eserinin sonunda (s. 389, 391) babasının o sırada henüz hayatta, fakat ileri bir yaşta olduğunu belirtir, dedesi Hüseyin b. Ahmed’den de “şeyh, büyük imam” şeklinde söz


eder. Ayrıca amcası Ahmed b. Hüseyin el-Üsrûşenî, dayısı Muhammed b. Ahmed ve annesinin dedesinin de âlim oldukları anlaşılmaktadır (CâmiǾu aĥkâmi’ś-śıġār, neşredenin girişi, s. 13).

Mecdüddin el-Üsrûşenî, ilk telifi olan el-Fuśûl fi’l-muǾâmelât’ın ferâğ kaydında eseri 625 yılı Cemâziyelevvel ayının başında (8 Nisan 1228) tamamladığını ve bu tarihte yaşının 32 yıl 7 ay olduğunu belirttiğine göre Şevval 592’de (Eylül 1196) doğduğu söylenebilir. 25 Şâban 625’te (30 Temmuz 1228) tamamladığı diğer eseri CâmiǾu aĥkâmi’ś-śıġār’ın sonunda (s. 389) yaşının otuzu geçtiğini, ihtiyarlık sebebiyle zayıf düşen babasının talebi üzerine genç yaşta fetva ile uğraşmak durumunda kaldığını ifade etmesi de yukarıdaki bilginin doğruluğunu teyit etmektedir. Bu sebeple el-Esǿile ve’l-ecvibe’nin sonunda bu eseri tamamladığı 637 (1240) yılında altmış yaşını aştığını ifade ettiğine, dolayısıyla 577 (1181) yılında doğduğuna dair değerlendirme (CâmiǾu aĥkâmi’ś-śıġār, neşredenin girişi, s. 13) yanlıştır (anılan iddiaya mesnet kabul edilen ve büyük ihtimalle söz konusu yazma nüshada hatalı olan ibare için bk. a.g.e., s. 390). Üsrûşenî ilk eğitimini babasından aldı. Onun eserlerinde babasının çalışmalarına yaptığı atıflarından örnekler aktaran Mahmûd b. Süleyman el-Kefevî (Ketâǿibü aǾlâmi’l-aħyâr, vr. 244b-245a), ayrıca babasının hocası Burhâneddin el-Mergīnânî, Muhammed b. Yûsuf es-Semerkandî ve Zahîrüddin Muhammed b. Ahmed el-Buhârî’den de ders aldığını belirtir. Ancak doğum tarihi dikkate alındığında Üsrûşenî’nin Semerkandî (ö. 556/1161) ve Mergīnânî’den (ö. 593/1197) ders almasının mümkün olmadığı görülür. Öğrencileri arasında Hüsâmeddin el-Aliyyâbâdî’nin adı anılmaktadır (a.g.e., vr. 269b; Leknevî, s. 93; krş. Keşfü’ž-žunûn, II, 1381, 1721).

Kâtib Çelebi bir yerde Üsrûşenî’nin 632’de (1234) (Keşfü’ž-žunûn, II, 1266), başka bir yerde 630’lu yıllarda (a.g.e., I, 19) vefat ettiğini belirtmektedir. Bağdatlı İsmâil Paşa ise ölüm tarihini 636 olarak kaydeder (Hediyyetü’l-Ǿârifîn, II, 113). Ancak Üsrûşenî’nin yakın zamanlarda bulunan el-Esǿile ve’l-ecvibe adlı eserinin sonundaki ferâğ kaydı (vr. 70a) onun 6 Zilkade 637 (29 Mayıs 1240) tarihinde henüz hayatta bulunduğunu göstermektedir (CâmiǾu aĥkâmi’ś-śıġār, neşredenin girişi, s. 13). Tabakat müelliflerinden Kefevî, Üsrûşenî’nin babası ile aynı tabakada yer aldığını, hatta usul ve fürûdaki bilgisiyle babasını geçtiğini vurgular ve devrindeki müctehidler arasında sayıldığını belirtir. Gerçekten de çok genç yaşlarda başladığı telif hayatında özgün eserler ortaya koyarak bu alanlarda bir gelenek meydana getirmiştir. Bugün hukuk denilen alana (muâmelât) hasredilen ve müellifin de belirttiği gibi kadılar ve müftüler için el kitabı şeklinde hazırlanan el-Fuśûl fi’l-muǾâmelât İslâm hukuk literatürü içinde özgün bir yere sahiptir. Üsrûşenî’nin yenilikçi tarzının göründüğü diğer bir alan ise belki de dünya tarihinde ilk defa çocuk hukukuna dair CâmiǾu aĥkâmi’ś-śıġār adıyla bir eser kaleme almış olmasıdır.

