VELÎD b. MÜSLİM

(الوليد بن مسلم)

Ebü’l-Abbâs el-Velîd b. Müslim ed-Dımaşkī (ö. 195/810)

Şamlı muhaddis.

119 (737) yılında doğdu. Ailesinin diğer fertleri gibi o da ganimetten devletin payına düşen humus içinde yer alan bir köle olarak Emevî Valisi Mesleme b. Abdülmelik’in ailesinin hizmetine verildi. Abbâsîler iktidara gelince onların mülkiyetine geçti ve Fazl b. Sâlih b. Ali tarafından âzat edildi. Buna rağmen Velîd önceki sahiplerinden Saîd b. Mesleme’ye gidip kölelik ücretini ödeyerek bizzat hürriyetini kazandı (İbn Sa‘d, VII, 470-471). Evzâî, Süfyân es-Sevrî, Süfyân b. Uyeyne, İbn Cüreyc, İbn Ebû Zi’b, Leys b. Sa‘d ve Mâlik b. Enes gibi muhaddislerden hadis tahsil eden Velîd, İbn Âmir’in talebesi Yahyâ b. Hâris ez-Zimârî, İbn Cemmâz ve Saîd b. Abdülazîz’den kıraat okudu. Kendisinden de Ahmed b. Hanbel, Yahyâ b. Maîn, İshak b. Râhûye, Ebû Hayseme Züheyr b. Harb, Saîd b. Mansûr, Ali b. Medînî gibi muhaddislerin yanı sıra Sahnûn, İmam Şâfiî’nin talebesi Abdullah b. Zübeyr el-Humeydî, İbn Sa‘d, İbn Âiz, Ebû Amr İbn Zekvân gibi şahsiyetler hadis öğrendi (İbn Hibbân, IX, 222). Velîd’in, talebesi Hişâm b. Ammâr’dan yaptığı bazı rivayetler hadis usulünde sâbık ve lâhik konusunda örnek verilir. Hayatının son yıllarında bir süre Remle’de kaldı ve 194 (810) yılında hacca gitti. Dönüşte Medine-Şam yolu üzerindeki Vâdilkurâ’ya bağlı Zülmerve’de muhaddis Harmele b. Abdülazîz el-Cühenî’nin evinde misafir olduğu sırada Muharrem 195’te (Ekim 810) vefat etti.

Rivayetleri Kütüb-i Sitte’de yer alan ve çok hadis rivayet ettiği belirtilen Velîd, Şam bölgesinin önde gelen muhaddislerinden olup ricâl âlimleri tarafından genellikle sika diye nitelendirilmekle birlikte hakkında bazı tenkitler de mevcuttur (İbn Hacer, Tehźîbü’t-Tehźîb, XI, 153-154). Ahmed b. Hanbel, Şamlı muhaddisler içinde Velîd’den daha akıllısını görmediğini ve onun Şam’da en fazla hadis rivayet edenlerden biri olduğunu söylemiştir (Mizzî, XXXI, 92). Velîd’in, Evzâî’nin rivayetlerinin sonraki nesillere aktarılmasında önemli payı bulunduğundan, “Evzâî’nin hadislerini Velîd b. Müslim’den yazdıysanız başkalarına ait rivayetlerden yazamadıklarınıza üzülmeyin” denilmiştir (İbn Ebû Hâtim, IX, 17). Velîd’in Evzâî’den ve diğer hocalarından semâını açıkça ifade ederek yaptığı rivayetler sahih kabul edilmiş, diğer rivayetleri konusunda dikkatli davranılması gerektiği bildirilmiştir. Zira onun özellikle Evzâî gibi hocalarına ait bazı nakillerde tedlîs yaptığı ve bu konudaki uyarıları dikkate almadığı tesbit edilmiştir (Zehebî, Mîzânü’l-iǾtidâl, IV, 348). Ayrıca mevkuf ve maktû bazı rivayetleri merfû olarak rivayet etmesi yüzünden “raffâ‘” diye anıldığı da zikredilmiştir (İbn Hacer, Tehźîbü’t-Tehźîb, XI, 155). Velîd daha çok fiten, melâhim ve megāzîye dair rivayetleriyle öne çıkmıştır. O Dımaşk dışında ve ezberinden yaptığı rivayetlerdeki hataları yüzünden eleştirilmiş (İbn Receb, II, 608-609), ancak uzun metinli rivayetleri aktarma hususundaki mahareti sebebiyle övülmüştür. Bu bilgiden onun rivayetlerini Dımaşk’ta yazılı olarak muhafaza ettiği anlaşılmaktadır.

