YANOVA

Romanya’da tarihî bir şehir.

Romen dilinde Ineu, Macarca’da Jenö olarak geçer. Günümüzde Batı Romanya’da Arad idarî bölümü içinde Macaristan-Romanya sınırı yakınında Crişul Alb (Türk döneminde Ak Köröş) nehri kıyılarında yer alır. Tarihî kayıtlarda adına ilk defa Villa Ieneu şeklinde 1214’te rastlanır. Buranın Ineu Kalesi diye tanımlanması XIII. yüzyıldan itibaren ve özellikle XV. yüzyılda yaygınlaştı. Daha sonra adı Ineu kasabasıyla (oppidum) birlikte anılmaya başladı. XIV-XV. yüzyıllarda Ineu Romen Voyvodalığı burada bulunuyordu. Ineu Kalesi ve kasabası, XV. yüzyılda Erdel voyvodası ve Macaristan Krallığı başkumandanı nâibi Iancu de Hunedoara’nın (János Hunyadi/Yanko) yönetimi altına girdi. Yanova’da Osmanlı idaresi XVI. yüzyılda başladı. Arad ve Varad şehirleri arasında yer alan Ineu Kalesi ve kasabası, Kanûnî Sultan Süleyman’ın 1566 Sigetvar seferi sırasında ikinci vezir Pertev Paşa tarafından 25 Temmuz’da ele geçirildi. Osmanlılar burayı Yanova diye adlandırdı. Yanova ve Világoş’un (bugün Şiria) kuşatılmasına dair 24 Şevval 973 (14 Mayıs 1566) tarihli bir hüküm mevcuttur (BA, MD, nr. 5, hk. 598). Osmanlı tarihçisi Peçuylu İbrâhim fetih haberinin Sigetvar’ın düşmesinden iki üç gün önce ordugâha ulaştırıldığını yazar (Târih, I, 420).

1566’dan sonra Yanova (bazı araştırmalarda yanlış olarak Betova) bir süre Yanova-Pankota sancağı da denilen Pankota sancağının merkezi oldu. Muhtemelen 1578’den önce Tımışvar beylerbeyiliğine bağlı müstakil bir sancak haline getirildi. Bu bölgenin 975 (1568) tarihli kanunnâmesi 959’da (1552) ele geçirilen Lipova sancağı ile birlikte Kānunnâme-i Reâyâ-yı Livâ-i Lipova ve Yanova şeklinde kayıtlıdır. Böylece Lipova Livâsı Kanunnâmesi Yanova ve Pankota bölgesini içine alacak şekilde genişletilmiştir. Bu kanunnâme III. Murad devrinde yine Lipova ve Yanova Sancakları Kanunnâmesi adıyla aynen düzenlenmiştir. Yanova merkezli sancağa Yanova ve Samon (Macarca Jenö ve Simánd, Romence Ineu ve Şimand), Ağustos 1552’de fethedilen Timiş nehri kıyısındaki Desne (Desznye, Dézna, Dezna), Kalnup ve Totinç (Konop, Macarca Conop-Feltót, Romence Taut), Temmuz 1552’de ele geçirilen Kespenye (Macarca Kisbânya, Romence Baişoara) nahiyeleri bağlıydı. Yanova kasabasında 1591’de dört mescid, Yanova Kalesi’nde


Mustafa Ağa kumandasında 339 asker mevcuttu. Bu kayıtlar kasabada müslüman sivil yerleşmesini gösterir.

XVI. yüzyılın son çeyreğine ait kayıtlarda Yanova’nın adına sancak beyi Gazanfer Bey hakkındaki şikâyetler vesilesiyle rastlanır. Onun Erdel Prensliği sınırında bulunan hasları dolayısıyla sınır köyleri çekişme konusu olmuştur. 13 Muharrem 991 (6 Şubat 1583) tarihinde Erdel voyvodasına (Báthori Zsigmond) gönderilen hükümde Gazanfer Bey’in Erdel sınırındaki haslarına dahil iki köy halkının vergilerini ödemediği bildiriliyordu (BA, MD, nr. 48, hk. 855). Altı ay sonra Tımışvar beylerbeyine yollanan hükümde ise Yanova Beyi Gazanfer Bey’in esir aldığı küçük çocuklardan müslüman olanları bırakıp olmayanları Erdel’e geri göndermesi ve bundan sonra böyle davranmaması tembih ediliyordu (BA, MD, nr. 51, hk. 195). Gazanfer Bey hakkındaki şikâyetler daha sonra da sürdü. Onun Solnak ve Gyula/Gule beyi ile Erdel köylerine saldırıp esirler aldığından bundan vazgeçmesi gerektiği yine kendisine bildirilmişti (MD, nr. 53, hk. 466, 471, 474).

