UTBE b. GAZVÂN

(عتبة بن غزوان)

Ebû Abdillâh (Ebû Gazvân) Utbe b. Gazvân b. Câbir el-Mâzinî (ö. 17/638)

İlk müslümanlardan, Basra şehrinin kurucusu.

Soyu Mudar kabilesinin Kays Aylân koluna bağlanır. Nevfel b. Abdümenâf (Abdüşems) oğullarının antlaşmalısıdır. İlk müslümanlardan olup İkinci Habeşistan hicretine katıldı (616). Mekkeliler’in müslüman olduğuna dair gelen yanlış haber üzerine bir grup muhacirle birlikte Mekke’ye döndü. Hicretin birinci yılı Şevval ayında (Nisan 623) Hz. Peygamber, Ubeyde b. Hâris kumandasında altmış veya seksen kişilik bir birliği Ebû Süfyân’ın idaresindeki Mekke ticaret kervanının önünü kesmek için yola çıkarmıştı. Taraflar Seniyyetülmerre’nin aşağısındaki Ahyâ suyunun yanında karşılaştı. Ok atışı dışında herhangi bir çarpışma olmadı ve Mekke kervanı hızla oradan uzaklaştı. Medine’ye hicret edebilmek amacıyla bu kervanda bulunan Utbe b. Gazvân ile Mikdâd b. Amr Mekkeliler’in kervanından ayrılıp müslüman birliğine katıldı. Böylece Utbe’nin Medine’ye hicreti gerçekleşmiş oldu. O sırada kırk yaşlarında bulunan Utbe Medine’de bir müddet Abdullah b. Seleme el-Aclânî tarafından misafir edildi. Daha sonra ashâb-ı Suffe’ye katılan Utbe Hz. Peygamber tarafından ensardan Ebû Dücâne ile kardeş ilân edildi. 2. yılın Safer ayında (Ağustos 623) Resûl-i Ekrem’in ilk askerî harekâtı olan Ebvâ Gazvesi’nde müşriklerin içine sızıp haber topladı. Aynı yıl receb ayında (Ocak 624) Hz. Peygamber’in Abdullah b. Cahş kumandasında Batn-ı Nahle’ye gönderdiği küçük bir müfrezede yer aldıysa da Sa‘d b. Ebû Vakkās ile nöbetleşe bindikleri deveyi kaybettikleri için seferin bütün aşamalarında bulunamadı (İbn Sa‘d, II, 11). Başta Bedir olmak üzere Resûlullah’la birlikte diğer gazvelere ve bazı seriyyelere katıldı. Meşhur bir okçu olan Utbe bu savaşlarda büyük yararlıklar gösterdi.

Hz. Ömer’in halifeliği dönemindeki pek çok fetih hareketinde görev üstlendi. Halife, Sa‘d b. Ebû Vakkās’ın ordusuyla birlikte Kûfe’de bulunan Utbe’yi 14 yılında veya Rebîülevvel-Rebîülâhir 16’da (Nisan-Mayıs 637) Araplar’ca Arzulhind diye adlandırılan Basra bölgesinin fethiyle görevlendirdi. Alâ b. Hadramî’nin ordusunda bulunan ve savaş taktikleriyle düşmanın planlarını anlama hususunda uzman olan Arfece b. Herseme’yi de Utbe’nin yanına verdi (Nüveyrî, XIX, 234). Utbe, Keldânîler döneminde Teredon, Sâsânîler döneminde Vehiştâbâd Erdeşîr diye bilinen şehrin harabelerinin bulunduğu yeri (Hureybe) yaklaşık 800 kişilik bir kuvvetle zaptetti. Daha sonra buraya 5 km. mesafedeki Übülle’yi, ardından Destmîsân’ı ve Ahvaz bölgesini fethetti. Aralarında Hasan-ı Basrî’nin babası Yesâr’ın da bulunduğu birçok esir ve yüklü miktarda ganimet elde etti. Arazi yapısı ve coğrafî konumu sebebiyle burasının bölgenin ikamet için en uygun yer olacağını gördükten sonra Rahbetü Benî Hâşim denilen yerde karargâh kurdu. Bir cami ve idare binası inşa etmeye karar veren Utbe caminin planının çizimi ve inşası için Mihcen b. Edru‘u görevlendirdi. Kamıştan yapılan cami tamamlanınca burada meşhur hutbesini okudu. Birkaç yıl boyunca sadece askerî amaçlarla kullanıldığından nüfusu artmayan Basra şehri yeni grupların gönderilmesi üzerine zamanla yoğunlaştı ve bugünkü yerine taşındı.

