YÛSUF SÂHİBÜ’t-TÂBA‘ KÜLLİYESİ

Tunus’ta Osmanlı devrinde inşa edilen külliye.

Başşehir Tunus’ta Halfâvîn Meydanı’nda bulunan külliyeyi Hammûde Paşa’nın veziri Yûsuf Sâhibü’t-Tâba‘ mimar el-Hâc Sâsî b. Firîce’ye yaptırmıştır. İnşasına 1223’te (1808) başlanmış, 1229 (1814) yılında tamamlanmıştır. Aslen Boğdanlı olan ve zekâsı ile kısa zamanda dikkatleri çekerek vezirliğe yükseltilen Ebü’l-Mehâsin Yûsuf Sâhibü’t-Tâba‘ın bu külliyeden başka Mâter’de bir köprü, Sefakûs’ta hastahane ve ülkenin değişik yerlerinde pek çok çeşme ve sebil inşa ettirdiği belirtilmektedir. En son 1970’te tamir edilmiştir ve günümüzde bakımlı durumdadır. Geniş bir alana yayılan külliye cami, medrese, hamam, türbe ve iki kütüphaneden meydana gelmektedir. Cami, türbe ve kütüphaneler, altta dükkânların bulunduğu bodrum üzerinde yükselen bir avlunun çevresinde yer almaktadır. Bu alanın güneydoğusunda cami, batısında türbe, kuzeybatısında türbenin yanında kütüphaneler mevcuttur. Kuzeydeki kütüphanenin arkasındaki medrese daha alçakta kalmıştır. Hamam ise avlunun batısında bulunmaktadır. Düzgün kesme taş malzeme ile inşa edilen külliye yapıları, dış cepheye bakan geniş at nalı kemerlerin taşıdığı revakları ve avlu seviyesinden itibaren yükselen cami minaresiyle meydana hâkim bir konumdadır.

Caminin avlu revaklarına açılan beş kapı ile girilen harimi 31,50 × 26,25 m. ölçülerinde dikdörtgen bir mekâna sahiptir. İç mekânda, kuzey duvarında ve kıble duvarı önünde mihraba paralel iki nef ile bunların arasında beş kemer gözlü mihraba dik dokuz neften oluşan bir plan şeması görülmektedir. Diğerlerinden daha geniş tutulan orta nef ile yan neflerin köşeleri kubbe, diğer yerler tekne tonozlarla örtülüdür. Mihrap önündeki sivri kubbe dıştan yüksek tutulan sekizgen kasnağa, diğerleri dairevî kasnaklar üzerine oturmaktadır. Harim kubbe kasnaklarına ve duvarlara açılan on iki pencereden ışık almaktadır. Zeminden 4 m. yüksekliğe kadar mermerle kaplanan duvarların üst bölümü at nalı kemerli alınlık şeklinde değerlendirilmiştir. İç mekânda kompozit başlıklı yivli sütunlar birbirine at nalı kemerlerle bağlanmaktadır. Pandantiflerle geçişi sağlanan mihrap önü kubbesi altta tabak içinden çıkan stilize çiçek motifleri, üstte ise pencerelerin yer aldığı iki yüksek sekizgen kasnağa oturmaktadır. Neflerin üzerini örten tonozların içindeki alçı bezeme onarımlar sırasında yenilenmiştir.

Mihrap zengin bir mermer işçiliğine sahiptir. Dıştan siyah renkli kalın bir konturla çevrelenen mihrabın at nalı kemeri iki yandaki yivli iki sütunçe üzerinde yükselmektedir. Mihrap kavsarası konsollarla yedi bölüme ayrılmış olup içleri, iki yanda küçük yarım daire şeklinde yapraklardan meydana gelen farklı renklerdeki bezemelerle doldurulmuştur. Derin olan niş duvara bitişik sütunçelerle gri, mor ve pembe renklerdeki mermer panolardan meydana gelen yedi bölüme ayrılmıştır. Mermer


minberde yapının inşasında çalışan İtalyan sanatçıların etkisi görülmektedir. İki sütunçe üzerindeki yuvarlak kemerli kapının üstünde iri barok stilize yapraklarla çevrelenen dış bükey kartuş yer almaktadır. İnce uzun silmelerle bölümlenen yan aynalıklar üstleri sivri kemerlerle son bulan siyah, gri ve pembe renkteki damarlı mermer panolardan oluşmaktadır. Minberin külâhı dört sütunçe üzerinde yükselen yelken tonoz biçimindedir. Müezzin mahfili ve kürsü son onarımda tamamen yenilenmiştir.

