YÂZİCÎ, İbrâhim b. Nâsîf

(إبراهيم بن ناصيف اليازجي)

İbrâhîm b. Nâsîf b. Abdillâh b. Nâsîf b. Canbulat el-Yâzicî (1847-1906)

Lübnanlı dilci, şair, gazeteci ve eleştirmen.

2 Mart 1847 tarihinde Beyrut’ta doğdu. Aslen Humuslu olup daha sonra Lübnan’a göç eden hıristiyan bir aileden gelmektedir. Dedelerinden biri Osmanlı bürokrasisinde kâtiplik yaptığı için aile “Yâzicî” diye tanınmıştır. İlk eğitimini dönemin âlimlerinden olan babasından aldı. Şeyh Muhyiddin el-Yâfî’den Hanefî fıkhı okudu. Özellikle Arap dili ve edebiyatı üzerine yoğunlaştı, bu dilin gramer ve edebiyatının önemli eserlerini ezberledi. İngilizce ve Fransızca’yı iyi derecede öğrendi; matematik, fizik gibi ilimlerle de uğraştı. Bu alanlardaki çalışmalarıyla Avrupa’da şöhret kazandı, Paris ve el-Salvador’daki astronomi derneklerine üye seçildi (Filib dî Tarrâzî, II, 90). Yeni bir yıldız keşfettiğinden kâşif astrologlardan sayıldı. İsveç Kralı II. Oskar tarafından bilim ve sanat ödülüne lâyık görüldü. Yazı hayatına el-Cinân ve en-Necâĥ dergilerinde başladı. Daha sonra yaklaşık dokuz yıl Cizvit papazları için Kitâb-ı Mukaddes’in ve diğer bazı dinî metinlerin Arapça’ya tercümeleriyle ve diğer tercümelerin tashihiyle uğraştı. Bu amaçla İbrânîce ve Süryânîce öğrendi. Başta el-Medresetü’l-bıtrîkıyye olmak üzere bölgedeki okullarda dil ve edebiyat dersleri verdi, pek çok edebiyatçının yetişmesine katkıda bulundu. Bu hizmetlerinden dolayı sultan Abdülhamid tarafından Osmanlı nişanı ile taltif edildi. 1873’te Cem‘iyyetü zehreti’l-âdâb ve 1875’te Gizli Beyrut Cemiyeti’nin kurucuları arasında yer aldı. 1884’te arkadaşları Beşşâre Zelzel ve Halîl Saâde ile birlikte bir yıl süreyle eŧ-Ŧabîb dergisini çıkardı.

Oymacılıkta da yetenek sahibi olan İbrâhim el-Yâzicî, 1886’da Halîl Serkis’in dökümhanesinde Beyrut’taki matbaa için bugün Serkis harfleri diye bilinen ilk Arap harfleri kalıplarını hazırladı. Onun kalıba döktüğü harfler Suriye ve Mısır’ın yanı sıra Amerika’da Arapça kitapların basımında yaygın biçimde kullanıldı. Gazeteciliğin önemini kavrayan, ancak bu mesleği Lübnan’da rahatça yapamayacağını anlayan Yâzicî 1894 yılında çıktığı Avrupa gezisinden sonra Mısır’a giderek burada 1897’de el-Beyân, 1898’de eż-Żiyâǿ dergisini çıkarmaya başladı. Birinci dergi uzun ömürlü olmadı; Arap dili ve edebiyatına dair makalelerini yayımladığı ikincisinin neşrini vefatına kadar sürdürdü. 28 Aralık 1906’da Mısır’da öldü ve Beyrut’taki aile kabristanına gömüldü.

İbrâhim el-Yâzicî eserleriyle yeni bir şey ortaya koymamakla birlikte bilhassa Arap dilinin inceliklerine yoğunlaşmıştır. Îsâ Mîhâîl Sâbâ, onun nesirde yenilikler yaptığına ve dönemindeki yazarlardan tamamen farklı bir üslûp kullandığına vurgu yapar (eş-Şeyħ İbrâhîm el-Yâzicî, s. 8-9). Corcî Zeydân da üslûbunu İbnü’l-Mukaffâ‘ın üslûbuna benzetir, hatta ondan daha üstün tutar (Terâcimü meşâhîri’ş-şarķ, II, 111). İbrâhim el-Yâzicî zamanının dil ve inşâ üstadı olarak şöhret kazanmış, kaleme aldığı ağır eleştirilerle dönemin yazarlarını daha titiz yazmaya zorlayarak gazete dilinin seviyesini yükseltmiş, yazılarında son derece beliğ ve fasih bir dil kullanmıştır. Bunda, daha gençlik yıllarında iken el-Cinân dergisinde Ahmed Fâris eş-Şidyâk’ın, babası Nâsîf el-Yâzicî’ye yönelttiği eleştiriler ve babasının bu eleştirilere verdiği sert cevaplar sonucu ortaya çıkan tartışmaların etkili olduğu söylenebilir. “Aġlâŧü’l-müvelledîn” adlı makalesinde dil ve gramer âlimlerinin yaptığı dil hatalarını en büyük kusur olarak görmüş, pek çok kişiyi de eleştirmiştir. Ayrıca yeni ilmî terimlerin Arapça karşılıklarının bulunması çalışmalarına önemli katkılar sağlamıştır. Gençliğinde şiirle de uğraşmış, ancak daha sonra nesir üzerine yoğunlaşmıştır. Beliğ bir üslûpla nazmettiği az sayıdaki şiirini eski ve yeni üslûbun bir araya getirildiği, mecaz ve diğer edebî sanatların kullanıldığı, yer yer sosyal konuların işlendiği şiirler olarak tanımlamak mümkündür. Bazıları, “Tenebbehû istefîķū eyyühe’l-Arab” (Uyanın ve kendinize gelin ey Araplar) diye başlayan meşhur şiirinden dolayı kendisini Osmanlı idaresine karşı çıkan, milliyetçi Arap şairlerinin öncüsü kabul eder. Gençliğinde yazdığı, çoğu vatan ve millet sevgisine dair hamâsî şiirlerden oluşan divanı el-Ǿİķd: Dîvânü İbrâhîm el-Yâzicî adıyla basılmıştır (Kahire 1907; Beyrut 1983). Ayrıca babasının başladığı el-ǾArfü’ŧ-ŧayyib fî şerĥi Dîvâni Ebi’ŧ-Ŧayyib adlı Mütenebbî divanının şerhini tamamlamıştır (I-II, Beyrut 1882; Beyrut, ts. [Dârü Sâdır]).