Velîd’in yetmiş kitap yazdığı kaydedilmekle birlikte Zehebî’ye göre bunlar irili ufaklı cüzlerdir (AǾlâmü’n-nübelâǿ, IX, 215). Yine de çağın şartları göz önüne alındığında kendisi velûd bir müellif kabul edilebilir. Onun eserlerini iyice öğrenenlerin kadılık için yeterli bilgiyi elde edeceklerinin kabul edilmesi (Zehebî, Mîzânü’l-iǾtidâl, IV, 347), söz konusu eserlerin konulara göre tasnif edilmiş hadisleri içerdiğinin bir işareti sayılabilir. Nitekim kendisine


ahkâm hadislerini içeren Kitâbü’s-Sünen, ayrıca Kitâbü’l-Meġāzî, et-Târîħ ve Siyerü’l-enbiyâǿ adlı eserler nisbet edilmiştir (İbnü’n-Nedîm, s. 279; Zehebî, Teźkiretü’l-ĥuffâž, I, 303; Mv.AU, IX, 303). Bunlardan Kitâbü’s-Sünen’i Beyhakī’nin es-Sünenü’l-kübrâ’da kaynak olarak kullandığı zikredilmektedir (Necm Abdurrahman Halef, IV, 94).

BİBLİYOGRAFYA:

İbn Sa‘d, eŧ-Ŧabaķāt, VII, 470-471; İbn Ebû Hâtim, el-Cerĥ ve’t-taǾdîl, I, 290; IX, 16-17; İbn Hibbân, eŝ-Ŝiķāt, IX, 222; İbnü’n-Nedîm, el-Fihrist (nşr. İbrâhim Ramazan), Beyrut 1417/1997, s. 279; İbn Manzûr, Muħtaśaru Târîħi Dımaşķ, XXVI, 353-355; Mizzî, Tehźîbü’l-Kemâl, XXXI, 86-99; Zehebî, AǾlâmü’n-nübelâǿ, IX, 211-220; a.mlf., Mîzânü’l-iǾtidâl, IV, 347-348; a.mlf., Teźkiretü’l-ĥuffâž, I, 302-304; İbn Receb, Şerĥu Ǿİleli’t-Tirmiźî (nşr. Nûreddin Itr), Dımaşk 1398/1978, II, 608-609; İbn Hacer, Tehźîbü’t-Tehźîb, XI, 151-155; a.mlf., TaǾrîfü ehli’t-taķdîs bi-merâtibi’l-mevśûfîn bi’t-tedlîs (nşr. Abdülgaffâr Süleyman el-Bündârî - M. Ahmed Abdülazîz), Beyrut 1407/1987, s. 134; Hüseyin Atvân, er-Rivâyetü’t-târîħiyye fî Bilâdi’ş-Şâm fi’l-Ǿaśri’l-Ümevî, Beyrut 1986, s. 206-208; Misfir b. Gurmullah ed-Dümeynî, et-Tedlîs fi’l-ĥadîŝ, Riyad 1412/1992, s. 395-397; Necm Abdurrahman Halef, İstidrâkât Ǿalâ Târîħi’t-türâŝi’l-ǾArabî, Cidde 1422, IV, 94; Ömer Abdüsselâm Tedmürî, “el-Velîd b. Müslim ed-Dımaşķī”, Mv.AU, IX, 302-304.

Erdinç Ahatlı