Merdivenlerle çıkılan avlu caminin harimini “U” şeklinde kuşatmaktadır. Avlunun güneydoğu cephesi ve harim revaklarla çevrelenmiştir. Kare altlıklar üzerindeki mermer sütunlara dayanmış at nalı kemerle oluşturulan revakların üzeri düz örtülüdür. Sütunlar kompozit başlıklara sahiptir. Revakların köşelerinde pâyelere yer verilmiştir. Avluyu batıdan ve kuzeyden saran duvarlar, üst bölümü at nalı kemerli alınlık şeklinde değerlendirilen sade nişlerle teşkil edilmiştir. Harimin avluya bakan cepheleri, duvara bitişen yarım daire sütunların üzerindeki at nalı kemerlerle çevrelenen nişler biçiminde düzenlenmiştir. Bu yüzeyler yerden kemer başlangıcına kadar mermerle kaplanmış olup kenarlardan kalın siyah çizgilerle çevrelenmiştir. Bunların içinde bulunan mermer söveli kapı ve pencere açıklıklarının üst bölümleri, cepheden taşıntılı iki yandaki kıvrımlı stilize bitki motiflerinin arasında bir kenger yaprağı ile, en üstte uçları yukarı bakan hilâl motifi ve altta tabağın içinde çeşitli çiçeklerle bezenmiştir. Minare avlunun kuzeyindedir. At nalı kemerli nişlerle bölümlenen pabuçluğun üzerinde sekizgen gövde yükselir. Gövdenin her bir yüzeyi üstte siyah-beyaz renkli at nalı kemerli nişlerle sonlanmaktadır. İki renkli kırık çizgilerle oluşturulan mermer panodan sonra kalın konsollarla taşınan şerefe yer almaktadır. Şerefe korkulukları barok tarzında stilize ve kabarık bitkisel bezemeyle süslenmiştir. Şerefenin üzerini örten saçak her yönde iki sütunçe ile taşınmaktadır. Kısa tutulan peteğin üzerindeki prizmal külâh balık pulu biçimindeki yeşil kiremitlerle kaplanmış olup üstte alem görülmektedir.

At nalı kemerli sade bir kapı ile geçilen medresede çapraz tonoz ve düz çatı ile örtülen iki bölümlü giriş holünden sonra avluya ulaşılır. Dört yönden revaklarla çevrelenen avlu 14 × 13,50 m. ölçülerindedir. Üzeri düz çatı ile kapatılan revaklar köşelerde üçerli olmak üzere yirmi dört sütunla taşınmaktadır. Yapının avluya bakan duvarları son zamanlardaki onarımlarda yenilenmiş çini levhalar ve bunların üzerindeki alçı panolarla kaplanmıştır. Avlunun çevresinde bulunan yirmi iki hücreye düz atkılı kapılardan girilmektedir. Dikdörtgen planlı hücrelerin üzeri beşik tonozlarla örtülüdür.

Avlunun batı duvarının kenarında bulunan türbe dıştan sekizgen kasnak üzerine yükselen kubbesiyle diğer yapılardan ayrılmaktadır. Sokağa açılan at nalı kemerli kapıdan girilen merdivenli ve beşik tonoz örtülü uzun holden üzeri çapraz tonozla örtülen bir ön mekâna, buradan da bir kapı ile türbeye geçilmektedir. 7 × 7 m. ölçüsünde kare planlı türbe, köşelerde yer alan yivli üçer sütuna dayanan kemerler üzerinde yükselen bir kubbe ile örtülmektedir. Duvarlara dıştan kalın silmelerle çevrelenen düz atkılı üç pencere açılmıştır. Duvarlar, yerden 3,25 m. yüksekliğe kadar siyah konturlarla kuşatılan damarlı beyaz mermerlerle kaplanmıştır. Üst bölümü yumurta ve inci dizisinden oluşan frizden sonra gelen kemer alınlığı içindeki çini kaplamalar sonradan yapılmıştır. Duvarlardan kubbe kasnağına geçişi sağlayan pandantiflerin içlerinde vazodan çıkan kıvrık dalların arasında palmet, rûmî ve stilize yaprak motiflerinden meydana gelen alçı bezeme görülmektedir. Kubbenin içi de tamamen alçı bezeme ile kaplanmıştır. Üstteki kilit taşında birleşen kalın bordürlerin sınırlandırdığı yüzeylerin içinde yine vazodan çıkan ve oldukça geniş kıvrımlar yapan stilize bitki dalları, palmet, rûmî ve yapraklardan meydana gelen süsleme yer almaktadır.

