YAHSUBÎLER

(آل يحصب)

Endülüs’te Leble ve civarında hüküm süren bir hânedan (1023-1054).

Yahsub kabilesi Leble’deki en güçlü gruplardan birini teşkil ediyordu. Endülüs Emevî Devleti’nin ilk yıllarında bu kabile mensuplarından Saîd el-Matarî el-Yahsubî 149’da (766), ondan birkaç yıl sonra da Abdülgaffâr b. Humeyd el-Yahsubî Leble’de isyan etmişti. Endülüs Emevî halifeliğinin çöküş döneminde Ebü’l-Abbas Ahmed b. Yahyâ el-Leblî el-Yahsubî, yine Leble’de (Niebla) yeni bir isyan hareketi başlattı. Leble halkının biat ettiği Tâcüddevle Ahmed b. Yahyâ Leble, Cebelüluyûn (Gibraléon) ve çevresinde hüküm sürmeye başladı (414/1023-24). Onun yirmi yıl kadar süren emirlik dönemi huzur ve sükûn içinde geçti. 434’te (1042-43) Leble’de ölen Tâcüddevle Ahmed b. Yahyâ’nın vasiyeti üzerine kardeşi Muhammed b. Yahyâ, İzzüddevle lakabıyla emirliğin başına getirildi.

İzzüddevle’nin emirliğinin ilk yılları da huzur ve emniyet içinde geçti. Bu sırada İşbîliye’de (Sevilla) güçlü bir emirlik kuran Abbâdîler sınırlarını doğu-batı istikametinde genişletmek istiyordu. İşbîliye’nin batı sınırında yer alan Leble de doğrudan Abbâdîler’in tehdidi altındaydı. Abbâdîler’in saldırıları karşısında İzzüddevle, Abbâd b. Muhammed el-Mu‘tazıd’a karşı üstünlük sağlayamayınca iyi ilişkiler kurduğu Eftasî Hükümdarı Muhammed el-Muzaffer’den yardım istedi. Yardım talebini kabul eden Muzaffer kuvvetlerini toplayarak Yahsubîler’in (Benî Yahyâ) yardımına gitti ve bazı Berberî kabilelerinin Abbâdî topraklarına saldırmasını sağladı. Bu gelişmelerin müslümanlar arasında düşmanlık doğuracağını düşünen Cehverî Hükümdarı Ebü’l-Velîd Muhammed b. Cehver ara buluculuk yapmaya çalıştıysa da başarılı olamadı. Mu‘tazıd askerlerinin bir kısmını Eftasî topraklarına gönderdi, kendisi de Leble’ye gitti. İki taraf arasında şiddetli bir savaş meydana geldi. Savaşın başlarında Muhammed el-Muzaffer karşısında üstün gelen Mu‘tazıd savaşın seyri içinde üstünlüğünü kaybetti, sonunda Muzaffer’e karşı yenilgiye uğradı ve çok sayıda askeri öldürüldü (439/1047). Bu sırada Muhammed el-Muzaffer ile birlikte hareket eden bazı Berberî kabileleri İşbîliye’nin doğu tarafını tutarak yol kesmeye başladılar. Önceleri Yahsubîler’le Abbâdîler arasında cereyan eden bu mücadele bir süre sonra Eftasî-Abbâdî mücadelesine dönüştü ve iki emirlik arasında devam edecek olan mücadelenin de başlangıcını teşkil etti. Kurtuba (Cordoba) Emîri Ebü’l-Velîd Muhammed b. Cehver’in ara bulucuğu sonunda Eftasîler’le Abbâdîler arasında anlaşma sağlandı.

Ancak anlaşmanın hemen ardından Mu‘tazıd tekrar Leble’yi sıkıştırmaya başlayınca İzzüddevle güçlü rakibi karşısında barış istemek zorunda kaldı, Abbâdîler’e yıllık vergi ödemeyi kabul edince savaş sona erdi. Bu savaşın sadece müslümanlara zarar verdiğini düşünen Kurtuba Emîri Ebü’l-Velîd Muhammed b. Cehver’in daveti üzerine İzzüddevle malları ve ailesiyle birlikte Kurtuba’ya gitmeyi kabul etti; Leble’den ayrılmadan önce idareyi 443’te (1051-52) yeğeni Feth b. Halef el-Yahsubî’ye bıraktı; ardından Kurtuba’ya yerleşti ve 450’de (1058) burada vefat etti. Leble halkının biat ettiği Feth b. Halef, Nâsırüddevle lakabıyla Yahsubî emîri oldu ve bir süre sonra emirliğin işlerini yoluna koydu. Bu arada İzzüddevle döneminde Yahsubîler’le yaptığı anlaşmada kendisine ödenmek üzere belirlenen yıllık vergi miktarını az bulan Abbâd el-Mu‘tazıd kuvvetlerini yeniden Leble üzerine sevketti. İki emirlik arasındaki mücadelede Mu‘tazıd Leble ve civarına, Nâsırüddevle Feth b. Halef ise İşbîliye’nin güneyindeki Şerîş’e (Jerez) saldırdı. Bu saldırılar büyük miktarda can ve mal kaybı ile birçok kişinin esir alınmasına yol açtı. Mu‘tazıd karşısında zor durumda kalan Nâsırüddevle mücadeleyi daha fazla sürdüremedi ve 445’te (1053-54) şehri Mu‘tazıd’a teslim ederek Kurtuba’ya gitti, bir yıl sonra da vefat etti. Yahsubîler’in hâkimiyetindeki toprakların tamamının Abbâdîler’in eline geçmesiyle Leble ve civarında otuz yılı aşkın bir süre devam eden Yahsubî hâkimiyeti sona ermiş oldu.

BİBLİYOGRAFYA:

İbnü’d-Delâî, Nuśûś Ǿani’l-Endelüs min kitâbi TerśîǾi’l-aħbâr (nşr. Abdülazîz el-Ehvânî), Madrid 1965, s. 111; İbn Bessâm eş-Şenterînî, eź-Źaħîre (nşr. Lutfî Abdülbedî‘), Kahire 1975, I/2, s. 23-25; İbn İzârî, el-Beyânü’l-muġrib, III, 209-211, 234, 299-301; Makkarî, Nefĥu’ŧ-ŧîb, III, 48; Ziriklî, el-AǾlâm, I, 254; V, 331; VIII, 6; M. Abdullah İnân, Devletü’l-İslâm fi’l-Endelüs: Düvelü’ŧ-ŧavâǿif, Kahire 1380/1960, s. 40-42; D. Wasserstein, The Rise and Fall of the Party-Kings: Politics and Society in Islamic Spain 1002-1086, Princeton 1985, s. 92; R. Menéndez Pidal, Historia de España, Madrid 1994, VIII, 102-103; Fátima Roldán Castro, Niebla Musulmana (siglos VIII-XIII), Huelva 1997, s. 52-56; J. Bosch Vilá, “Labla”, EI² (İng.), V, 586-587.

Cumhur Ersin Adıgüzel