Eserleri: Arap Grameri ve Sözlük. 1. Muħtaśaru Nâri’l-ķırâ fî şerĥi Cevfi’l-ferâ. Babasının nahve dair eserinin özetidir (Beyrut 1904). 2. Muħtaśarü’l-Cümâne fî Şerĥi’l-Ħızâne. Yine babasının sarfa dair eserinin özetidir (Beyrut 1889, 1904). 3. MeŧâliǾu’s-saǾd li-muŧâliǾi’l-Cevheri’l-ferd fî uśûli’ś-śarf ve’n-naĥv. Babasının kaleme aldığı eserin şerhidir (Beyrut 1875, 1888). 4. NücǾatü’r-râǿid ve şirǾatü’l-vârid fi’l-müterâdif ve’l-mütevârid. Üç cilt olup birinci ve ikinci ciltleri basılmıştır (3. bs., Beyrut 1985). 5. el-Ferâǿidü’l-ĥısân min ķalâǿidi’l-lisân. “Ĥâ” harfine kadar gelen bir okul sözlüğüdür (Lübnan Hureysa’daki


Cizvit manastırında bir nüshası bulunmaktadır). 6. Tenbîhâtü’l-Yâzicî Ǿalâ Muĥîŧi’l-Bustânî (nşr. Yûsuf Şelfûn - Cibrân en-Nehhâs, Kahire 1933). Müellif bu eserinde Butrus el-Bustânî’nin Muĥîŧü’l-Muĥîŧ’inde tesbit ettiği yanlışları tashih etmiş, eksikleri tamamlamıştır. Eserin “Bâbü’l-hemze” kısmı Selîm Sem‘ûn - Cibrân en-Nehhâs tarafından ayrıca yayımlanmıştır (Beyrut 1970).

Diğer Eserleri. 1. Tenbîhât Ǿalâ luġati’l-cerâǿid. Gazete ve dergilerde yapılan dil hatalarına dair bir eserdir (Kahire 1901; Beyrut 1984). 2. Resâǿilü’l-Yâzicî. Dostlarına, zamanın önemli kişilerine, ilim ve edebiyat erbabına yazdığı mektupları içermektedir (nşr. Yûsuf Toma el-Bustânî, Kahire 1920). 3. Şerĥu’l-Maķāmeti’l-Bedeviyye. Babasının MecmaǾu’l-baĥreyn’inde yer alan bir makāmenin şerhidir (nşr. Cibrân en-Nehhâs, İskenderiye 1940). 4. el-ǾUlûm Ǿinde’l-ǾArab (Tunus 1988). 5. Edebü’d-dâris fi’l-medâris. el-Medresetü’l-bıtrîkıyye’nin yıllık açılış töreninde verdiği konferansın metnidir (Beyrut 1890). 6. Silsiletü’l-aǾmâli’l-mechûle (li’l-Yâzicî, Unknown Works of Ibrahim el-Yâzicî, der. ve nşr. Michel Jehâ, London 1992). 7. Esǿile ilâ mecelleti’l-Beyân ve’ż-Żiyâǿ ve ecvibetü’ş-Şeyħ İbrâhîm el-Yâzicî Ǿaleyhâ 1897-1906. İki dergi okurunun dil ve edebiyata dair sorularına verdiği cevaplardır. Esere bu cevaplarla ilgili olarak el-Meşriķ dergisinde kaleme alınan eleştiriler de eklenmiştir (nşr. Yûsuf Kuzmâ Hûrî, Beyrut 1993). 8. Ebĥâŝ luġaviyye. el-Beyân, eż-Żiyâǿ, en-Necâĥ, eŧ-Ŧabîb dergilerinde yayımlanan dil, dil bilimi ve edebiyat eleştirileriyle ilmî araştırmalara dair makalelerinin bir kısmını kapsar (nşr. Yûsuf Kuzmâ Hûrî, Beyrut 1993).