1571’de Osmanlılar’ın Ak Köröş dedikleri Crişul Alb nehri kıyısında Osmanlılar tarafından Erdöç (Macarca Erdöhegy, Romence Padureni) palankası yaptırıldı. İçinde bir camisi olan palankada 1591’de Câfer Ağa kumandasında 268 asker vardı. 1593-1606 yıllarındaki Osmanlı-Habsburg savaşları döneminde Yanova, Erdöç palankasıyla birlikte György Borbély kumandasındaki Habsburglar’ın müttefiği Erdel birliklerince 22 Ekim 1595’te işgal edildi. Eflak Voyvodası Mihai Viteazul, 1599-1601’de Erdel Prensliği’ni ve Boğdan Voyvodalığı’nı hâkimiyeti altına aldığında Yanova kısa süre de olsa onun kontrolü altına girdi. Burası, 1658’de Köprülü Mehmed Paşa’nın Erdel Prensi II. Rákoczi (Rakoçioğlu) üzerine yaptığı sefer sırasında yeniden Osmanlı hâkimiyetine alındı. Osmanlı ordusu Tuna üzerine yaptırılan büyük köprüden geçtikten sonra Tımışvar ovasına ulaşıp Arad istikametinde Crişul Alb nehri boyunca ilerlemiş ve 1 Zilhicce 1068’de (30 Ağustos 1658) Yanova Kalesi ovasına gelmişti. Kuşatılan kale anlaşma ile teslim olmuştu. Kaledeki askerlere üç gün içinde orayı terketmelerine izin verildi. Yanova Kalesi ve kasabası, başında Cengizâde Ali Paşa’nın bulunduğu Tımışvar (Timişoara) eyaletine katıldı. Yanova’nın müdafaası ve tahkimi için serhad askerleriyle Budin Valisi Vezir Gürcü Kenan Paşa tayin edildi. Vezir, Eylül-Ekim 1658’de Crişul Alb nehri kıyısındaki dört köşeli, üç kapılı, dört kule ve sekiz tabyaya sahip, dolma rıhtımı olan Yanova Kalesi’ni sağlamlaştırdı. Sebeş ve Lugoş kaleleriyle kasabaları Yanova sancağına bağlandı. Bu kasabaların ve bağlı köylerin geliri Haremeyn evkafına tahsis edildi.

1660’ta Oradea/Varad’ın muhasarası ve fethine Köse Ali Paşa’nın maiyetinde bizzat katılan Evliya Çelebi Yanova’dan geçerken burayı 800 evi, 200 dükkânı bulunan bir kale ve şehir diye niteler. IV. Mehmed, Köprülü Mehmed Paşa, Haseki Osman Ağa, Gürcü Kenan Paşa ve Köprülüzâde Fâzıl Ahmed Paşa adına camiler, Köprülü Hanı, bir paşa sarayı, bir mektep, bir hamam ve saat kulesi olduğunu yazar (Seyahatnâme, V, 405-409). Kasaba Crişul Alb nehrinin iki yakasına yayılmıştır, halkı Erdel ve Eflaklı’dır. Geniş bahçeler içinde büyük ve çok zengin bir şehirdir. Yeni yaptırılan bir iç kalesi vardır. Kalede sınırda bulunması dolayısıyla kalabalık bir askerî garnizon görev yapmakta, ancak barış zamanında bu rakam azalmaktadır (azeb ağası, beşli ağası, martolos ağası gibi on ağa ve yaklaşık 8000 görevli asker).

Yanova’da Osmanlı idaresi Viyana bozgunu sonrasındaki savaşlar esnasında sona erdi. 27 Mayıs 1693’te Habsburg askerleri burayı aldı. Bu fiilî durum 1699 yılı Karlofça Muahedesi’yle hukuken tesbit edildi. Yanova’nın 2002 yılı resmî sayımına göre nüfusu 10.207 idi. Bunun % 85,6’sı Romenler, % 8,4’ü Macarlar, % 5,1’i Romanlar (Çingeneler), % 0,5’i Almanlar, % 0,3’ü Slovaklar ve % 0,1’i ise diğerleri oluşturuyordu. Kasabanın nüfusunun bugün de aynı oranları koruduğu tahmin edilmektedir. Şehirde kum, andezit, kereste gibi küçük endüstri işletmeleri bulunmaktadır. Günümüzde 1552, 1645 ve 1870 yıllarında tamir edilen ve genişletilen Ineu Kalesi kalıntıları, XIII-XIV. yüzyıl gotik stilinde yapılan kilise ve 1861-1864 yıllarına ait Ortodoks kilisesi muhafaza edilmektedir.

BİBLİYOGRAFYA:

BA, KK, nr. 4759, 4883; BA, MD, nr. 5, hk. 198; Documente turceşti privind istoria României (ed. Mustafa Ali Mehmet), Bucureşti 1976, I, 83; Peçuylu İbrâhim, Târih, I, 420; Evliya Çelebi, Seyahatnâme, V, 405-423 (Romence çevirisi: Calatori straini despre Ŧarile Române [haz. Mustafa Ali Mehmet], Bucureşti 1976, VI, 512-528); G. Kraus, Cronica Transilvaniei: 1608-1665 (haz. ve trc. G. Duzinchevici - E. Reus-Mîrza), Bucureşti 1965, s. 268-272; M. Costin, Opere (ed. P. P. Panaitescu), Bucureşti 1958, s. 185; Silâhdar, Târih, I, 123-128; Tahsin Gemil, Ŧarile Române în contextul politic international: 1621-1672, Bucureşti 1979, s. 160; Ştefan Pascu, Voievodatul Transilvaniei, Cluj-Napoca 1979-89, II, 162; III, 520; IV, 120; Ahmet Akgündüz, Osmanlı Kanunnâmeleri ve Hukukî Tahlilleri, İstanbul 1994, VII, 100-103; VIII, 552-553; Sadık Müfit Bilge, Osmanlı’nın Macaristanı, İstanbul 2010, s. 284-285; Mihai Maxim, “Yeni Osmanlı Belgelerine Göre XVII. Yüzyılda Temeşvar Eyâletinden Mekke ve Medine’ye Gönderilen Surre Altını”, TTK Bildiriler, XIV (2005), II/2, s. 1049-1053 ve fotokopiler.

Mıhaı Maxım