Altı ay kadar Basra’yı yönettiği söylenen Utbe (İbn Sa‘d, III, 99; VII, 8), bağlı bulunduğu bölge valisi Sa‘d b. Ebû Vakkās ile arasında anlaşmazlık çıkınca idarî konularda Mücâşi‘ b. Mes‘ûd’u, namaz kıldırmak üzere Mugīre b. Şu‘be’yi vekil bırakarak Hz. Ömer’le görüşmek için Medine’ye gitti. Durumu arzedip yönetimden affını istediyse de halife bunu kabul etmedi ve ona görevinin başına dönmesini emretti. Geri dönmek zorunda kalan Utbe yola çıkarken, “Allahım, beni bir daha Basra’ya döndürme!” şeklinde dua etti. Necid yolundaki Ma‘din-i Benî Süleym (Rebeze) mevkiinde bineğinden düşerek elli yedi veya elli dokuz yaşında öldü. Bazı rivayetlere göre ölüm tarihi 14 veya 15, ölüm sebebi ise karın ağrısıdır. Hâris b. Kelede’nin kızlarından biri ve Ebû Behre’nin kız kardeşi Ezde ile evlenen Utbe’nin Gazvân ve Abdullah adlarında iki oğlu vardı. Kız kardeşi Büsre, Ebû Hüreyre ile evliydi. Hâlid b. Umeyr el-Adevî, Kabîsa b. Câbir, Hârûn b. Riâb ve Guneym b. Kays el-Mâzinî gibi râviler kendisinden hadis nakletmiş, Utbe’nin rivayetleri Müslim, Tirmizî, Nesâî ve İbn Mâce’nin eserlerinde yer almıştır. Tanınmış bir hatip olan Utbe’nin Basra’nın inşasından sonra şehrin camisinde okuduğu ilk hutbe hem edebî açıdan hem muhtevası itibariyle meşhurdur. Hutbesinde İslâm’ın ilk yıllarındaki mahrumiyetten ve yoksulluktan örnekler veren Utbe artık eski durumun sona erdiğini ve müreffeh bir hayat sürmeye başladıklarını söylemiş, ancak bu gelişmenin aynı zamanda tehlikeli olduğunu ifade ederek insanları dünyaya kapılmamaları hususunda uyarmış, dünya hayatının kısalığına dikkat çekip onları hayırlı amellere öncelik vermeye çağırmıştır (Müslim, “Zühd”, 14).

BİBLİYOGRAFYA:

İbn Hişâm, es-Sîre, I, 107, 283, 324, 365, 478-479, 592, 602, 604, 680; İbn Sa‘d, eŧ-Ŧabaķāt, II, 10-11; III, 98-99, 556; VII, 5-8; İbn Kuteybe, el-MaǾârif (Ukkâşe), s. 85, 115, 275, 288; İbn Ebû Hâtim, el-Cerĥ ve’t-taǾdîl, VI, 373; Hatîb, Târîħu Baġdâd, I, 155-157; İbn Abdülber, el-İstîǾâb, III, 1026-1029; İbnü’l-Esîr, Üsdü’l-ġābe, III, 565-567; Nüveyrî, Nihâyetü’l-ereb, XIX, 234-236; Mizzî, Tehźîbü’l-Kemâl, XIX, 317-318; Zehebî, AǾlâmü’n-nübelâǿ, I, 304-306; a.mlf., Târîħu’l-İslâm: ǾAhdü’l-Ħulefâǿi’r-râşidîn, s. 70, 129, 132-134; İbn Hacer, el-İśâbe, II, 455; Abdülhâlik Bâkır, “Basra”, DİA, V, 108-109.

Erdinç Ahatlı