Külliyede biri avlunun kuzey köşesinde, diğeri türbenin doğusunda iki kütüphane bulunmaktadır. Avlunun kuzey köşesindeki ilk kütüphaneye dış sokağa açılan merdivenli bir holün sonundaki kapıdan girilmektedir. Bu hole ve dış cephelere açılan iki pencere ile aydınlatılan iç mekân, duvara kemerlerle bağlanan ortadaki pâyenin taşıdığı dört çapraz tonozla örtülmektedir. Düzgün bir dikdörtgen plan göstermeyen yapının batı duvarında dolap nişi yer almaktadır. Bunun güneyinde çapraz tonozlu iki hücre kütüphaneden ayrı olarak düzenlenmiştir. Türbenin giriş kapısı önündeki mekânın doğu duvarına açılan bir kapı ile girilen diğer kütüphane kuzey-güney doğrultusunda uzanan, 7,80 × 3,20 m. ölçülerinde dikdörtgen planlı bir mekândan ibarettir. Bu mekânın üzeri tekne tonozla örtülmüştür. Batı duvarına bir pencere açılan mekân fazla bir özellik taşımamaktadır.


Doğudan ve güneyden evlerle çevrilmiş olan hamamda üzeri çapraz tonozla örtülen hollerden düz atkılı bir kapı ile soyunmalığa girilir. Orta bölümü dört sütun üzerinde yükselen 6,50 m. çapında bir kubbe, yanları çapraz tonozlarla örtülü merkezî plan şemasına sahip soyunmalıktan sonra üzeri beşik tonozlarla örtülü, üç ayrı mekân halinde düzenlenen ılıklık gelmektedir. Bunun sonundaki bir kapı ile bir tarafında helâların yer aldığı ince uzun holden sıcaklık bölümüne geçilmektedir. Sıcaklık, dört sütuna dayanan 3,90 m. çapında bir kubbe ile örtülen orta bölümle bunun çevresinde çapraz tonozlu yan kısımlardan meydana gelmektedir. Çapraz tonozlar birbirine kemerlerle bağlanan yanlardaki ikişer sütuna oturmaktadır. Batısında beşik tonozlu külhan yer almaktadır. Yûsuf Sâhibü’t-Tâba‘ Külliyesi, Osmanlı devrinde Tunus’ta az sayıda inşa edilen külliyelerin en önemlilerindendir. Plan şeması bakımından Hafsîler’den kalan Halk Camii’ne (XIV. yüzyıl veya daha önce) benzer. Duvara bağlı üçer sütunun üzerindeki kemerlere oturan pandantif geçişli kubbe ile örtülen türbedeki düzenleme Tunus’taki Ali Paşa (1756-1757) ve Bey (XVIII-XX. yüzyıl) türbelerini andırmaktadır.

BİBLİYOGRAFYA:

G. Marçais, Manuel d’art musulman, Paris 1927, II, 850; a.mlf., L’architecture musulmane d’occident, Paris 1954, s. 464; Slimane Mostafa Zbiss, Monuments musulmans d’époque husseynite en Tunisie, Tunis 1955, s. 13; a.mlf., Les monuments de Tunis, Tunis 1971, s. 24, 52, 57-69; a.mlf., La medina de Tunis, Tunis 1981, s. 20, 30, 34; Hasan Hüsnî Abdülvehhâb, Ħulâśatü Târîħi Tûnis, Tunus 1963, s. 194-195; Les mosquées de Tunisie, Tunis 1973, s. 38; D. Hill-L. Golvin, Islamic Architecture in North Africa, London 1976, s. 98; Mohamed Masmoudi-Jamila Binous, Tunis: la ville et les monuments, Tunis 1980, s. 113-114; Muhammed b. el-Hoca, Târîħu meǾâlimi’t-tevĥîd fi’l-ķadîm ve fi’l-cedîd (nşr. Hammâdî es-Sâhilî-Cîlânî b. Yahyâ), Tunus 1985, s. 212-224; Kadir Pektaş, Tunus’ta Osmanlı Mimari Eserleri, Ankara 2002, s. 31-35; S. Zmerli, “Une figure oubliée Youssef Saheb et-Tabaa”, RT, XXXVII (1935), s. 37-50; A. Pellegrin, “Mosquées et zaouïas de Tunis”, Chaiers Charles de Foucould, sy. 2, Paris 1950, s. 231; R. Brunschvig, “Tunus”, İA, XII/2, s. 66.

Kadir Pektaş