Bunların dışında Yâzicî’nin el-Muķteŧaf gibi dergilerde yayımlanan dil, dil bilimi, dil eleştirileri, edebiyata dair makale ve araştırma yazıları arasında “el-Emâli’l-luġaviyye, el-Luġa ve’l-Ǿaśr, et-TaǾrîb, Aġlâŧü’l-ǾArabi’l-ķudemâǿ, Aġlâŧü’l-müvelledîn, Naķdü lisâni’l-ǾArab, el-Luġatü’l-fuśĥâ, el-Luġatü’l-Ǿâmmiyye, Aślü’l-luġāti’s-sâmiyye, el-Mecâz, en-Nebr, eş-ŞiǾr” sayılabilir. Yâzicî birçok Arapça eseri dil ve üslûp açısından tashih, tenkih ve tehzib etmiştir. Bunların içinde Cizvit papazlarının Arapça’ya tercüme ettiği Kitâb-ı Mukaddes’i, Cemîl Nahle el-Müdevver’in Târîħu Bâbil ve Âsûr’u, Şâhîn Atiyye’nin ǾUķūdü’d-dürer fî şerĥi şevâhidi’l-Muħtaśar’ı, Şâkir el-Betlûnî’nin Delîlü’l-hâǿim’i ile Nefĥu’l-ezhâr’ı, iki Cizvit papazının derlediği beş ciltlik Nuħabü’l-mülaĥ’ı anılabilir. Yâzicî ayrıca Ebü’l-Alâ el-Maarrî’nin Risâletü’l-ġufrân’ını yayımlamıştır (Kahire 1903).

İbrâhim el-Yâzicî’nin hayatı, eserleri ve görüşlerine dair birçok eser kaleme alınmış olup bazıları şunlardır: Mîhâîl Abdüsseyid, Sülvânü’ş-şecî fi’r-red Ǿalâ İbrâhîm el-Yâzicî (İstanbul 1289/1872); Antunus Şiblî, eş-Şidyâķ ve el-Yâzicî; Münaķaşa Ǿilmiyye edebiyye senete 1871 beyne’ş-şeyħayn Fâris eş-Şidyâķ ve İbrâhîm el-Yâzicî (Lübnan 1950); Fuâd Efram el-Bustânî, eş-Şeyħ İbrâhîm el-Yâzicî, el-Fuśûlü’l-Ǿilmiyye: Ders ve münteħabat (Beyrut 1952); Mîhâîl Savâyâ, İbrâhîm el-Yâzicî: Ĥayâtühû-âŝâruhû (Beyrut 1960); el-Eb Kümeyyil Huşeyme el-Yesûî, Resâǿil mütebâdele beyne’ş-şeyħ İbrâhîm el-Yâzicî ve Ķusŧaki el-Ĥımśî (Beyrut 1988); Michel Jehâ, İbrâhîm el-Yâzicî (Beyrut 1992).

BİBLİYOGRAFYA:

C. Zeydân, Terâcimü meşâhîri’ş-şarķ fi’l-ķarni’t-tâsiǾ Ǿaşer, Kahire 1902, II, 106-120; Filib dî Tarrâzî, Târîħu’ś-śıĥâfeti’l-ǾArabiyye, Beyrut 1913, II, 88-98; Edhem el-Cündî, AǾlâmü’l-edeb ve’l-fen, Dımaşk 1954, I, 45-46; Îsâ Mîhâîl Sâbâ, eş-Şeyħ İbrâhîm el-Yâzicî: 1847-1906, Kahire 1955, s. 8-9, 21, ayrıca bk. tür.yer.; P. P. Soueid, Ibrahim el-Yazigi, l’homme et son çuvre, Beyrouth 1969; Hikmet Kişlî, el-MuǾcemü’l-ǾArabî fî Lübnân, Beyrut 1982, s. 151, 157-167; Yûsuf Es‘ad ed-Dâgır, Meśâdirü’d-dirâsâti’l-edebiyye, Beyrut 1983, II, 730-731; Ziriklî, el-AǾlâm (Fethullah), I, 76-77; Reşîd Yûsuf Atâullah, Târîħu’l-âdâbi’l-ǾArabiyye (nşr. Ali Necîb Atavî), Beyrut 1985, II, 318-323; Îsâ İskender el-Ma‘lûf, AǾlâmü’n-nehđati’l-ĥadîŝe: el-Ĥalķatü’ŝ-ŝâniye, Beyrut 1991, s. 261-280; Yılmaz Özdemir, 19. Yüzyıl’da Lübnan’da Arap Dili Grameri Çalışmaları (doktora tezi, 2005), MÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü, s. 144-150; M. Kürd Ali, “İbrâhim el-Yâzicî”, Arabic, XXVIII, Dımaşk 1953, s. 3-17; A. J. Gully, “al-Yāzidjī”, EI² (İng.), XI, 318.

Şükran Fazlıoğlu