Eserleri. 1. el-Fuśûl fi’l-muǾâmelât (Fuśûlü’l-Üsrûşenî, el-Fuśûlü’l-Üsrûşeniyye). Müellif yargılama hukukuna dair bu eserinde nikâh, talâk, bey‘, icâre ve miras gibi kadı ve müftülerin sıkça karşılaştığı muâmelât konularını ele almıştır. Otuz fasıldan meydana gelen eser yazıldıktan kısa bir müddet sonra 651’de (1253) Semerkantlı Ebü’l-Feth Zeynüddin Abdürrahîm b. Ebû Bekir İmâdüddin el-Mergīnânî tarafından yeniden düzenlenerek kırk fasla çıkarılmıştır. Fuśûlü’l-Ǿİmâdî adıyla bilinen ikinci eser büyük ölçüde Fuśûlü’l-Üsrûşenî’nin malzemesinden oluşmaktadır; Mergīnânî bazı fasılları ilâve ederken bir kısım bilgileri de çıkarmıştır. Osmanlı âlimlerinden Bedreddin Simâvî bu iki eseri CâmiǾu’l-fuśûleyn ismiyle kısaltarak yeni bir eser meydana getirmiş, bu eser Osmanlı muhitinde kadı ve müftülerce çok tutulan bir el kitabı haline gelmiştir. Başta Türkiye kütüphaneleri olmak üzere elliden fazla yazma nüshası mevcut olan el-Fuśûl (meselâ bk. TSMK, III. Ahmed, nr. 821, 822, 823; Beyazıt Ktp., Bayezid, nr. 2543, 2788; Süleymaniye Ktp., Lâleli, nr. 1112, Fâtih, nr. 2423-2426, 2433-2435; Nuruosmaniye Ktp., nr. 1772-1773) henüz neşredilmemiştir. 2. CâmiǾu aĥkâmi’ś-śıġār (Aĥkâmü’ś-śıġār, CâmiǾu’ś-śıġār). Çocuklarla ilgili dinî ve hukukî hükümleri ihtiva eden eserin çeşitli baskıları yapılmış (I-II, Kahire 1300, CâmiǾu’l-fuśûleyn’in kenarında; nşr. Abdülhamîd Abdülhâlik el-Bîzelî, I-IV, Bağdat 1982-1983; nşr. Mustafa Samîde, Beyrut 1418/1997; nşr. Ebû Mus‘ab el-Bedrî - Mahmûd Abdurrahman Abdülmün‘im, I-II, Kahire 1994; nşr. Osmanhan Alimof - Müslim Rızkī Atâ, Taşkent 2010) ve İbrahim Canan tarafından Türkçe’ye çevrilmiştir (Ahkâmu’s-Sıgar: İslam Hukukunda Çocuklarla İlgili Hükümler, İstanbul 1984). 3. el-Esǿile ve’l-ecvibe. Bu eserde müellif, daha çok Mâverâünnehir bölgesinde kendisinden önceki fakih ve müftülere sorulan soruları ve onların verdikleri cevapları, ayrıca soruların sorulduğu kişileri ve alıntı yapılan eserleri de çoğu yerde kaydederek bir araya getirmiştir; içinde çok sayıda Farsça fetva da yer almaktadır. Taşkent İslâm Üniversitesi araştırmacılarından Müslim Rızkī Atâ el-Esǿile ve’l-ecvibe’yi aynı adla neşretmiştir (Taşkent 2011). 4. el-Fetâva’l-Üsrûşeniyye (Fetâva’l-Üsrûşenî). CâmiǾu aĥkâmi’ś-śıġār’ın sonunda, yazmayı düşündüğünü söylediği büyük hacimli Fetâvâ’nın günümüze ulaşan “Kitâbü’l-Kerâhiye” bölümünün kırk fasıldan meydana gelmesi kitabın aslının çok geniş hacimli olduğunu göstermektedir. Eserin mevcut kısmı Halit Ünal tarafından Türkçe’ye çevrilmiştir (İslâm’da Helâller ve Haramlar: Kitabü’l-Kerâhiye [Fetâvâ el-Üsruşeni], Kayseri 1995).

BİBLİYOGRAFYA:

Üsrûşenî, el-Fuśûl, Süleymaniye Ktp., Fâtih, nr. 2423, vr. 337a; a.e., Süleymaniye Ktp., Karaçelebizâde, nr. 202, vr. 1b; a.mlf., CâmiǾu aĥkâmi’ś-śıġār (nşr. Osmanhan Alimof - Müslim Rızkī Atâ), Taşkent 2010, s. 389, 390, 391, ayrıca bk. neşredenlerin girişi, s. 12-24; a.mlf., el-Esǿile ve’l-ecvibe, Özbekistan Fenler Akademisi Bîrûnî Şarkiyat Enstitüsü Ktp., nr. 3109-1, vr. 70a; a.mlf., Fetâva’l-Üsrûşenî, Süleymaniye Ktp., Bağdatlı Vehbi, nr. 591; Sem‘ânî, el-Ensâb (Bârûdî), I, 141; Yâkūt, MuǾcemü’l-büldân, Beyrut 1397/1977, I, 177; Kureşî, el-Cevâhirü’l-muđıyye, IV, 134; İbn Kutluboğa, Tâcü’t-terâcim fî ŧabaķāti’l-Ĥanefiyye (nşr. M. Hayr Ramazan Yûsuf), Dımaşk 1413/1992, s. 279, 351; Mahmûd b. Süleyman el-Kefevî, Ketâǿibü aǾlâmi’l-aħyâr min fuķahâǿi meźhebi’n-NuǾmâni’l-muħtâr, Millet Ktp., Feyzullah Efendi, nr. 1881, vr. 244b-245a, 269b; Keşfü’ž-žunûn, I, 19, 566; II, 1266, 1381, 1721,1813; Leknevî, el-Fevâǿidü’l-behiyye, s. 58, 93, 200, 208; Brockelmann, GAL, I, 473; Suppl., I, 653; Hediyyetü’l-Ǿârifîn, II, 113; Ahmet Özel, Hanefi Fıkıh Alimleri, Ankara 2006, s. 64, 70, 96; MuǾcemü’l-maħŧûŧâti’l-mevcûde fî mektebâti İstânbûl ve Ânâŧûlî (haz. Ali Rıza Karabulut), [baskı yeri ve tarihi yok], III, 1387; Halit Ünal, “Mâveraünnehir Fakihlerinden el-Usrûşenî”, EÜ İlâhiyat Fakültesi Dergisi, sy. 3, Kayseri 1986, s. 243-250; a.mlf., “Kitâbü’l-Kerâhiye: Muhammed el-Usrûşenî”, a.e., sy. 3 (1986), s. 415-427.

Murteza Bedir