ZEYD b. VEHB

(زيد بن وهب)

Ebû Süleymân Zeyd b. Vehb el-Cühenî el-Kûfî

(ö. 83/702)

Muhadramûndan.

Medine’nin batısındaki Yenbu‘ bölgesine yerleşmiş bulunan kabilesi Cüheyne’nin diğer mensuplarıyla birlikte hicretin hemen ardından müslüman oldu, fakat Hz. Peygamber’i göremedi. Kabilesinden bir heyetle birlikte son günlerinde Resûl-i Ekrem’i ziyaret etmek üzere yola çıktıysa da heyet Medine’ye varmadan Resûl-i Ekrem vefat etti. İbn Hacer, Zeyd’in İbn Hazm tarafından sahâbî sayılmasını eleştirir (el-İśâbe, I, 583-584). Hz. Ömer devrinde Azerbaycan’ın fethine katıldı. Bu dönemde bir süre Medine’de ikamet edip daha sonra Kûfe’ye yerleşti. Cemel, Sıffîn ve Nehrevan savaşlarında Hz. Ali’nin safında yer aldı. Hz. Ali’nin önde gelen adamları arasında gösterilen Zeyd’in Deyrülcemâcim savaşının ardından 83 (702) yılının sonlarında vefat ettiği bilgisi (İbn Sa‘d, VI, 103) daha çok kabul görmekle birlikte, bazı rivayetler onun vefatını 97 (716) yılına kadar götürmektedir.

Sika ve kesîrü’l-hadîs gibi sıfatlarla tanıtılan Zeyd’den gelen rivayetler Kütüb-i Sitte’de yer almaktadır. Zeyd, Hz. Ömer, Osman, Ali, Berâ b. Âzib, Ebû Zer el-Gıfârî, Huzeyfe b. Yemân ve Abdullah b. Mes‘ûd gibi sahâbîlerden rivayette bulunmuş, kıraat ilmini İbn Mes‘ûd’dan tahsil etmiştir. Kendisinden A‘meş, İsmâil b. Ebû Hâlid, Hammâd b. Ebû Süleyman, Hakem b. Uteybe, Ebû İshak es-Sebîî gibi tâbiîn âlimleri hadis rivayet etmiştir. Hz. Ali’yi desteklemekle beraber halife Osman’ın aleyhinde faaliyette bulunmadığından ricâl âlimleri kendisine Şiîlik isnat etmemiştir. Fesevî’nin Zeyd’in hadislerinde birtakım kusurların görüldüğü yolundaki sözü kabul görmemiş, Zehebî ve İbn Hacer, Fesevî’nin tenkitlerinin isabetsiz olduğunu söylemiştir (Fesevî, II, 768-771; Zehebî, II, 107; İbn Hacer, Hedyü’s-sârî, s. 569). Zeyd’in, vaktini ibadet ve taatle geçirdiği, şehir dışına da ancak cihad, hac veya umre amacıyla çıktığı zikredilmektedir (Ebû Nuaym, IV, 171). Hz. Ali’nin hutbelerinden oluşan bir derleme Zeyd b. Vehb’e nisbet edilmekte (Ebû Ca‘fer et-Tûsî, s. 131), bu derlemenin, aralarında İsmâil b. Mihrân es-Sekûnî’nin Kitâbü Ħuŧabi emîri’l-müǿminîn’i, Nasr b. Müzâhim’in Kitâbü VaķǾati Śıffîn’i ve Şerîf er-Radî’nin Nehcü’l-belâġa’sı gibi kitapların bulunduğu bazı eserlere kaynaklık ettiği belirtilmektedir (Modarressi, s. 81-82; DİA, XXXII, 539).

BİBLİYOGRAFYA:

İbn Sa‘d, eŧ-Ŧabaķāt, VI, 102-103; Fesevî, el-MaǾrife ve’t-târîħ, II, 768-771; Ebû Nuaym, Ĥilye, IV, 171-174; Ebû Ca‘fer et-Tûsî, el-Fihrist (nşr. Cevâd el-Kayyûmî), [baskı yeri yok] 1417 (Müessesetü neşri’l-fekāhe), s. 130-131; Mizzî, Tehźîbü’l-Kemâl, X, 111-115; Zehebî, Mîzânü’l-iǾtidâl, II, 107; İbn Hacer, el-İśâbe, I, 583-584; a.mlf., Hedyü’s-sârî (nşr. Abdülazîz b. Bâz), Beyrut 1416/1996, s. 569; Abdüssettâr eş-Şeyh, AǾlâmü’l-ĥuffâž ve’l-muĥaddiŝîn, Dımaşk-Beyrut 1417/1997, IV, 5-17; Hossein Modarressi, Tradition and Survival: A Bibliographical Survey of Early Shī‘ite Literature, Oxford 2003, s. 80-82; Seyyid Mehdî Hâirî, “Zeyd b. Vehb”, DMT, VIII, 587; İsmail Durmuş, “Nehcü’l-belâga”, DİA, XXXII, 539.

Halit Özkan